Dünya Nüfus Günü

Antalya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Erdoğan Taş, 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, bir ülkedeki nüfusun sosyal, demografik ve ekonomik niteliklerine ilişkin bilgiler içeren nüfus kaydı istatistiklerinin, toplumun ihtiyaçlarını karşılama ve yaşam kalitesini yükseltme noktasında çeşitli politika ve planların oluşturulmasında önemli olduğu kadar, ülkelerin nüfus çeşitliliğini ve bu çeşitliliğin gelecekteki sonuçlarını da belirlemede vazgeçilmez öneme sahip olduğunu belirtti.

NÜFUS ARAŞTIRMASI

Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve TÜBİTAK'ın Kamu Araştırmaları Grubu'nun (KAMAG) katkılarıyla Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 2008 yılında Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması yapıldığını belirten Antalya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Erdoğan Taş açıklamasında şunları kaydetti:

”TNSA-2008, Türkiye’yi temsil eden bir örneklemde, 10 bin beş yüz yirmi beş hanehalkı ve 15-49 yaşları arasındaki 7 bin dört yüz beş evlenmiş kadını kapsayan bir alan araştırmasıdır. Araştırma sonuçlarına 15 yaşın altındaki nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 27’ye düşerken 65 yaş ve üzeri nüfusun payı ise yüzde 7’ye yükselmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2012 yılında yüzde 7,5 olduğunu açıklamıştır. Nüfus projeksiyonlarına göre bu oranın 2023 yılında yüzde 10,2, 2050 yılında yüzde 20,8, 2075 yılında ise yüzde 27,7'ye yükseleceği tahmin edilmektedir. 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus oranı en yüksek bölge, yüzde 16,5 ile Ege Bölgesi olurken, yaşlı nüfusun daha yoğun olarak yaşadığı diğer bölgeler, sırasıyla yüzde 14 ile İstanbul, yüzde 11,7 ile Akdeniz ve yüzde 9,9 ile de Doğu Marmara olarak belirlenmiştir.”

DOĞURGANLIK SEVİYESİ AZALMIŞTIR

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10'u geçmesinin, nüfusun yaşlanmasının bir göstergesi olarak nitelendirildiğini vurgulayan Dr. Taş açıklamasında, “Araştırmalara göre nüfus artış hızı giderek azalan Türkiye'nin, orta vadede genç ve dinamik olma özelliğinin ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Bu durumu tetikleyen doğurganlık düzeyini azalmaya devam etmesi de araştırmanın bir diğer önemli bulgusudur” sözlerine yer verdi.

Türkiye’de doğurganlık düzeyinin kadın başına ortalama 2.2 doğuma düştüğünü ifade eden Dr. Taş açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

”Doğurganlık seviyesi de son 20 yılda yaklaşık olarak üçte bir oranında azalmıştır. Türkiye’deki tahmini doğum sayısı 1,292,698 olup, Akdeniz’de bu sayı 159,284’tür. Bu sonuçlar doğrultusunda doğal olarak hanehalkı büyüklüğü de azalmaktadır. TNSA-2008 sonuçlarına göre Türkiye’deki hanehalklarının yüzde 70’inde 4 veya daha az kişi bulunmaktadır. Doğurganlığın azalması, dolayısıyla ileriki yıllarda genç nüfusumuzun azalmasına sebebiyet verecektir. Türkiye genç nüfusunun azalmaya başlaması ile yaşlı nüfusu her geçen yıl artan Avrupa ülkelerinin akibetini paylaşacaktır. Ülkemizin büyümesi genç, üretken, azimli ve dinamik nüfus ile mümkün olacağı için Antalya Kamu Hastaneleri Birliği olarak, genç nüfusumuzu muhafaza edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.”