DSP lideri Sezer'den hükümete eleştiri
ANKARA (İHA) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, AK Parti iktidarının ülkeyi giderek bir kaos ortamına sürüklediğini belirterek, "Keskin sirke küpüne zarar verir. Nitekim, bu gerginliklerin sonucudur ki ülkeyi yönetemez hale geldiler" dedi.
Sezer yaptığı yazılı açıklamada, hükümeti ağır bir dille eleştirdi. AK Parti iktidarının toplumda meydana getirdiği gerginlikler sonucu ülkenin giderek bir kaos ortamına doğru sürüklendiğini kaydeden Sezer, "Bunlar rejimle, devletin kurumlarıyla kavga ediyorlar. Kadrolaşmada sınır tanımıyorlar. Çok tehlikeli bir şekilde toplumda ayrımcılık yapıyorlar. İnanç, köken, siyasal düşünce ayrımı ile toplumu kamplara bölmeye çalışıyorlar. Cumhuriyeti ve niteliklerini yıpratmaktan çekinmiyorlar" açıklamasında bulundu. Sezer açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"23 Nisan konuşmasında kendi çarpık anlayışını 'laiklik' diye topluma dayatmaya çalışan Meclis Başkanı, dün de bir televizyon konuşmasıyla gündemde yer tutmaya amaçladı. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, eğitimle ilgili AB müzakere belgesine 'laiklik' ilkesinin konulması girişimlerini 'işgüzarlık' olarak niteleme talihsizliğine düştü. Bütün bunlar toplumda gerginlikleri olağanüstü artırıyor. Sayın Başbakan ve AK Parti Hükümeti artık bunu görmeli. Aynı zamanda farkına varmalı. Keskin sirke küpüne zarar verir. Nitekim, bu gerginliklerin sonucudur ki ülkeyi yönetemez hale geldiler."
Türkiye'nin her gün yeni bir olumsuzlukla karşı karşıya geldiğini vurgulayan Sezer, "Böylesi ortamlarda çeteler de mafya da yeni Susurluklar da ortaya çıkar. Bulanık suda balık avlamaya kalkan çok olur. O nedenle Sayın Başbakan'a ve AK Parti Hükümeti'ne düşen görev, derhal rejimle kavga etmekten vazgeçmektir. Her kesimden, her inançtan, her siyasi görüşten insan bu ülkenin vatandaşıdır. Hükümet olarak hepsine eşit davranın. Hepsine sahip çıkın. Gerginliklere son verin. Devletin temel kurumlarıyla uyumlu çalışın. Adaletli olun. Toplumsal barışı ve huzuru her şeyin önünde tutun" dedi.
Sezer mesajında ayrıca, DSP olarak toplumsal ve siyasal kesimler arasında uzlaşmaya ve birbirini anlamaya uygun bir ortam oluşturulması için çalıştıklarını dile getirerek, Türkiye'nin ancak barış ve uzlaşı içinde kalkınmasını sürekli kılabileceğine ve aydınlık geleceğe ulaşabileceğine inandıklarını bildirdi.
