HABER

Dünya şampiyonu engelli yüzücü üniversiteyi üstün başarıyla bitirdi

Dünya şampiyonu milli paralimpik yüzücü Beytullah Eroğlu: - "Biz engelliler sokağa çıktığımız, spor salonlarına gittiğimiz, eksikleri gösterip bunların yapılması gerektiğini talep ettiğimiz sürece eminim engelliler konusunda Avrupa'daki bütün ülkeleri geçerek en duyarlı, en gelişmiş ülke olacağız" - "Engelliler bir an önce evlerinden çıksın, spora başlasın. Benim tavsiyem yüzmeye başlasınlar. Çünkü insan vücudu ağırlığının 10'da 1'ine düşer suyun içinde. Özgür bir şekilde, en ağır engelli dahil yüzme yapabilir. Ayrıca eminim spor yaptıktan sonra hepsinin okul hayatı başarı yoluna girecektir" - Milli yüzücünün babası Mustafa Eroğlu: - Bizim en çok istediğimiz şeylerden biri Beytullah'ın ayaklarının üzerinde durabilmesiydi. Biz bundan dolayı çok mutluyuz. Ciddi bir mücadele verdik ama onu hayata kazandırdık"

İSTANBUL (AA) - MÜCAHİT TÜRETKEN - Dünya şampiyonu milli paralimpik yüzücü Beytullah Eroğlu, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesini üstün başarı ile bitirdi.

Fiziksel engelli yüzücü Beytullah Eroğlu, yetenek sınavı ile girdiği İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinden yine üstün başarı ile mezun oldu. Kahramanmaraş'ta yaşayan babası Mustafa, annesi Şevval, kardeşleri Enes, Hilal ve Recep Eroğlu da Beytullah'ın mezuniyet sevincine ortak olmak için İstanbul'a geldi.

Okul ve spor hayatını AA muhabirine anlatan Eroğlu, engeline ve günde iki antrenman yapmasına karşın okulunu üstün başarıyla bitirdiği için mutlu olduğunu anlattı.

Engelli olma durumunun hamilelik döneminde fark edilmediğini ifade eden Eroğlu, Dünyaya geldikten sonra ailem 'Bu bize Allah'ın bir lütfu, hediyesidir' diyerek kabul etmişler. Bunun araştırmasını da pek yapmamışlar. Federasyon ve paralimpik doktorumuzun öngördüğü şey annemin yaşının küçük olması ve akraba evliliği olmasının bu sonuca yol açma ihtimalinin yüksek olduğu. Kardeşlerimde ve yakın akrabalarımda başka engelli yok." diye konuştu.

Spora 2001 yılında eski milli takım antrenör Osman Çullu'nun yönlendirmesiyle başladığını bildiren Eroğlu, o dönem engelli çocukları spora yönlendirmek için yapılan tarama neticesinde yüzmeye başladığını aktardı.

Kendisine Avrupa ve dünya şampiyonu eski milli güreşçi olan amcası Şeref Eroğlu'nu örnek aldığını dile getiren Eroğlu, şöyle konuştu:

"Hep bir gün amcam gibi olur muyum acaba?' diye yola çıktım ve o yolda devam ediyorum. İlkokula ailemin ısrarlarıyla başladım. Aynı dönemde yüzmeye başladım. Orta okulu sınıf birincisi olarak bitirdim. Orta okul ve lisede sınıf başkanı oldum ve şu an üniversiteyi bitirdim. Aile zoruyla başladığım eğitim hayatıma paralel yüzme de yaptığım için bunun faydalarını gördüm. Yüzme güçlü kişiliğimin oluşmasına katkı sağladı. Özgür irademin ve kendi potansiyelimin farkına vardım. Spor insana kesinlikle öz güven katıyor. Özellikle engelliler de hiçbir şey yapamayacağını düşünürken sporla bir şeyleri başardıklarını gördükten sonra daha başarılı olacaklarını görecekler."

Ailesi tarafından normal bir birey gibi yetiştirildiği için hiç engelli okuluna gitmediğini belirten Eroğlu, kendisini engelli değil normal bir insan gibi gördüğünü, okul hayatında da arkadaş ve öğretmenlerinin kendisinin engelli olduğunu unuttuğunu söyledi.

Engelli olarak spor yapmanın zorluklarına değinen Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben yürüyen bir engelli olduğum için çok fazla zorluklarla karşılaşmıyorum. Ancak tekerlekli sandalye kullanan bir engelli çok daha fazla zorluklarla karşılaşabiliyor. Havuz sporunda da böyle. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübünde bizler için her türlü imkan oluşturulmuş durumda ama Anadolu'da ve birçok şehirde bu tür imkanlar yok. Bir engellinin havuza girmesi gerçekten meşakkatli bir iştir. Eminim çok zorlanıyorlardır ama biz yavaş yavaş bunları aşıyoruz. Bu hükümetle hiç yapılmayanları yaptık, hala da yapmaya devam ediyoruz. Bence engelli kardeşlerimizin biraz daha istekli ve arzulu olmaları gerekiyor. Bundan önce yapılmayanlar şu anda yapılıyor ama biz engelliler sokağa çıktığımız, spor salonlarına gittiğimiz, eksikleri gösterip bunların yapılması gerektiğini talep ettiğimiz sürece eminim engelliler konusunda Avrupa’daki bütün ülkeleri geçerek en duyarlı, en gelişmiş ülke olacağız."

Eroğlu, engellilerin psikolojik olarak da zor durumda olabileceğini ifade ederek ailelerinin mutlaka çocuklarına destek vermeleri gerektiğini vurguladı.

Kendisinin de spora başlamadan önce depresyonda olduğunu dile getiren Eroğlu, şunları kaydetti:

"Zamanında ben de depresyondaymışım. Ailemin beni dışarıya çıkarması, sosyalleştirme çabalarıyla ben bu tür sorunları aştım. Şu an her şeyi kendim yapıyorum, tek başıma yaşıyorum. Şöyle bir kötü tarafı var, alışveriş merkezine gidiyorum tek engelli benim. Biz uluslararası kamplar yapıyoruz. Bize 'Sağlığınız çok gelişmiş sizi tebrik ediyorum, engelli oranınız çok düşük' diyorlar. Oysaki bizim engelli oranımız dünyadaki en yüksek engellilik oranlarından biri ama insanlar dışarıdan görmüyor. Alışveriş merkezlerinde, çarşılarda, sokakta, kaldırımda engelli görmedikleri için bizim engelli oranımızı çok düşük sanıyorlar. Biz engelliler dışarı çıkmalıyız, dört duvar arasında geçirmemeliyiz. Mutlaka spor yapmalıyız, sanatla uğraşmalıyız, yeteneklerimizin farkına varmalıyız ve bu şekilde beraber yaşamayı öğrenmeliyiz. Engellilerimiz bütün devlet havuzlarını kullanabiliyorlar. Engelliler bir an önce evlerinden çıksın, spora başlasın. Benim tavsiyem yüzmeye başlasınlar. Çünkü insan vücudu ağırlığının 10'da 1'ine düşer suyun içinde. Özgür bir şekilde, en ağır engelli dahil yüzme yapabilir. Ayrıca eminim spor yaptıktan sonra hepsinin okul hayatı başarı yoluna girecektir."

Günde iki antrenman yapması ve devam zorunluluğu olan bir üniversitede okuması nedeniyle eğitim ve spor hayatını birlikte yürütmenin kendisi için çok zor olduğunu belirten Eroğlu, sabah altıda başlayan antrenman sonrası bir saatten fazla yolculuk yaparak Avcılar'daki bulunan okuluna gittiğini aktardı.

Ders sonrası yine zorlu bir yolculuk sonrası tekrar dönüp antrenmanını yaptığını dile getiren Eroğlu, "Çok zorlandım ama İstanbul Üniversitesine girdiğimde Avrupa şampiyonuydum, bitirdiğimde dünya şampiyonuyum. Başarılarımın, çabalarımın başarıya ulaşacağını biliyordum. Sağ olsun öğretim görevlilerimiz, başta rektörümüz olmakla birlikte dekanlarım, öğretim görevlilerim hep bana destek oldu. Özel olarak ders verdiler. Geride kaldığım yerde bana özel olarak öğrettiler. Ben de onları mahcup etmemek için çalıştım. Hem dersime çalıştım hem antrenmanıma çalıştım ve 3,45 ortalama ile mezun oldum. İnşallah bundan sonra hem spora devam edip hem de tecrübelerimi aktararak, alttan gelen sporcu, yüzücü kardeşlerimin yetişmesine katkı sağlayarak ülkemize hizmet etmeyi düşünüyorum. Aldığımız o diplomanın hakkını vermek istiyorum." ifadelerini kullandı.

Avrupa ve dünya şampiyonluğu bulunan Eroğlu, bugüne kadar madalya kazanmadığı tek yerin Paralimpik Olimpiyatları olduğunu söyleyerek, "2020 Tokyo Paralimpik Oyunlarında birden fazla altınla dönmeyi hedefliyorum. Beni İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübüne Sayın Cumhurbaşkanımız emanet etti ve o gün ona dünya şampiyonluğunun sözünü vermiştim, oldum. Ramazan ayında cumhurbaşkanımız beni iftara davet etti ve orada da paralimpik oyunlarında altın madalya sözü verdim. İnşallah bu sözü de tutacağım ve sayın cumhurbaşkanımıza armağan edeceğim." ifadelerini kullandı.

Eşi ve çocuklarıyla birlikte Kahramanmaraş'tan mezuniyet töreni için gelen şampiyon yüzücünün babası Mustafa Eroğlu ise Beytullah'ın ilk çocukları olduğunu belirterek çevrelerindeki birçok insanın oğullarının zor yaşayacağı şeklinde olumsuz yorumlarda bulunduğunu söyledi.

Tüm olumsuzlukları ailece aşmak için mücadele verdiklerini ifade eden Eroğlu, okula başlama sürecinde zorlandıklarını bildirerek şunları kaydetti:

Beytullah başlarda okula gitmek istemedi, sokağa çıkmak istemedi ama ben marangozdum özel bir sıra yaptım Beytullah'a. Okula başladıktan sonra okulu da sevdi. Sınıf başkanı oldu. Eski milli takım antrenörü davet etti, havuza gittik. Havuz kocaman. Ben 'Beytullah burada nasıl yüzecek dedim'. 'Siz getirirseniz biz Beytullah'ı yüzdürürüz' dedi hoca. 'Yüzemez, boğulur, yapmayın bunu Beytullah'a' diyenler vardı ama Beytullah dünya şampiyonu oldu. Okuyamaz dediler üniversiteyi bitirdi. Beytullah hayat dolu bir çocuk. Üniversiteye başladığı zaman okuma-yazma öğrendi ne gerek var üniversiteye diyenler oldu ama biz okumasından yanaydık. Beytullah bundan sonra hem yüzme hem okuma hayatında çok başarılı oldu. Okulu üstün başarıyla bitirdi."

Beytullah'ın okulunun da bitmesinin ardından atamasını beklediklerini dile getiren Eroğlu, "Bizim en çok istediğimiz şeylerden biri Beytullah'ın ayaklarının üzerinde durabilmesiydi. Biz bundan dolayı çok mutluyuz. Ciddi bir mücadele verdik ama onu hayata kazandırdık." dedi.

Engelli ailelerine de mesaj veren Eroğlu, sözlerini, "Hiçbir aile engelli yakını olduğu için üzülmesin. Engelliler bir sınavdır. Hem bizim sınavımız hem de çocukların sınavıdır. Hem ahirette hem de dünyada gününü göreceklerdir. İsyan etmesinler. Beytullah çok iyi yerlere geldi ve kendi ayaklarının üzerinde duruyor." diye tamamladı.

En Çok Aranan Haberler