Kayseri (AA) - Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan, tüm dünyanın, Türk coğrafyasındaki iktisadi kritik kaynaklara göz diktiğini ileri sürdü.
Turan Yazgan, Türk Ocakları Kayseri Şubesi'nin davetiyle kültür merkezinde "Türk Dünyasında Oynanan Oyunlar ve Türkiye" konulu bir konferans verdi.
Türk coğrafyasının özellikle son yüzyılda Hristiyan dünyasının en önemli hedefi olduğunu ifade eden Yazgan, Türk coğrafyasının sömürülmesi için Türkler'in birbirlerinden ayrılmaya zorlandığını söyledi.
Türk coğrafyasının özellikle Rus ihtilalinden sonra daha fazla sömürüldüğünü ifade eden Yazgan, şunları kaydetti:
"Allah'ın Türk coğrafyasına bahşettiği iktisadi kritik kaynaklara bütün dünya göz dikmiştir. Bu asrın başından beri Türkler, Hristiyan dünyasının bir numaralı hedefidir. Bu hedef, Türk coğrafyasının güney kısmını Amerika'nın, batı kısmını Avrupa'nın, doğu ve kuzey kısmını Rusya'nın işgaliyle sonuçlanmıştır. Türkler'in biraraya gelmemeleri için 30 çeşit alfabeyle okuyup yazmalarına yol açılmıştır. Birbirleri arasında dövüşmelerini gerektirecek hudutlar çizilmiştir. Türkiye ile Türk devletleri arasındaki toprakları başka milletlere vererek kesiklik yaratmışlardır. Türk coğrafyasını sadece sömürülecek coğrafya olarak kullanmışlardır. Kazakistan'ın tüm petrolü, Özbekistan'ın tüm pamuğu ve altını, diğer yerlerin tüm kaynakları hep Rusya'ya doğru akmıştır. Bu akışta ortaya çıkan fiyatlar dünya tarihindeki en büyük sömürüyü ortaya çıkarmaktadır. Mesela Kazakistan, petrolünün tamamını 252 milyon rubleye satar. Ama bunun sadece yüzde 7'sini 872 milyon rubleye geri alır. Bu soygun her yerde farklı şekillerde devam etmiştir."
Türk insanının çok katliam ve zulümlere maruz kaldığını ifade eden Yazgan, bu sıkıntıların sona ermesi için Türk birliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
Yazgan, şöyle devam etti:
"Türklerin üstünde atom denemeleri yapmışlardır. Kazakistan'ın Semey bölgesindeki Türk kadınları 50 yıl süreyle daha sakat çocuk doğuracaklarını bilerek yaşamaktadırlar. Özbekistan'daki pamuk tarlalarında çalıştırılan Türk kadınları, dünyada en fazla ölü doğum yapan kadın olma unvanını almışlardır. Bu zulümlerden kurtulmanın yolu 16. yüzyıla kadar olduğu gibi Allah'ın bizlere verdiği kaynakları müşterek kullanmamız, artanını da dünya fiyatlarıyla satmamızdır. Türk birliği dediğimiz hadise budur. Fikir birliği, dil birliği ve işbirliği hadisesidir. Bu akılcı tutumdur, hislerle alakası yoktur. Allah bizleri Türk olarak kardeş yaratmıştır. Onun için Türkler ile birlik, tabii olduğu kadar aklidir."