Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından ikincisi düzenlenen Demokratik Özerklik Çalıştayı, çok sayıda STK ve derneğin katılımıyla başlarken, açılış konuşmasını yapan Bağımsız Milletvekili ve DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Özerkliğin bir ayrımcılık projesi olmadığını söyledi.
DTK tarafından ikincisi düzenlenen Demokratik Özerklik Çalıştayı Bağlar Belediyesi konferans salonunda başladı. Çalıştaya DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken, BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Bask Ülke Üniversitesinden Francısko Letamendia Belzunce, Ramallah'tan Habash Fahad, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Genel Başkanı Sema Solaklı, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ SDP Genel Başkanı Yeşim Ergün, Diyarbakır Baro Başkanı Av. Emin Aktar gibi birçok katılımcı, avukat ve BTK temsilcisi katıldı.
Açılış konuşmasını yapan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, 100 yılı aşkın bir süredir varlığını sürdüren Kürt sorununun çözümüne ilişkin muazzam bir basınç uygulandığını belirterek, "Ülkemizde yaklaşık 30 yıldır Kürt sorununun daha da sert bir biçimde gündeme gelişi, sorunun çözümsüzlüğünden ileri gelen çatışmalı ortam ve yaşanan acılar artık yeter dedirtmekte, demokratik bir çözüm isteği her kesimin talebi haline gelmektedir. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Nasıl oldu da modern ulus-devletlerin inşa edildiği bir süreçte, günümüzde yaklaşık 40 milyonluk bir nüfusa sahip olan Kürtler, en büyük devletsiz halk konumunda bırakıldı? 12 Eylül rejimiyle birlikte sokakta Kürtçe konuşmak yasaklanmış, köy ve yer isimleri zorla Kürtçe'den Türkçe'ye dönüştürülmüş, yıllarca insanların Kürtçe müzik dinlemeleri, Kürtçe okumaları, Kürtçe yazmaları ve Kürtçe düşünmeleri yasaklanmıştır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle yaşanan çatışmalarda 40 bine yakın insan yaşamını yitirmiş, on binlercesi sakat kalmıştır. Milyarlarca dolar heba edilmiş, doğa tahrip edilmiş, toplumda ağır travmalar yaşanmıştır. Binlerce köy boşaltılmış, yaklaşık 3 milyon kişi göçe zorlanmıştır. İmha siyaseti siyasal soykırıma meylederken, inkar siyaseti de Kürt sorununun bu kez tanınıp ve fakat yanlış tanımlanmasıyla esasen devam etmektedir" dedi.
"KÜRT SORUNU BİR DEMOKRASİ SORUNUDUR"
DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Kürt sorununun bir demokrasi sorunu olduğunu belirterek, "Lamı cimi yok. Kürt sorunu bir demokrasi sorunudur. Bir halkın kimliğinin inkar edilip statüsüz bırakılması sorunudur. Dolayısıyla önce sorun, güvenlikçi ve devletçi mantıktan çıkartılarak doğru bir biçimde tanımlanmalı, ardından bu tanım temelinde çözüm yolları aranmalıdır. Tekrar tekrar altını çizerek söylüyoruz ki, biz Kürt sorununu bir demokrasi sorunu olarak görüyoruz. Ve çözümümüzü de demokrasinin derinleştirilmesinde, tüm kurumlarıyla ihdas edilmesinde, yani radikal demokraside görüyoruz. Bizim çözüm projemiz radikal bir demokrasi projesi olan Demokratik Özerkliktir" dedi.
Aysel Tuğluk, Demokratik Özerklik projesinin ülkeyi bölme değil bir arada yaşama projesi olduğunu belirterek, "Tekrar altını çizerek vurgulamak istiyorum ki bu proje, ülkeyi bölme projesi değil, bilakis demokratik bir biçimde bir arada yaşamayı mümkün kılacak ortak yaşama projesidir. Bütün ezilen grupların kolektif varlığını güvenceye alacak demokratik bir çoğulluk kurmak gerekli olduğunun bilincindeyiz. Biz, sadece Kürtler için değil, ülkemizdeki herkes için Demokratik Özerklik istiyoruz. Çünkü bu projenin Kürt sorununun çözümünü de içeren bütünsel bir toplumsal demokratik dönüşüm projesi olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
"BİZ GERÇEKTEN YENİ BİR DEMOKRATİK ANAYASA YAPIM SÜRECİNİ DESTEKLİYORUZ"
Tuğluk, gerçek anlamda yeni bir anayasa istediklerini ve bu süreci desteklediklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz gerçekten yeni bir demokratik anayasa yapım sürecini destekliyoruz. Ancak değişmez maddelerle dondurulmuş ve elektrikli tellerle çevrilmiş bir anayasa ne kadar yeni olabilir. Herkesi Türk olmaya zorlayan 66. maddenin lafzını ve ruhunu koruduğu bir anayasa ne kadar yeni olabilir. Eğer yeni anayasa gerçekten yeni olacaksa, demokratik özerkliğin ülkenin her bir yanında kurumsallaşmasının önünü kapatacak hükümlere değil, aksine toplumun radikal demokratik dönüşümüne fırsat tanıyacak eşitlikçi bir ruha sahip olmalıdır. Yeni anayasa, gerçekten yeni bir anayasa olacaksa, bu anayasada Kürtlerin statüsü sorunu mutlak bir surette çözüme kavuşturulmalıdır. Mademki Kürt sorunu ülkenin en büyük sorunudur diyorsun, o halde bu büyük sorunun çözümü de ülkenin yasal düzenini belirleyen bir metin olan anayasada yer almalıdır."
Aysel Tuğluk'un konuşmasının ardından basına kapatılan Çalıştay 2 gün boyunca devam edeceği öğrenilirken, çalıştayda Yeni Anayasada Demokratik Özerklik, Çözüm Modeli Olarak Demokratik Özerklik, Demokratik Özerklikte Kadın, Demokratik Özerkliğin Siyaset Boyutu, Demokratik Özerkliğin Sosyal Boyutu, Demokratik Özerkliğin Kültür Boyutu, Demokratik Özerkliğin Ekonomi Boyutu, Demokratik Özerkliğin Ekolojik Boyutu tartışılacağı bildirildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz