HABER

Dünyanın enerji terminali; Türkiye

TRABZON (İHA) - Doğu ile Batı arasında köprü görevi yapan Türkiye, soğuk savaş yıllarındaki 'cephe ülke' konumundan sıyrılarak şimdilerde 'terminal ülke' olmaya hazırlanıyor. Osmanlı Devleti'nin yıkılması ile birlikte Osmanlı'nın toprakları üzerinde bulunan yeraltı ve yerüstü kaynaklarını paylaşan ve kontrolleri altına alan büyük güçler, şimdilerde enerji nakil yollarını korumak ve ele geçirmek için mücadele veriyor. Bu mücadelenin tam ortasında yer alan Türkiye ise yaşanan petrol ve doğalgaz boru hattı geçişlerinden kendine pay çıkarmaya çalışıyor.

Siyasi gözlemciler, geçmişte dünyaya yön veren ticaret yollarının yerini artık petrol ve doğal gaz boru hatlarının aldığını ve dünya siyasetinde artık bu hatların belirleyici özelliği bulunduğunu ifade ediyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın Türkiye'yi şanslı kıldığını belirten siyasi gözlemciler, dünya ekonomisi açısından Türkiye'nin öneminin giderek arttığına değiniyor. Siyasi gözlemciler, Rusya Federasyonu'nun kaynakları da göz önüne alınacak olursa dünya petrol rezervinin yüzde 72'si ile dünya doğalgaz rezervinin yüzde 73'üne sahip olan Ortadoğu ve Orta Asya'ya en yakın stratejik geçiş ülkesi olan Türkiye'nin büyük bir enerji pazarı olmaya aday olduğunu söylüyor.

İHA muhabirinin derlediği bilgileri göre, Türkiye; Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Afrika'da üretilen doğalgazın taşınması, depolanması, kullanımı ve Avrupa'ya ihracı açısından en uygun merkez konumunda. Bu nedenle Ortadoğu ve Hazar'da uzun vadeye yayılan barış ve işbirliği ortamının sağlanması ile ekonomik ve politik istikrarın temini Türkiye'nin de öncelikleri arasında yeralıyor.

KERKÜK-YUMURTALIK PETROL BORU HATTI Hem iç hem de dış güvenliği uluslararası sistemin öncelikleri arasına yeralan Türkiye'nin elinde şu anda petrol boru hattı olarak, henüz kullanımda devamlılık sağlamayan Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı bulunuyor. Bu boru hattının geleceği için ABD'nin Irak'a karşı düzenleyeceği operasyon önemli yer tutuyor.

1991 yılından bu yana Türk kamuoyunun da gündeminde yer alan Kerkük-Yumurtalık boru hattı paralel iki hattan oluşuyor. Hat, Irak'ın Kerkük ve diğer üretim sahalarından elde ettiği ham petrolü Yumurtalık'a ulaştırıyor. Yıllık 35 milyon ton nakil kapasiteli boru hattı, 1976 yılında işletmeye alındı. Hattın birinci hattı Mayıs 1977'de çalışır duruma geldi. 1983 yılında başlayıp, 1984 yılında tamamlanan proje ile hattın kapasitesi 46.5 milyon tona yükseltildi. Birinci boru hattı, 641 km'si Türkiye'de olmak üzere 986 km uzunluğa sahip. Ağustos 1987'de işletmeye alınan ikinci hat ile toplam yıllık taşıma kapasitesi 70.9 milyon tona ulaştı. İkinci hat 656 km'si Türkiye'de olmak üzere toplam 890 km uzunlukta. 1990 yılında Körfez krizi nedeniyle kapatılan hat, 1996 yılında tekrar işletmeye alınırken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 8 Haziran 1997 tarih ve 1111 Sayılı kararı ile ikinci defa sınırlı petrol nakline izin verildi. Ancak Irak Lideri Saddam Hüseyin, hattın açık ve kapalı olmasını siyasi gelişmelere bağlı olarak belirledi. 4 Aralık 1997 tarihinde de üçüncü kez 6 aylık süre için sınırlı petrol nakline izin verildi ve nakil 7 Ocak 1998'de başladı.

Birleşmiş Milletler'in kararı doğrultusunda sınırlı petrol nakli yapılabilen bu hattan, 1998 yılında 140 milyon varil 20.5 milyon ton petrol taşınması öngörüldü. Anlaşma daha sonra birkaç kez daha yinelendi. ancak siyasi belirsizliklerden ötürü bu hattan taşınabilecek petrol için planlama yapılamadı.

BAKÜ-CEYHAN BORU HATTI PROJESİ Hazar-Akdeniz Petrol Boru Hattı projesi veya kamuoyunda bilinen adıyla Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı, gerek Türkiye gerekse ABD gibi ülkeler açısından büyük önem arzediyor. Bu projeyle, Hazar havzasında yer alan Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan gibi ülkelerin çıkardığı petrol Ceyhan'a taşınmayı beklerken, Ceyhan'dan tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılmayı bekliyor. Fizibilitesi tamamlanan ve toplam uzunluğu bin 730 km olacak olan boru hattının 468 km'si Azerbaycan'dan, 225 km'si Gürcistan'dan ve bin 37 km'si de Türkiye'den geçmesi planlanıyor. Boru hattı, Bakü yakınlarındaki Sangachally Terminali'nden başlayacak, Türkiye'ye Çıldır Gölü'nün doğusundan girip Erzurum, Erzincan, Sivas, Pınarbaşı ve Kozan'dan geçerek Ceyhan'a ulaşacak.

Bu hat ile 45 milyon ton/yıl petrol taşınması planlanıyor. Bunun 20 milyon ton/yıl kapasitesi Kazakistan petrollerine, 25 milyon ton/yıl kapasitesi de Azerbaycan petrollerine ayrılacak. Boru hattı ilk olarak 11.5 milyon ton/yıl kapasite ile çalışmaya başlayacak, 6 yılda 45 milyon ton/yıl kapasiteye ulaşacak. Bakü-Ceyhan konusunda ABD'nin desteğini alan Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan ve Türkmenistan ile aynı siyaseti izliyor.

Önemli bir kavşak durumuna gelecek olan Ceyhan için bir başka önemli proje daha düşünülüyor. Ceyhan-Samsun arasında gerçekleştirilecek olan proje ile Ukrayna ve diğer Karadeniz ülkelerinin ham petrol ve rafineri ürünleri taleplerinin karşılanması hedefleniyor. Proje ile ayrıca Çanakkale ve İstanbul boğazlarından tehlikeli tanker geçişleri de önlenmeye çalışılıyor. Ceyhan Terminali'nden başlayacak hattın Samsun'da son bulması ve Samsun'dan Ukrayna ve diğer Karadeniz ülkelerine petrolün tankerlerle taşınması planlanıyor. Ceyhan-Samsun projesi şu anda beklemede ve dinlendiriliyor.

PETROLÜN YANISIRA DOĞALGAZ NAKİL PROJELERİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Türkiye için petrolün yanısıra doğalgaz nakil projeleri de büyeat, Irak'ın Kerkük ve diğer ük önem taşıyor. Türkiye bugün için doğalgaz ithalatını Rusya Federasyonu-Avrupa-Türkiye hattından Cezayir'den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) temini ile sağlklı işletmeye alınıyor. Bunlara kısa bir süre önce, İran doğalgazı ve Mavi Akım Projesi eklendi. Proje, ana hatlarıyla Rusya Federasyonu'ndan Türkiye'ye, Karadeniz tabanından geçecek boru hattı ile ek 16 milyar metreküp doğalgaz getirmeyi amaçlıyor. Bu hatla ilgili anlaşma 15 Aralık 1997 tarihinde imzalandı.

Anlaşmaya göre, gaz nakli 25 yıl sürecek. Mavi Akım Rusya Federasyonu'nun topraklarında ve Karadeniz altında RAO Gazprom tarafından, Türkiye topraklarında ise RAO Gazprom'un ana inşaat şirketi ve Türk şirketleri ile oluşturulan bir konsorsiyum tarafından inşa ediliyor. Hat, Rusya Federasyonu'nun İzobilnoya İstasyonu'ndan başlayarak, yaklaşık 390 km yol aldıktan sonra, Djubga kenti yakınlarında Karadeniz'e girerek, denizin 2 bin 100 m altından 380 km yol alarak Samsun'da Türkiye'ye ulaşacak, 444 km'lik bir boru hattıyla Samsun-Ankara yönünü izleyecek. Karadeniz geçişi yedekli olması için çift hat olarak döşeniyor.

Bunlardan başka iç pazar dikkate alınarak Talebi karşılamak ve arzda düzenlilik için Marmara Ereğlisi'nde LNG terminali kuruldu. Burada, Cezayir'den gelen 2 milyar m3/yıl doğal gaz eşdeğeri LNG depolanıyor. Terminalin 255 bin metreküplük LNG depolama ve 439 000 Nm3/h maksimum gaz sevk kapasitesi bulunuyor. Türkiye'nin enerji ithalatı ve bunun için gereken boru hatları konusunda, ayrıca Türkmenistan-Türkiye-Avrupa, Irak-Türkiye, Transbalkan ve Mısır-Akdeniz-Türkiye projeleri bekliyor. Diğer tarafta, yine beklemede olan, ama güncelliği azalan bazı projeler de bulunuyor. Örneğin; Rusya Federasyonu-Türkiye-İsrail ile Mısır ve Yemen'de LNG tesislerine ortaklık da bu kapsamda görülüyor.

İran'dan doğalgaz ithalatı ise Türkiye için büyük önem arzediyor. Türkiye, doğalgaz gereksiniminin bir bölümünün İran'dan karşılamak için önce Türkiye'ye, sonra Avrupa'ya uzanacak bir boru hattının yapılmasını amaçlandı. İran'dan doğalgaz alımına ilişkin anlaşma 12 Ağustos 1996 tarihinde imzalandı. Anlaşmaya göre Türkiye İran'dan 22 yıl süre ile doğal gaz alacak ve bu alım 3 milyar m3/yıl düzeyinden başlayıp, 10 milyar m3/yıl düzeyine çıkacak. Proje ile ilgili olarak Doğubeyazıt'tan başlayan Erzurum, Erzincan, Sivas ve Kayseri üzerinden Ankara'ya ulaşan bir güzergah belirlendi.

RAFTA BEKLEYEN PROJELER Türkiye, artan talebinin yanı sıra Avrupa'da beklenen doğalgaz açığının bir bölümünün karşılanmasına yönelik olarak, Türkmenistan'dan Türkiye'ye ve Türkiye'den Avrupa'ya uzanacak doğal gaz boru hattı projesi geliştirdi.

Bu proje ile ilgili olarak, Türkmen gazının İran üzerinden Türkiye'ye ve Avrupa'ya gönderilmesi alternatifine göre, Türkmen tarafı SOFRE Gaz firmasına bir ön fizibilite çalışması yaptırdı. Ayrı bir güzergah ve ikinci hat olarak, Türkmen gazının Hazar Denizi üzerinden Türkiye'ye ve Avrupa'ya taşınmasına ilişkin projeye ait ön fizibilite de BECHTEL firması tarafından yapıldı. 5 Aralık 1997 tarihinde BOTAŞ, Alman PLE firması ve UNOCAL firması ile bir sözleşme imzalayarak Kafkasya, Hazar Denizi ve Orta Asya'da üretilecek doğal gazın Bakü'den Türkiye'ye taşınmasını sağlayacak boru hattına ait ön fizibilite ve çevresel etki etütleri yaptırdı.

28 Aralık 1997 tarihinde de Türkiye ve Türkmenistan arasında Doğalgaz Boru Hattı Mutabakat Zaptı imzalandı. Alman PLE firması ve UNOCAL firması çalışmasında Bakü-Ceyhan ham petrol boru hattı güzergahına paralel bir yol izlendi, ama etüt Türkmenistan-Hazar, Hazar Denizi geçişi, Bakü-Ceyhan olarak üç bölümde yapıldı. Mayıs 1998'de BOTAŞ'a teslim edilen bu çalışmada Türkiye'ye yönelik debi iki alternatifle ele alındı. Bunlardan birincisi 15 milyar m3/yıl debi, 10 milyar m3/yıl Türkmen gazı ve Gürcistan geçişinde eklenen 5 milyar m3/yıl Rus gazı ile oluşturuldu ve boru çapı 48 inç seçildi. İkinci alternatifte 19.6 milyar m3/yıl yıl debi ve 48 inçlik boru ile yalnızca Türkmen gazının nakline ilişkin planlama yapıldı.

En Çok Aranan Haberler