64'üncü Hükümet'in ilk Bakanlar Kurulu, Çankaya Köşkü'nde toplandı. Toplantı sonrasında Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Biz Türkiye'de hiçbir basın mensubunun tutuklanarak yargılanmasını istemeyiz. Aslolan bu anlamda basın mensuplarının tutuksuz yargılanmalarıdır. Ancak biz yürütme tarafıyız, yargı tarafı tamamen bağımsız olarak işliyor. Dündar'ın ve Gül'ün gazetecileri olmaları ayrı bir vasıftır ama gazeteci de siyasetçide herhangi bir şekilde bir suçla ilişkilendirilebilir.
Dolayısıyla ortada henüz bir iddia vardır. Konunun iddia edildiği kadarıyla esas şey gazetecilik faaliyetleri dolayısıyla bu arkadaşlarımız itham edilmiyor. Bu arkadaşlarımız gizli kalması gereken devletin sırlarını ifşa etmek veya casusluk sayılabilecek bir takım faaliyetlerde bulunmak konusunda itham ediliyor. Ümit ederiz ki mahkeme bu hususlarda objektif ve adil davranır. Keşke tutuklama olmadan bu süreç sürdürülebilseydi."
TUTUKLANMALARA TEPKİ YAĞDI
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmalarına Avrupa’dan, ABD’den, gazetecilerden, siyasilerden tepki yağdı. Tutuklamalar Türkiye’deki basın özgürlüğüne yönelik tartışmaları AB’de yeniden alevlendirdi. Konunun yarınki Türkiye-AB Zirvesi gündemine alınması çağrıları da yapıldı. Tepkiler özetle şöyle:
Kemal Kılıçdaroğlu (CHP Genel Başkanı): Suçu işleyenler değil de suçun haberini yapanlar tutuklanıyorsa kimse ‘Türkiye’de basın özgür, yargı bağımsız ve tarafsızdır’ demesin.
Maja Kocijancic (AB Komisyonu Genişleme Sözcüsü): Endişe verici gelişmeleri çok yakından izliyoruz. Bu endişeleri Türk yetkililerinin gündemine defalarca getirdik, İlerleme Raporu’nda da yer aldı. Endişelerimizi dile getirmeyi sürdüreceğiz.
Kati Piri (AP Türkiye Raportörü): Tutuklamalar, Türkiye’de basın özgürlüğünün ağır baskı altında olduğunu gösteriyor. AB, mülteci krizi konusunda anlaşmaya varma ihtiyacı nedeniyle bunu duymazdan gelemez. AB’nin sessizliği satılık olamaz. AB’nin zirvede bu mesajı Ankara’ya açık şekilde iletmelerini umuyorum.
Dunja Mijatovic (AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi): Yetkililerin tehlikeli saydıkları haberler nedeniyle yaşamlarını cezaevinde geçirmekle karşı karşıya kalmaları kabul edilemez. Bu derece sert bir ceza perspektifi bile topluma iktidardakilerinkiyle aynı görüşte olmayanların ciddi şekilde cezalandırılacağı yönünde caydırıcı bir mesaj gönderiyor.
Jim Boumelha (Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Başkanı): Türk makamlarından Can Dündar ve Erdem Gül’ü derhal bırakmalarını ve hakkındaki suçlamaları düşürmelerini istiyoruz.
Mogens Blicher Bjerregard (Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı): Bu tutuklamalara mutlaka Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5’inci (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve 10’uncu (ifade özgürlüğü) maddeleri bağlamında meydan okunacaktır ama bu arada meslektaşlarımızın hapiste tutulmasını kabul edemeyiz. Bu dava Türkiye’de yargının bağımsızlığı konusunda da ciddi soru işaretlerine neden oluyor.
Alexander Graf Lambsdorff (AP Başkan Yardımcısı): Saygın iki Türk gazetecinin AB-Türkiye Zirvesi’nden hemen önce tutuklanması alay etmek gibi. Saçma bir durum söz konusu. Yeni hükümet demokratikleşmeye odaklanacağını ilan etti ve aynı gün tutuklama kararı çıktı. Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin şansı yok.
ABD: RAHATSIZLIK DUYUYORUZ
ABD, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmalarının, Türk hükümetinin basın özgürlüğü taahhütleri konusunda ciddi endişelere yol açtığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner, yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin, Türkiye'nin saygın gazetelerinden Cumhuriyet'in, deneyimli editörlerinin tutuklanmasından rahatsızlık duyduğunu belirtti.
Toner açıklamasında, “Bu olay, hükümeti eleştiren medya kuruluşlarına karşı yargı ve adli kolluk birimlerinin şüphe uyandıran haller çerçevesinde uyguladığı eylemler dizisinin son örneği. Türk yetkililerden, Türkiye anayasasının da güvence altına aldığı ifade ve basın özgürlüğüne uygun olarak, medya ile sınırlı olmadan tüm bireylerin ve kurumların her türlü düşünce ve eleştiriyi açıklama özgürlüklerini koruma çağrısı yapıyoruz. Bu sonuçta Türkiye'nin demokrasisini güçlendirecektir" dedi.
Türkiye Barolar Birliği de tutuklama kararı veren hâkime soruşturma açılması için dün HSYK’ya başvurarak, “Dündar ve Gül için derhal özgürlük talep ediyoruz. Haberin içeriği yetkililerce söylendiği gibi gerçek dışı ise, ortada ifşa edilen devlet sırrı yoktur. Haberin içeriği gerçek ise, soruşturulması gereken terör örgütüne silah ve mühimmat sağlayanlardır” dedi.
CUMHURİYET GAZETESİ ÖNÜNDE TEPKİ
Cumhuriyet Gazetesinin Şişli'deki merkezi önünde toplanan çok sayıda kişi, "Özgür basın susturulamaz " sloganları attı. Gazetenin bahçesi tamamen dolarken, Cumhuriyet'in önünden geçen cadde de tamamen doldu. Yol trafiğe kapandı. Polis çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı.
Bu arada Cumhuriyet Gazetesini ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Kızgınız ama asla yılgın değiliz. Bugün Türkiye'de bir hukuk katliamı daha gerçekleştirildi. Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması Türkiye'deki insan haklarına, düşünce özgürlüğüne, gerçeği hakikati arama bulma mücadelesine karşı geliştirilmiş bir saldırıdır" dedi. İktidarın bundan sonra hukuktan bahsetmemesi gerektiğini söyleyen Yüksekdağ, " Kimse bize kuma güvenliğinden bahsetmesin. Kamus güvenliği adı altında aylar boyunca Türkiye'de bir darbe rejimini ve dikta rejimini inşa ediyorlar. Ve bu darbe rejimine karşı direnenlere hedef haline getiriyorlar "şeklinde konuştu.
ANKARA'DA GAZ
Ankara'da Kızılay’daki İnsan Hakları Anıtı’nın önünde toplanan gazeteciler, STK temsilcileri, CHP milletvekileri, öğrenci örgütleri, Dündar ve Gül’ün tutuklanmasına tepki gösterdi.
Basın açıklamasının ardından Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosuna yürümek isteyen gruba, polis biber gazıyla müdahale etti. Biber gazından etkilenen CHP Meclis Grup Başkanvekili Levent Gök hastaneye kaldırıldı. İzmir ve Antalya’da da protestolar vardı.