Günlük yaşam stresinden kurtulmak isteyenlerin yolu ise yıllardır ”Yeni Kudüs” olarak bilinen Lalibela’nın üzerinden ve elbette ki Rock-Hewn Kiliseleri’nden geçiyor.
Addis Ababa’nın 682 km kuzeyinde bulunan Lalibela’daki Rock Hewn-Kiliseleri’nin hikayesi, yüzyıllar önce iri volkanik kaya zeminlerin zorlu koşullarda oyulmasıyla başlıyor. Dünya üzerinde benzeri bulunmayan bu eşsiz kiliseler, milyonlarca turistin ilgisini çekmeyi başarıyor. Yıllarca gündemde kalan bir inanış, bu kiliselerin melekler tarafından yapıldığını öne sürüyor. Bu efsanenin ortaya çıkmasıysa o dönem koşullarında insan gücüyle kaya bir zeminin oyulmasının mümkün olmayacağı düşüncesinden geliyor.
YENİ KUDÜS OLARAK ANILIYOR
Geçmişi 12. ve 13. yüzyıla tarihlendirilen kiliselerin yapımı, Kudüs’ün Müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra, Kral Lalibela tarafından başlatılıyor. Bölge bu nedenle ”Yeni Kudüs” olarak anılmaya başlanırken Lalibela kasabası da Kral Lalibela’nın ismini alıyor. Lalibela’da anıtsal boyutlarda, tamamı taştan yapılan ve muntazam bir taş işçiliği sergilediği görülen yapılar, ziyaretçileri etkilemeye devam ediyor.
Rock Hewn-Kiliseleri’nde bazilika planlı, enine dikdörtgen planlı, açık Yunan hacı planlı onlarca tarihi yapı bulunuyor. Bu kiliseleri dünya üzerindeki kiliseler arasında özel kılan neden ise yapıların yapımına temelden değil, yukarıdan aşağıya doğru inilerek başlanmış olması… 21. yüzyılda dahi uygulanamayan bu inşa biçiminin yüzyıllar önce kullanılmış olması tarih severleri hayrete düşürüyor.
Rock-Hewn Kiliseleri’nde yapılan dini törenlerde yüzlerce insanın beyaz cübbeler giyerek dolaşıyor. Kiliseleri serbestçe gezebilen ziyaretçiler, kutsal anlara şahit olma ve farklı bir ambians yaşama şansı yakalıyor. 1185-1225 yıllarına tarihlendirilen Aziz George Kilisesi, benzersiz işçiliği ve detaylarıyla sanat severler için de mükemmel bir görsel şölen sunuyor. Dışarıdan bakıldığında son derece geniş bir kare çukurun içine gömülü bir şekilde görünen kilise, Yunan hacı motifini andırıyor.
Lalibela’da bulunan onlarca devasa taş kilise, birbirlerine son derece yakın mesafelerde inşa edildiği için rahat bir şekilde gezilebiliyor. Her biri birbirinden farklı mimari özellikler taşıyan Lalibela kiliseleri ve yapıları iki gruba ayrılıyor. Batı grubu kiliseleri Dünyanın Kurtarıcı Evi, Meryem Ana Kilisesi, Golgota Mikael Evi, Haç Evi ve Virgins Evi’nden oluşuyor. Doğu grubu kiliseleri ise Emmanuel Evi, St. Mercoreos Evi, Abbot Libanos Evi, Meleklerin Evi Gabriel ve Raphael, Beytüllahim olarak sıralanıyor.
