Daha üst sıralarda bekliyorduk açıkçası...
2008'de Obezite Oranı olarak dünyanın 8. harikası olan Amerika Birleşik Devletleri, 7 yıllık sağlıklı beslenmenin ardından 11. sıraya gerilemiş durumda.
Meksika mutfağınının lezzetini duymayanımız yoktur... Ama görünen o ki, o mutfak pek de sağlıklı değilmiş.
Çok yemenin doğu medeniyetlerinde neden bir zenginlik göstergesi olarak algılandığını anlamak mümkün değil...
Evet, bizce de 'açlık'. Ama evet, bildiğiniz Güney Afrika...
Son 30 yılda obezite konusunda beşeri medeniyetler seviyesine ulaşan Güney Afrika'da, ölüm sebeplerinin başında aids ve tüberküloz kadar; obezite de gelmekte.
Katar'da sorduğumuz soruyu tekrarlıyoruz. Yanıtını da hakikaten merak ediyoruz: çok ve sağlıksız yiyerek hareket edemeyecek seviyeye ulaşmak nasıl bir zenginlik göstergesi olabilir ki?
Ürdün'le ilgili, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne oranla söylenecek bir acı nokta daha var.
Ürdün'de 15-29 yaş arası kadınların %82'si işsiz ve obezite oranı olarak erkekleri ikiye katlamış durumdalar...
Mısırlı gençlerin %75'i, sütten çok kola içiyorlar.
Mısırlılar hem geleneksel yağlı yemeklerini, hem de yurtdışından ithal ettikleri fast-food geleneğini benimsiyorlar.
Orta Amerika'nın şirin okyanus ülkesi Belize, bu ciddi sağlık problemi ile başa çıkamayanlardan biri.
2007'de Forbes'un yaptığı obezite indeksi araştırmasında dünyada 29. sırada yer alan Suudi Arabistan, 8 yılda şaşılacak bir hızla ikinci sıraya tırmandı.
Suudi kadınların %37'si, aşırı kilolara bağlı hastalıklardan hayata veda ediyor. Ülkedeki sağlık sigortaları obeziteyi karşılamadığı için, bu hastalığın tedavisine ülke vatandaşları yıllık tam 138 Milyon Dolar harcıyor.
Kuveyt'teki aşırı obezitenin en büyük kaynağının ülkede aşırı tüketilen Amerikan fast-food ürünleri olduğu varsayılıyor. Ülkede, 15 yaşının üzerindeki erkeklerin %70'i, kadınlarınsa %80'i obezite sınırında.
Kuveyt'in obezite oranı tam tamına %42.8 !