Dünya Astım Günü

İZMİR - Türk Toraks Derneği, Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği ve Çocuk Göğüs Hastalıkları Derneği tarafından astımlı çocuklar, hasta ve yakınları için aile eğitimi toplantısı düzenlendi. Kültürpark İzmir Sanat Merkezi'ndeki toplantıda konuşan Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesinden Doç. Dr. Demet Can, 5 yaşından küçüklerde öksüren, nefes darlığı olan, sürekli hastaneye götürülerek hava tedavisi gören çocukların, astım adayı olduğunu belirterek, 5 yaşından büyüklerde ise bir kere bile hava tedavisi kullanmasını gerektiren nefes darlığı yaşayan ve alerjik reaksiyonu bulunan çocuklarda astım şüphesinin daha ağırlıklı olduğunu söyledi. Astım gibi alerjik hastalıkların mevsimlere göre ortaya çıkıp ve kaybolduklarını dile getiren Can, çocuğun gece ortaya çıkan öksürüğü varsa, astım ilaçlarına yanıt veriyorsa, egzersiz yaptığı sırada erken tıkanıyorsa, soğuk algınlığı ve gripleri göğsüne iniyorsa, griplerden sonra geçmeyen kuru öksürüğü varsa astımdan şüphelenildiğini kaydetti. -Her belirti astım değil Her belirtinin astım olmadığını, bazı belirtilerin altında ciddi hastalıkların yattığını anlatan Can, "Eğer bir çocuğun doğar doğmaz şikayeti varsa o astım değildir. Beslenme ile moraran çocuklarda astım akla gelmemeli. Astım, büyüme geriliği yapmaz, ses kısıklığı, balgamlı öksürük, hastalığın günden güne kötüye gitmesi, hava tedavisinin iyi gelmemesi, antibiyotik olmadan iyileşmeme, her mevsim hasta olma gibi belirtiler varsa bu astım değildir" diye konuştu. Astımda akciğer filminin genellikle iyi çıktığını, hastalığa tanı koymakta alerji, kan ve deri testleri ile solunum fonksiyon testinin kullanıldığını belirten Can, "Ailelerin tepkisinden dolayı kolayca astım teşhisi koyamıyoruz. 10 çocuktan biri astım ve bugün astım, tedavi edilebilir bir hastalık" dedi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden Prof. Dr. Remziye Tanaç da dünyada yaklaşık 300 milyon kişinin alt solunum yolu alerjisi astıma sahip olduğunu belirtti. Astımın gelişmiş ülkelerde çok daha yüksek oranda ortaya çıktığını vurgulayan Tanaç, doğal yaşamı terk etmiş toplumlarda çok daha yüksek oranda rastlanan, astımın her 12-13 erişkin ve 7-8 çocuktan birinde görüldüğünü kaydetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden Prof. Dr. Nevin Uzuner de astımın tedavi süreci ile ilgili bilgi verdi. "Tedavide en önemli basamak ailenin eğitimi. Önce eğitim, sonra ilaç tedavisi, ardından korunma" diyen Uzuner, astım eğitimi alan ailelerde, çocuğun hastalığının daha kontrol altında seyrettiğini söyledi. Uzuner, tetikleyici ve alerjenlerden korunma ve ilaçların doğru kullanmanın önemini vurguladı. Verilere göre astım, çocukların en sık görülen kronik hastalığı. Türkiye'de 25,2 milyon çocuğun 1,9 milyonunun, astımlı olduğu tahmin ediliyor. İstatistikler, atakları önlenebilir ve kontrol altına alınabilir bir hastalık olan astımın, çocukların üçte birinde kontrol altında olmadığını gösteriyor. Kontrol altına alınmadığı için astım, yılda 250 bin kişinin erken ölümüne sebep oluyor.