Kalabalık şehirlerde metro bir kurtarıcı. Ancak açık havada seyahat etmek varken kimse yer altındaki tünellerde gitmeyi tercih etmez. Filmlerde ve çizgi filmlerinde metrolar farelerin uğrak mekanı olarak gösteriliyor. Ancak yazıdaki istasyonları gördükten sonra metrolarla alakalı olan düşünceleriniz tamamen değişecek. Bu metroların bulunduğu şehirlere seyahat ederseniz istasyonlara yolunuzu düşürmeye çalışmanızı tavsiye ediyoruz.
T-Centralen Stockholm'ün metro sisteminin kalbi konumunda yer alıyor. Şehrin üç metro hattının birleştiği yer burası. Mağara benzeri yapısı ve mavi-beyaz desenleriyle estetik bir görünüm sunuyor. Mavi renk sadece göze hitap etmesi sebebiyle değil sakinleştirici ve stres azaltıcı etkisinden dolayı tercih edilmiş.
Stockholm'ün bir diğer görülmeye değer istasyonu Radhuset. Burası da T-Centralen gibi mağara görünümüne sahip ancak farklı olarak yolcularını kırmızı tonlarıyla volkanik bir havada karşılıyor.
Metro istasyonunda mermer bir sarayla karşılaşacağı kimin aklına gelir. Beyaz mermerden direkler ve duvarlar, kristal avizeler ve mozaikleriyle tam bir saray görünümüne sahip bu istasyonu ziyaret etmek isterseniz iş saatlerinde oldukça kalabalık olduğunu belirtelim. Sakin saatleri tercih ederek güzelliğini rahatça izleyebilirsiniz.
Moskova'daki metro hatlarının en yoğun istasyonlarından biri olan Komsomolskaya kanarya sarısı rengi, Barok mimari tarzındaki tavanı, süslü avizeleri ve mozaikleriyle ilgi çekici bir şekilde dekore edilmiştir. 1958 yılında Brüksel'de düzenlenen Dünya Fuarı'nda büyük ödül de dahil olmak üzere birçok ödül alan bir tasarım olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Benzer tasarımlara sahip aynı mimarın elinden çıkan diğer istasyonlar da Mayakovskaya, Kiyevskaya ve Park Pobedy istasyonlarıdır. Dikkat edin, ziyaret ettiğinizde istasyonun ihtişamına ve güzelliğine kapılıp treni kaçırmayın!
Mavi-mor renkleriyle Toledo metro istasyonu deniz manzarası uyandırıyor ve yolculara metroda değil de denizler altında seyahat ediyor hissi veriyor.
Eğer "Denizler Altında 20,000 Fersah" kitabını okuduysanız ve bir denizaltıda olmayı hayal ettiyseniz Arts et Métiers istasyonunu Paris'e yolunuz düşerse mutlaka görmelisiniz. Bakır plaka duvarlar, gözetleme delikleri şeklinde detaylarıyla kendinizi metro istasyonu yerine bir denizaltıda hissedebilirsiniz.
Düğün törenleri için kiralanan bir istasyon... İtalyan sanatçı Narcissus Qualigliata tarafından tasarlanan bu istasyon ada görünümüne sahip ve dünyanın en büyük cam işine ev sahipliği yapıyor.
