Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, dünyada gıda fiyatları 2011’deki zirvenin altında kalsa da, yüksek seyretmeye devam ettiğini bildirerek, “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2000 yılında 90,4 düzeyindeki gıda fiyat endeksi, 2011’de 227,6’ya çıktıktan, 2012 yılı Haziran ayında 200,4’e düştükten sonra, Eylül 2012’de 215,7’ye yükseldi. Endeks, bu yılın Şubat ayında 210,2 oldu” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu dönemde, gıda fiyat endeksinin yüzde 132,5, et fiyat endeksinin yüzde 85,5, mandıra ürünleri fiyat endeksinin yüzde 112,8, hububat fiyat endeksinin yüzde 187,9, yağ fiyat endeksinin yüzde 204, şeker fiyat endeksinin yüzde 123,3 arttığı bilgisini verdi.
2000 yılında 90,4 olan gıda fiyat endeksinin 2008 yılında 199,8’e yükseldiğini, dünyada ekonomik krizin yaşandığı 2009 yılında 156,9’a inen endeksin 2010 yılında 185,3’e, 2011 yılında ise 227,6’ye kadar çıktığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“2012 yılında gıda fiyat endeksi 211,7’ye indi. Haziran 2012’de 200,4’e kadar inen endeks, Eylül ayında 215,7’ye ulaştı. En son 2013 yılı Şubat ayında da 210,2 oldu. Aynı şekilde et fiyat endeksi 2000 yılında 95,8 idi. 2008 yılında 153,2’ye çıktı. Kriz yılı 2009’da 132,9’a inen et fiyat endeksi, 2010 yılında 152,2’ye, 2011 yılında 176,6’ya çıktı. 2012 yılında 174,9, Şubat 2013’de ise 177,7 oldu. Mandıra ürünleri fiyat endeksi 2000 yılında 95,4’dü. 2008’de 219,6’ya çıktı. 2009 yılında 141,6’ya kadar geriledi. 2010’da yeniden 200,4, 2011 yılında 220,5, 2012’de 188,6, Şubat 2013’de ise 203 oldu. 2000 yılında 116,1 olan şeker fiyat endeksi, 2002 yılında 97,8’e indi. 2006 yılında 209,6’a çıkan, 2007’de 143’e inen, 2008’de 181,6, 2009’da 257,3, 2010’da 302 olan 2011 yılında 368,9’a kadar çıkan endeks, 2012 yılında 305,7’ye indi. Endeks 2013 Şubat ayında 259,2 oldu.”
“EN FAZLA ARTIŞ HUBUBAT VE YAĞ FİYATLARINDA”
Bu dönemde en fazla artışın hububat ve yağ fiyatlarında görüldüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tahıl fiyat endeksi 2000 yılında 85,2 idi. 2008 yılına kadar endeks yüzde 179,1 artarak 237,8’ye çıktı. Tahıl fiyat endeksi 2009 yılında 173,7’ye indi. Endeks, 2010 yılında 182,6’ye, 2011 yılında 246,8’e çıktı. 2012 yılında 240,9 olan endeks, 2012 yılı Eylül ayında 262,6’ya kadar çıktıktan sonra, 2013 yılı Şubat ayında 245,3 oldu.
Yağ fiyat endeksi ise 2000 yılında 67,8 iken, 2008 yılında 227,2’ye çıktı. 2009’da 150,9’a inen, 2010’da 194,2’e, 2011’de 252,3’e kadar çıkan endeks, 2012 yılında 225,3, 2013 Şubat ayında 206,1 oldu.”
“YOKSUL ÜLKELERİN TARIMSAL ALTYAPILARINI KURMAK VE GIDA GÜVENCELERİNİ SAĞLAMAK ZORUNLU”
Tüm dünyada tarımda üretici kesimi sıkıntılar yaşarken, tüketicinin yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalması kabul edilebilir bir durum olmadığını bildiren Bayraktar, gıda fiyatlarının yüksek seyretmesinin 1 milyara yakın insanın açlık çektiği yoksul ülkeler için çok büyük bir sorun olduğunu kaydetti. Bayraktar, yoksul ülkelerin, en temel gıda olan tahılda ihtiyaçlarını karşılayacak ithalatı bile yüksek fiyatlar nedeniyle yapmakta zorlanmalarının dünya için utanılacak bir durum olduğunu vurguladı. Dünyanın bu sorunu acilen halletmesi, gıda üretimini dengeli bir şekilde artırması gerektiğini bildiren Bayraktar, “yoksul ülkelerin tarımsal altyapılarını kurmak ve gıda güvencelerini sağlamak zorunluluğu bulunuyor” dedi.
“TARIM VE GIDA BÜYÜK ÖNEM KAZANDI”
Tarım ve gıdanın, dünya nüfusundaki artış, gelir seviyesindeki yükselmenin getirdiği gıda alışkanlıklarının değişmesi, özellikle gelişmiş ülkelerde neredeyse israf düzeyine ulaşmış tüketim nedeniyle çok büyük önem kazandığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“1800’lü yılların başında 1 milyar olan dünya nüfusu, günümüzde 7 milyarı aşmıştır. 200 yılda 7’ye katlanan dünya nüfusuna her yıl, yaklaşık bir Türkiye (80 milyonu aşkın) eklenmektedir. Dünyamızda 1 milyara yakın insan da yeterli gıdaya ulaşmaktan uzak, açlığın pençesindedir. Buna karşın 1,2 milyar insan da obez (aşırı kilolu) sınıfındadır. Açlık çeken insanların doyurulması, artan dünya nüfusunun da gıda ihtiyacının karşılanması gerekiyor. Oysa, dünyamızda tarım toprakları, tatlı su kaynakları sınırlı. 510 milyon kilometrekare olan dünya yüzölçümünün 149 milyon kilometrekaresi kara alanlarından oluşuyor. Bu alanın da 15,2 milyon kilometrekaresini işlenen tarım ve uzun ömürlü bitki alanlarından (ormanlar hariç) meydana geliyor. Bir diğer ifadeyle, toplam karasal alanın yaklaşık yüzde 10,2’si kullanılarak, 7 milyarı aşkın nüfus beslenmeye çalışılıyor.
Dünyamızda refah artıkça gıda tüketimi de artıyor. Gelecekte gıdaya ulaşmak gittikçe zorlaşacak. Zaten gıda fiyatları da son yıllarda olağanüstü arttı. FAO’nun gıda fiyat endeksi bunu açıkça gösteriyor. Gelecekte de temel gıda ürünlerinde fiyat artışlarının devam etmesi beklentiler dahilindedir.”
“TÜRKİYE, DÜNYA GIDA AÇIĞINI KAPATABİLECEK ENDER ÜLKELERDEN BİRİ”
Dünyada gıda üretiminin yetmediğinin açıkça görüldüğünü, milyarlarca insanın sağlıklı beslenmeden uzak olduğunu belirten Bayraktar, burada Türkiye’nin daha da fazla önem kazandığına dikkat çekti.
Türkiye’nin, tarımdaki yapısal sorunları çözmesi, toprak, su kaynaklarını iyi değerlendirmesi, gerekli olan teknolojiyi de kullanması durumunda, dünya gıda açığını kapatabilecek ender ülkelerden biri olarak ortaya çıkacağına vurgu yapan Bayraktar, “Bunun için yeterli tarım alanlarına sahip durumdayız. Rahatlıkla, çevre ülkelerin gıda açığını kapatabiliriz. Tarım ve gıda üretiminde kendine yeten, çevresindeki ülkelerin gıda açığını kapatan ülkemizin, hem bölgesinde hem de dünyada eli daha da güçlenecektir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz