Loş ışıkları, camın arkasında yanan şömine ve deri eşyalar ile Manhattan’da bulunan ve Philippe Starck tarafından tasarlanmış bu otel karanlık erkeksi tarafınızı ortaya çıkartıyor. Özel süit odanın banyosu bir “disko banyosu”. Banyoda oldukça büyük ve yuvarlak bir küvet, etrafında da yaklaşık olarak 10,000 aynalı fayans bulunuyor. Bu banyo size ihtiyacınız olan cesareti veremezse minibarda göz bağları ve saten ipler var.
Amsterdam’ın Kırmızı Fener Mahallesi'nin yanında bulunan tarihi De L’Europe otelinde görkemli mobilyalar ile döşenmiş çok renkli köşeleri olan seçkin misafir odaları mevcut. Otelde kaldığınız sürece deneyimlerinizi çeşitlendirmek isterseniz “Romantizm Paketi” bir şişe şampanya ve yerel bir erotik malzemeler satan bir firma tarafından seçkin hediyeleri içeriyor.
Aslında burası bir otel değil. Acido Dorado çöl manzaralı, perfore betonlu ve altın kaplamalı işlemeli demirleri olan bir bina. İçinde bir yüzme havuzu olan bir salon (evet, gerçekten var), cam duvarlar ve tavanında altın yansıtmaları olan aynalar var. Joshua Tree’ye ait olan bu özel mülkte duş bulunan ve kapıları avluya açılan iki büyük yatak odası var. Airbnb ile rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Kauai adasında bulunan bu otel, romantik kaçamağınız için lüks bir deneyim sunuyor. Prens süitlerinde duşlar dağ ve koy manzaralı camların yanında bulunuyor ve banyo doğal ışıkla aydınlanıyor. Ayrıca camlar “akıllı cam” özelliğine sahip, isterseniz tek dokunuşunuzla buzlu cam olabiliyor. Odada yatak odası ve banyoyu ayıran fütüristtik bir cam da var.
Treasure Beach bölgesinin kıyısında, bohem ve artistik köklerin derinliğinde bu çevre dostu otelin denize bakan 3 adet özel bungalov süiti bulunuyor. Gaudi mimarisinden esinlenen “Octopussy” süitleri deniz kabukları ile donatılmış. Büyük boy yatakları ve dışarıda bulunan küvetleri, yastıklarla donatılmış çatısı yıldızları izlemek için (ya artık ne yapmak isterseniz) ideal ortamı size sunuyor.
Sanki bir çizim gibi duran bu otelin süitleri sarmaşıklar ve akarsuların arasında yer alıyor. Bu büyülü görünüm insana adeta kendiliğinden binaya dönüşmüş bir ağaç ev hissiyatı veriyor. Bu dağ oteli çevre dostu insanlar ve spa ile ilgilenen kişiler için adeta bir cennet. Misafir odalarının çoğu bir tema üzerine dekore edilmiş. Kama Sutra süit odasının Taos Dağları manzaralı özel bir avlusu var ve içerisi karışık oyma işleri, renkli döşemeleri ve çarpıcı resimlerle dolu.
Koreatown Bölgesi'nde, en seçkin restoranlara ve gece kulüplerine çok yakın olan bu otel şehir manzarası ile jet sosyeteye hitap ediyor. Son derece lüks olan odaların her biri Hollywood tepelerine bakıyor. Otelin kendisinin bar, dans pisti ve canlı müzik performansları ile oldukça hareketli bir gece hayatı var. Daha özel bir alan tercih etmek isterseniz odalarda “yakınlık kiti” bulunuyor.
Özel olarak tasarlanmış odaları, kulelerden atılan ateş topları, lobideki fıskiyeleri ile Burj Al Arab Jumeirah Oteli'nin sanki başka dünyaya aitmiş gibi bir havası var. Dubai’nin dalgalı sahillerinin yanında bulunan bu otelin süit odalarında, her birinde kendine ait hizmetçisi bulunan iki adet misafir odası var ve odalar Arap Körfezi'ne bakıyor. Otelin size sunduğu imkanlar arasında (buna tabii ki kaldığınız sürede size verilen 24 karat altınla kaplı iPad de dahil olmak üzere) yatak odalarında büyük bir jakuzi ve yağmur tarzı duşlar var.
Ünlülerin kalmayı en çok tercih ettiği otellerden biri olan Setai Miami, Miami’nin o karışık gece kulüpleri ve sıcak iklimi arasında bulunan bir vaha gibi. Colling Meydanı'ndaki sahilde bulunan bu otel odaları doğal renkleri ve havalı granit özellikleri ile Asya etkileri taşıyor. Odalarda bulunan banyolar, özellikle de yatağın ucundaki küvetler ve çiftlere özel spa ve masaj olanakları ile tercih sebebiniz olabilir.
Bu dağ evinde geleneksel pastaları tatmadan önce kişisel kayak görevlinizle beraber dağda bir gezintiye çıkın ve Fransız Alpleri'ndeki bu özel kulübeyi keşfedin. Daha sonra birinci sınıf kayak, buz kayağı ve Sibirya kurdu cinsi köpeklerin çektiği kızaklarla gezin ve sonra adeta ev konforunda hazırlanmış, tahta ve taştan yapılmış sakin ve sıcak kulübenizde dinlenin. Kendinizi geniş terasları ve büyük şömineleri olan bu odaların konforuna bırakın.
Londra’da bulunan seksi otelin tasarımcısı olan Anuska Hemple’in eski bir Bond kızı olması büyük ihtimalle tesadüf değil. 1970’li yılların sonunda açılan bu otel sağladığı lüks ve özel servisi sayesinde pek çok rock ve film yıldızının tercih ettiği yerlerden biri olmuş. Pek çok girişi ve çıkışı bulunan bu otel, gizli kapaklı kaçamaklar için de ideal bir hale gelmiş. Corfu Süiti'nde bulunan battal boy yatak ve yatağın üzerinde bulunan perdeler ve odanın inci rengi dekorasyonu odayı havadar yapmış ve sarılıp uyumaya uygun bir hale getirmiş.
Kolonyal tarzda döşenmiş beyaz renk ağırlıklı bu odalar, Jamaika Blue Dağları manzarası ile bir zamanlar Bob Marley için de romantik bir kaçamak noktası olmuş. Maun renkli tahtalar, özel veranda ve konforlu yataklara sahip olan her bir süitte, gizliliğinize önem verilmiş. Dışarıda bulunan duşun etrafında yerel zencefil ve ada çiçekleri kokusu ile peş peşe sıralanmış kahve bitkilerinin büyüsü sizi sarmalayacak.
Hong Kong’un Tsim Sha Tsui bölgesinde, Victoria Limanı'nın yanında bulunan bu otelin parlak iç mimarisi Charles Allem ve Colin Cowie tarafından tasarlanmış. Platinum özellikli süit odasında bulunan havalı cam mozaik oturma alanı, özel terası ve dışarıda bulunan jakuzisi ile istediğiniz her şeye uygun bir otel.
