Türkiye’nin en büyük adası olan ve organik tarımın yanı sıra turizm ile 2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçilen Gökçeada’da, bir madencilik şirketinin yaptığı altın ve gümüş madeni arama başvurusuna karşı adalılar tepki gösterdi.Türkiye’nin en büyük adası olmasının yanı sıra, tatlı su kaynakları dünya üzerinde kendisine yetebilen 4 adadan biri olma özelliğini taşıyan Gökçeada, 2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale İl Müdürlüğü, Gökçeada ilçesi Yuvacık Mevkiinde, Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın ve gümüş madeni arama projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başladığını kamuoyuna duyurması Gökçeada’lılar başta olmak üzere çevrecileri endişenlendirdi.Çanakkale’nin Gökçeada ilçesi Yuvacık mevkiinde Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından altın ve gümüş madeni arama projesi başvurusuna tepki göstermek amacıyla Çanakkale’de Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, bir otelde adalılar, Sivil Toplum Kuruluşu yetkilileri ve çevre örgütleri temsilcileriyle Ada’da altın madeniyle ilgili tepkilerini göstermek için bir araya geldi. Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, ada halkı ve çevreciler, seslerini duyurabilmek için bu sabah feribot ile Çanakkale’ye geldi. Daha sonra, İskele Meydanı’ndan toplantının yapılacağı otele kadar yürüdü.’Organik Ada Gökçeada’da Altın Arama!’ sloganıyla düzenlenen toplantıya Gökçeadalılar, Çanakkale ve çevre kentlerden gelen çevreciler katıldı. Toplantı, Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin’in, Ada’nın özelliklerini anlatan ve maden aranacak saha ile ilgili bilgilerin yer aldığı slayt gösterisinin sunumunu yapmasıyla başladı. Toplantıda doğal ve kültürel zenginlikleri ile hem tarım hem de turizm alanında son yıllarda önemli mesafeler kat eden Türkiye’nin organik adası Gökçeada, altın madeni tehdidi altında olduğunu belirten Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, "Merih Madencilik Şirketi A.Ş tarafından, alınan ruhsata istinaden Gökçeada’da altın ve gümüş madeni aramak için yapılan başvuru neticesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale İl Müdürlüğü tarafından yapılan duyuru ile Yuvalı mevkisinde maden aramak için yapılan başvurunun kabul edildiği ve ÇED sürecinin başlatıldığı belirtilmiştir. Bu konu, gerek adamızın doğal kaynakları, gerek turizmi ve en önemlisi de ada halkının sağlığı açısından telafisi mümkün olmayacak sonuçlar doğuracaktır. Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası olmasının yanı sıra, tatlı su kaynakları dünya üzerinde kendisine yetebilen 4 adadan biri olma özelliğini taşır. Adamız, bakir doğasında göz alabildiğince uzanan kumsalları, pırıl pırıl denizi, yeşille maviyi birleştiren kendine has dokusu ile geçmişle bugünün birlikte yaşandığı harika bir doğa güzelliğidir" dedi.’Çarpıklık aymazlık hatta ekonomik bir cinayettir’2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçildiğini vurgulayan Başkan Çetin, "Turizmin, organik tarımın, serbest dolaşma sistemiyle yapılan hayvancılığın ve balıkçılığın bir arada yapılabildiği çok özel coğrafyalardan biridir. Maden arama süreciyle ilgili gelişen bu son durum, bizleri derin bir hayal kırıklığı ve endişeye sevk etmiştir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2017 yılı ’İkinci Altı Aylık Eylem Planı’ kapsamında, Gökçeada ve Bozcaada’nın ’Organik Tarım Adası’ ilan edilmesi çalışmaları devam etmektedir. Türk ekonomisinin her geçen gün tarım ve hayvancılığa ne kadar hayati önemde ihtiyacının görüldüğü şu günlerde Gökçeada’da maden arama faaliyetine yol vermek tam anlamıyla çarpıklık aymazlık hatta ekonomik bir cinayettir. Gökçeada’mızda yapılması olası bir maden arama faaliyetinin çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri telafi edilemez düzeyde olacaktır. Daha önceki yıllarda tetkik için yapılan sondaj çalışmaları dahi yeraltı su kaynaklarımızın yönünü değiştirmeye yetmiştir. Adamızda altın ve gümüş madeninin işletilmeye başlanması durumunda bölgenin turizm açısından önemli plajlarına ve temel su kaynaklarına çok yakın olan güney bölgesinde sondaj çalışmaları yapılacağı, bu faaliyetler sırasında bu alanda ağaçların tıraşlanarak kesileceği, bunun erozyon başta olmak üzere pek çok zarara yol açacağı, bölgedeki doğal tepelerin kazılarak yok edileceği, bu çalışmaların yasal sınırları aşan bir hava kirliliği oluşturacağı, kullanılacak kimyasal maddeler nedeniyle yer altı ve yer üstü su kaynaklarının geri dönüşü olmayacak şekilde kirleneceği emsal projelerden görülmektedir. Proje tanıtım dosyasındaki verilere göre adanın güney kesiminde, 44 noktada, toplam 1.100 metre sondaj gerçekleştirilecek. Toplam 229 bin TL’lik projenin arama aşamasında 423 ton kazı toprağı ortaya çıkacak. İşletme ruhsatı alındığında ise çok daha fazla toprağın kazılacağı tahmin edilebilmektedir. Gökçeada’da tarım bölgelerine, deniz kıyısına, derelere, Su Altı Milli Parkı’na, Tuz Gölü’ne yakın olan altın madeni projesi 279 kilometrekare ile sınırlı bir yüzölçümü olan adanın ekolojik yapısı üzerinde yıkıcı bir etki yapacak. Bu nedenle biz tüm Gökçeada halkı olarak, Gökçeada’yı seven dostlarımız ve Gökçeada’yı korumaya gönül vermiş sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, adamızda her türlü maden faaliyetine karşı mücadele etmeye hazırız. Adamızı hep birlikte koruyacak ve madencilik faaliyetlerine asla izin vermeyeceğiz. Tüm yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya çağırıyor ve bu yanlıştan bir an önce dönmek için gerekenlerin yapılacağını umuyoruz. Adada söz konusu girişim için başvuran şirketi de çevre için bu geri dönülmez yola girmekten dönmeye davet ediyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gökçeada’yı ‘Organik Tarım Adası’ olarak ilan etmek üzereyken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adada zehirli kimyasallarla altın ve gümüş aranmasına geçit vermesi tutarsızlık, plansızlık hatta telafisi imkansız akıl almaz ekonomik kayıplar doğuracak bir öngörüsüzlüktür. Adamızın sahip olduğu doğal güzellikler ve kaynaklar, altından çok daha değerlidir" diye konuştu.Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün konuyla ilgili Belediye’nin görüşünü sorduğunu ifade eden Başkan Çetin, “7 Aralık tarihi itibariyle, ÇED sürecinin başlamasıyla alakalı kurumumuzun, Gökçeada Belediyesi’nin görüşü istenmektedir. Bende belediyede çalışan bütün arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim. Biliyorsunuz kurum görüşlerinde 30 gün esastır. Yasal süresi içerisinde cevap vermeniz gerekir. Biz bütün gerekçeleriyle birlikte uygun olmayacağını belirtir bir yazı yazacağız ve gerekirse Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 7.12.2017 tarihili yazısı nasıl sosyal medya kanalıyla basına yansıtıldıysa, Gökçeada Belediyesi’nin de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne cevabı yazısı sizlerle paylaşılacaktır" dedi.Toplantı, İstanbul’da avukatlık yapan Uğur Yetimoğlu’nun moderatörlüğünde soru cevap şeklinde sona erdi.
Türkiye’nin en büyük adası olan ve organik tarımın yanı sıra turizm ile 2011 yılında almış...
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz