Gaiola Adası'nın güzel görüntüsünün altında ise bir lanet yatıyor...
Lanetli adanın ünvanı ise 1920'lere kadar dayanıyor. Adaya ilk yerleşenlerden İsviçreli Hans Braun'ın kaderide pek iyi gitmemiş bu konuda...
Birkaç yıl adada yaşadıktan sonra cesedi bir halıya sarılı halde bulunur. Birkaç ay sonra ise eşi denizde boğularak hayatını kaybeder.
Adadaki ölümler bu isimlerle sınırlı kalmaz.
Adanın bir sonraki Alman sahibi Otto Grunback ise ani bir kalp krizi sonucu adadaki evde hayatını kaybeder.
Adanın bir diğer talihlisi ise Baron Karl Paul Langheim olur. Çok zengin olan bu baron ise ekonomik iflasın eşiğine gelir...
Gianni Agnelli adanın yeni sahibi olmasıyla akrabaları birer birer ölmeye başlar. Oğlu ise fidyeciler tarafından kaçırılır.
Adanın son sahibi Gianpasquale Grappone ise cinayetten suçlanır ve hapse atılır. Öldürdüğü 2 kişi ise adanın karşısında kıyıda bulunan komşularıdır.
Yıllar boyu bu kötü haberler turistlerin bu güzel adaya akınını durduramaz. Avrupa'nın en lanetli yerlerinden biri ve dünyanın enleri arasına giren Gaiola Adası bugün doğal güzelliğiyle hala göz kamaştıran bir cennet parçası.
