ANKARA (ANKA) –DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Başbakan Erdoğan'dan istedikleri randevu konusunda "Biraz daha sabırla bekleyeceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın DTP'nin randevusu ve "diyalog" çağrısını doğru anlamadığını belirten Türk "Biz devlet silah bıraksın demiyoruz. Başbakan gölgeye yumruk savuruyor" diye konuştu. Türk DTP'nin diyalog çağrısının DTP'ye ağır geldiğini belirterek "Başbakan DTP'yle görüşecek cesaret ve iradede olmadığını göstermiştir" dedi.
Türk, partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Kürt sorununun çözümüne yönelik umut ve beklentilerin arttığı bir süreçte hükümet cephesinden iyi işaretler gelmediğini kaydeden Türk "Aylardır demokratik kamuoyunun yaptığı çağrılar karşısında, harekete geçmesi ve inisiyatif alması beklenen Sayın Başbakan maalesef yine umursamaz bir tavır içerisinde, atıl kalmaya devam ediyor." dedi. Erdoğan'ın adım atmak yerine ‘akla ziyan' açıklamalar yaptığını belirten Türk, "Acaba Başbakan konuşmasa daha iyi mi olacak. Çünkü konuştuğunda her şeyi ters yüz ediyor" diye konuştu.
"BAŞBAKAN GÖLGEYE YUMRUK SAVURUYOR"
DTP'nin çağrısını Başbakan Erdoğan'ın "Devletin silahlı güçlerinin ellerindeki silahları bırakması" olarak yansıttığını kaydeden Türk şunları söyledi:
"Demek ki Sayın Başbakan bizi doğru anlayamamış. Eğer bizimle diyalog kurmayı deneseydi, mesajlarımızı, çağrılarımızı ve önerilerimizi birinci elden daha doğru anlayabilme olanağına da sahip olacaktı. Başbakan ‘Devlet silah bırakmaz' diyor. Biz ‘Devlet silah bıraksın' demiyoruz ki. O halde bu söylemin bir karşılığı var mı? Yok. Yani Sayın Başbakan amiyane tabirle gölgeye yumruk savuruyor. Başbakan'ın bir diğer ilginç açıklaması da şöyle: ‘'Taraflar olmaz, taraf olur. PKK silahını bırakmalı' diyor. Bu, sorunu tek taraflı olarak gören geleneksel söylemin bir tekrarıdır. Oysa gerçek öyle değildir."
"GOCUNMANIN ÇÖZÜME FAYDASI YOK"
Başbakan Erdoğan'ın 2005 yılındaki sözlerini hatırlatan Türk, Başbakan'a "Kabul etseniz de etmeseniz de, devlet ve siyasal iktidarlar sorunun bir tarafıdır. Hükümet olarak siz de bu sorunun çok açık bir tarafısınız. Bu gerçeği ters yüz edemezsiniz." diye seslendi. Kürt sorununda ve yaşanan çatışmalı ortamda taraf değil taraflar olduğunu söyleyen Ahmet Türk bundan ‘gocunma'nın çözüme faydası olmadığını kaydetti.
"BAŞBAKAN ÇÖZÜMSÜZLÜK SULARINDA YÜZÜYOR"
Erdoğan'ın yaptıkları çağrıları anlamak ve dikkate almak yerine DTP'yle uğraşmayı tercih ettiğini, söylenene değil söyleyene baktığını ifade eden Türk, Erdoğan'ın sözlerini talihsizlik olarak değerlendirdiklerini belirtti. Türk "Belki Sayın Başbakan'a hoş gelmeyebilir ama bizim durduğumuz nokta, gayet açık ve nettir. Ve bize göre doğru bir noktadır. Biz barış, diyalog ve uzlaşı noktasında duruyoruz. Çözüm için her türlü fedakârlığı ve sorumluluğu üstlenmeye hazır bir noktadayız. Bütün çaba ve gayretlerimiz, akan bu kanın durması içindir. Peki siz hangi noktada duruyorsunuz Sayın Başbakan? Diyalogun olmadığı-uzlaşmanın olmadığı neresi varsa, siz de orada duruyorsunuz. Çözümsüzlük nerede ise siz de o sularda yüzüyorsunuz. Barış adımlarını akamete uğratan her noktada sizin varlığınız göze çarpıyor."diye konuştu.
"NEZAKETEN GÖRÜŞME TALEP ETMEDİK Kİ…"
Başbakan Erdoğan'ın dün akşam katıldığı bir televizyon programında söylediği "Randevu verecektim, şehit haberi geldiği için vazgeçtim" şeklindeki sözlerini de hatırlatan Türk "yi de Sayın Başbakan biz de zaten bu nedenle görüşme talep etmedik mi? Neden anlamamakta ısrar ediyorsunuz? Nezaketen ya da sırf elinizi sıkma adına bir görüşme istemedik ki. Bir kez daha altını çiziyorum; biz yaşanan bu çatışmalı ortamın son bulması ve gençlerimizin ölmemesi için görüşme istedik. Ölümlerin olmadığı, çatışmanın yaşanmadığı bir süreçte görüşmeyi gerektiren bir durum var mıdır? Hal böyleyken, görüşmeme gerekçesini yaşanan olaylara dayandırması bizim iyi niyetli çabalarımızı görmemekte ısrar etmektir."dedi.
"DTP'YLE GÖRÜŞECEK İRADE VE CESARETTE DEĞİL"
Başbakan Erdoğan'a diyalog çağrılarının ağır geldiğini, Erdoğan'ın gösterdiği tavırla DTP'yle görüşmeyi taşıyabilecek irade ve cesarette olmadığını ortaya koyduğunu savunan Türk, kendilerinin en çatışmalı dönem olan 1993'te bile Cumhurbaşkanı ve Başbakanla görüştüklerini, hiçbirinin kapılarını kapatmadığını söyledi. Türk "Bizler, ‘acaba böylesi bir deneyim sürecini yeniden günümüze taşıyabilir miyiz?' kaygısıyla hareket ederken, Sayın Başbakan'ın kapıları kapatmasını halkın ve demokratik kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bu son durum da göstermiştir ki, cesaretten ve iradeden yoksun bir iktidar halkın hiçbir sorununa çözüm gücü olamaz. Toplum bu gerçeği iyi görmeli ve tahlil etmelidir. Bu gün iktidar öyle bir noktada duruyor ki, artık kronik sorunlar hükümeti kontrol eder düzeye gelmiştir. Sorunları ve krizleri yönetemeyen bir iktidarın, ömrünün de fazla uzun olmayacağı açıktır. Başbakan da bunun farkında olsa gerek, bıçak sırtındaki iktidarını koruyabilmek için teslim bayrağını çekmeye başlamıştır. Öyle ki; Başbakan susuyor, militarizm konuşuyor. Başbakan susuyor, yargı siyasi mesajlar veriyor, başka güçler devreye giriyor. "diye konuştu.
TEŞVİK PAKETİ TEPKİSİ
Türkiye'nin en önemli gündemlerinden birinin de ekonomik kriz ve işsizlik sorunu olduğunu dile getiren Türk, Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta açıkladığı Teşvik Paketi'ni eleştirdi. Türk "20 yıllık süre zarfında, yaklaşık olarak 17 tane ekonomik paket açıklanmıştır. Eğer bölgenin sosyo ekonomik geri bırakılmışlığına doğru bir yaklaşım gösterilmiş olunsaydı, bu kadar pakete gerek kalmayacaktı. Tek paketle bu iş çözülebilirdi. Çatışmalı ortam devam ederken, her gün ölümlerin yaşandığı bir bölgeye bir takım teşviklerle özel sektörü yatırım yapması için gönderemezsiniz. Çünkü özel sektörü teşvik için, alacağınız her önlemin içine mutlaka savaş-kan-gözyaşı yani barışın tesis edilememesi riskini de katmak zorundasınız. Bu riski hiçbir hükümet özel yatırımcı için parasal boyutta hesaplayamaz. Bu risk tek yolla çözümlenir: Devlet özel sektör eliyle değil bizzat kendisi gidip oraya yatırım yapmalıdır."diye konuştu. Toplam 49 ili kapsayan teşviğin batı illerine gittiğini, Şırnak, Hakkari ve Ardahan'ın sıfır pay aldığını kaydeden Türk, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin açıkladığı buğday alım fiyatlarını da eleştirdi. Türk "Bu fiyatlar, mazot ve gübre başta olmak üzere girdi maliyetlerinin katlanarak arttığı bir ortamda devlet teşvikinden yeteri kadar yararlanamayan çiftçimizle alay etmek anlamına gelir." dedi.
"RANDEVUYU BİRAZ DAHA SABIRLA BEKLEYECEĞİZ"
Türk grup toplantısının ardından gazetecilerin, Başbakan Erdoğan'la randevu talebinden vazgeçip vazgeçmediklerine ilişkin "İptal sözkonusu olabilir mi?"şeklindeki bir sorularına da yanıt verdi. Türk "Bilemiyorum nasıl olur biraz daha sabırla bekleyeceğiz" dedi.