HABER

Dünya Kadınlar Günü Programı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4) - "20 tane üs kurmuşsun Kuzey Suriye'de. Ne işin var? 5 bin tır silah getiriyorsun, 2 bin kargo uçağıyla silah, mühimmat getiriyorsun. Kime karşı? 'DEAŞ'ı temizledik' diyorsun. Madem ki DEAŞ'tan burayı temizledin, şimdi bu silahlar burada niye, neden? Yoksa bizim için mi bunları getiriyorsun?" - "Şunu bilin; biz bir ölürüz, bin diriliriz ve bu yolda böyle gideceğiz" - "Bu hocalarımız ne iş yapıyorlar, niye sessiz kalıyorlar. Sessiz kalıp bu alanı niçin bu adamlara kaptırıyorlar. FETÖ konusu da böyle oldu. Söyledik, söyledik, sonunda bir şura yaptırdık. Asıl konuşması gereken konuşmayınca meydan Feto'ya kaldı, Feto'nun arkasından gelen tiplere kaldı" - "Son günlerde din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya. Anlamak mümkün değil. Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada, farklı bir asırda, zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "20 tane üs kurmuşsun Kuzey Suriye'de. Ne işin var? 5 bin tır silah getiriyorsun, 2 bin kargo uçağıyla silah, mühimmat getiriyorsun. Kime karşı? 'DEAŞ'ı temizledik' diyorsun. Madem ki DEAŞ'tan burayı temizledin, şimdi bu silahlar burada niye, neden? Yoksa bizim için mi bunları getiriyorsun?" dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'ndeki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Dünya Kadınlar Günü Programı'nda yaptığı konuşmada, varoluş gayesi sadece istismar olan, milletin ve İslam'ın değerleriyle hesaplaşmaktan başka hiçbir hedefi bulunmayan marjinalleri asla dikkate almayacaklarını söyledi.

Son günlerde kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunan, İslam'da kesinlikle yeri olmayan, kendine göre bazı içtihatta bulunan kişilerin din adamı olarak ortaya çıktığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Anlamak mümkün değil. Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada, farklı bir asırda, zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam'ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam'ı, 14-15 asır hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız, böyle bir şey yok. Onun için de bugün İslam'ın uygulanması, yer, zaman, koşullar her şeyiyle, o da ne yapıyor, değişiyor. İslam'ın güzelliği de burada zaten, önemi burada. Şimdi birçok hoca efendi beni tefe koyup çalacak o ayrı mesele. Rabb'im bizi tefe koymasın, mesele orada."

Erdoğan, istisnaları genelleştirmenin, tarihin belli bir döneminde toplumların kendi özel şartlarına dayalı uygulamalarını ve geleneksel davranışlarını günümüze taşımaya çalışmanın sadece meseleyi sulandırmaya yaradığını söyledi. Ortada bir sorun olduğunu gördüklerini ve bunu çözmeye çalıştıklarını, eksikliklerin olabileceğini, kimi durumlarda yanlış da yapılabileceğini ifade eden Erdoğan, bunların iyi niyetle ve yapıcı bir tutumla ortaya konması halinde derhal düzeltilmesinin mümkün olduğunu söyledi.

- "Kur'an'a ters değilse mesele bitmiştir"

Reklamın iyisi kötüsü olmadığı anlayışıyla dikkati çekmek, popüler olmak, isbatı vücud yapmak için söylenen sözleri asla kabul edemeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu tartışmayı dinimizin kavramlarıyla yürütmek sadece kadınlara değil inanın inancımıza da dinimize de haksızlıktır. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi dini hususların tartışılmasında da seviyeler var. Kur'an'a, sünnete, icma ve kıyasa vakıf olmayan insanlara misal kabilinden bile olsa birtakım uygulamaları anlatmaya kalktığımızda züccaciye dükkanına giren fil misali bir sürü başka şeyi kırıp dökmeniz kaçınılmaz hale geliyor. Bakıyorsun birisi sünneti, öbürü icmayı tartışıyor. Bırak bu işleri. Aslolan nedir? Bizi mukaddes kitabımız Kur'an'dır. Kur'an'a ters değilse mesele bitmiştir. Eskiler, kudema, 'Vusulsüzlüğümüz, usulsüzlüğümüzdendir' derdi. Yani 'Bir neticeye kavuşmak ancak doğru usullerle mümkün' derdi." diye konuştu.

Erdoğan, amacın hasıl olması için amaca giden yolun doğru ve düzgün olmasının şart olduğunu ifade etti.

- "Söyledik, söyledik, sonunda bir şura yaptırdık"

Farazi tartışmaları günümüz hayatının bir parçası gibi anlatmanın kimseye fayda sağlamayacağını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu konularda söz söyleyen, görüş beyan eden herkesi dikkatli olmaya, kendileri ile birlikte değerlere zarar vermemeye, kadınlarımızı da rencide etmemeye davet ediyorum. Bilhassa da ilim erbabının bu konuda azami hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Geçenlerde Diyanetten sorumlu olan Başbakan Yardımcıma da söyledim. Bizim Diyanet teşkilatımızın Din İşleri Yüksek Kurulu var. Bu kurulda çok çok vasıflı, bütün ilim dallarında yetki sahibi olan hocalarımız var. Tefsirde, hadiste, fıkıhta. Bu hocalarımız ne iş yapıyorlar, niye sessiz kalıyorlar? Sessiz kalıp bu alanı niçin bu adamlara kaptırıyorlar? FETÖ konusu da böyle oldu. Söyledik, söyledik, sonunda bir şura yaptırdık. Asıl konuşması gereken konuşmayınca meydan Feto'ya kaldı, Feto'nun arkasından gelen tiplere kaldı. Onların da zaten vasıfları ortada. Feto'nun kalitesi, vasfı ortada. Arkasından gidenler, ne yazık ki ona tabi olduklarına göre onlar, onlardan daha geri."

Erdoğan, kadınlara ülkenin ve milletin içinden geçtiği kritik dönemde gösterdikleri sağlam duruş nedeniyle de müteşekkir olduklarını dile getirdi.

Şehit annelerinin, şehit eşleri ve evlatlarının metanetlerini gördüklerinde geleceğe olan güvenlerinin güçlendiğini anlatan Erdoğan, dün Çanakkale'de vatan uğruna evlatlarını kurban ettiklerinin işareti olarak saçlarına kına yakıp, cepheye gönderen annelerin bugün de aynı bilinçle ve inançla evlatlarını mücadeleye, savaşa uğurladığını dile getirdi.

15 Temmuz'da olduğu gibi askerin bu inançla, aşkla, çekinmeden, dağ, taş demeden yürüdüğünü vurgulayan Erdoğan, "Eşler, kız kardeşler, evlatlar, şehit olan asker ve polis yakınlarının elbiselerini giyerek katıldıkları cenaze törenlerinde aynı vakur duruşu sergiliyor. Böyle bir milletin ferdi, böyle annelerin evladı, böyle kadınların kardeşi olduğum için Rabb'ime binlerce kez hamdediyorum." ifadelerini kullandı.

- "Biz şehadete koşuyoruz"

Dün Fırat Kalkanı bölgesinde, bugün Zeytin Dalı Harekatı'nın yürütüldüğü Afrin'de, terör örgütlerinden temizledikleri yerlerde ocakları tüttürecek ve kesintiye uğrayan hayatları yeniden kuracakların kadınlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye olarak Suriye topraklarında yürüyen bu operasyonun hedefleri bizce belli. Durmayacağız. Şu ne der, bu ne der, bunların hiçbiri bizi ilgilendirmiyor. Biz adaletin tesisi için ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Amerika, Batı, tamam da sizin burada ne işiniz var? Bizim 911 kilometre sınırımız var. Biz devamlı tacize uğruyoruz. Sizin ne işiniz var burada? 20 tane üs kurmuşsun Kuzey Suriye'de. Ne işin var? 5 bin tır silah getiriyorsun, 2 bin kargo uçağıyla silah, mühimmat getiriyorsun. Kime karşı? 'DEAŞ'ı temizledik' diyorsun. Madem ki DEAŞ'tan burayı temizledin, şimdi bu silahlar burada niye, neden? Yoksa bizim için mi bunları getiriyorsun? 'Bak' dedim, şunu bilin; biz bir ölürüz, bin diriliriz ve bu yolda böyle gideceğiz. Zira bizi bu tür teknoloji şu, bu, bütün bunlar korkutmaz. Bizim bu noktadaki hedefimiz başkadır. Onların füzeleri, nükleer füzeleri, ne bileyim insansız hava araçları, her şeyi olabilir. Bunlar bize vermiyorlardı bunları. Biz de üretmeye başladık. Artık bunlar bizde de var. Diğerleri de, olmayanlar da olacak ama bunların ötesinde bizim Allah'ımız var. Bu bizim için çok büyük bir zenginlik. Çünkü biz şehadete koşuyoruz, onlar nereye koşuyor bilemem. Arada böyle bir fark var."

- "Devlet olarak elbette boynumuzun borcudur"

Suriyeli kadınların kendileri ve aileleri için yeni bir gelecek kurma mücadelelerinde yanlarında olmayı sürdüreceklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Dünyada kadın hakları diye ortalığı ayağa kaldıranlardan tek birinin dahi dönüp bakmadığı, derdini sormadığı, sıkıntısına ortak olmadığı bu hanım kardeşlerimiz için elimizden geleni yapacağız. Biz hiçbir zaman güya eşitlik adına, kadınların sırtına en ağır yükleri sararak, onları metalaştıranlar gibi olmayacağız, öyle davranmayacağız. Nisa olan, insan olan kadına gerçek anlamda insan gibi muamele edilmesini sağlarken onun tüm haklarını korumak, toplum ve devlet olarak elbette boynumuzun borcudur. Bu borcu ifa etmek için çıktığımız yolda bugüne kadar hep kadınlarımızla birlikte yürüdük, bundan sonra da mücadeleyi yine onlarla birlikte vereceğiz."

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Erdoğan, "Bizim için sadece bir gün değil, her an, her gün Dünya Kadınlar Günü'dür." diyerek konuşmasını tamamladı.

- Notlar

Konuşmalar öncesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla hazırlanan kamu spotu gösterildi ve ardından sanatçı İsmail Hakkı tarafından geçmişten bugüne kadınları anlatan tiyatral sunum yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Emine Erdoğan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, programda, farklı alanlarda rol model olan başarılı kadınlara tebrik belgelerini takdim etti.

Bakan Kaya tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Emine Erdoğan'a hat sanatıyla yapılmış bir tablo hediye edildi.

Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Maliye Bakanı Naci Ağbal ile Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da katıldı.

(Bitti)

En Çok Aranan Haberler