HABER

"Dünyanın sonu değil"

ANKARA (İHA) - TBMM Başkanı Bülent Arınç, Kopenhag'da Türkiye'nin tarih alamamasının dünyanın sonu olmayacağını söyledi. Arınç makamında Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Ziyarette Sakıp Sabancı da bulundu.

TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan 3 Kasım seçimleri Türkiye'de yeni bir yapılanma oluştuğuna dikkat çekerek, "Uzun zamandan beri arzulanan bir istikrarı sağlamış oldu meclisimiz. Dolayısıyla da bu yapının içinden de tek parti hükümeti çıktı. Bu da siyasi istikrarı uzun zamandan arzulanan siyasi istikrarı oluşturacağı için bizi mutlu ediyor. Ayrıca tabi güçlü bir muhalefet oluştu. Sosyal demokratlar muhalefeti oluştu. Bu da denetimde önemli bir yapı oluşturacak diye düşünüyoruz. Tabi önemli bir seçmenin oyu da temsil edilemiyor. Yüzde 45 gibi bir oyda dışarıda kaldı. Önümüzdeki dönemde bir uzlaşmacı çerçeve içinde göz önüne alınmasında faydalı olur inancındayız" dedi.

"YÜREĞİMİZ DOLU"
TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Sakıp Sabancı ise konuşmasında, "Yüreğimiz dolu, güzel mesajlar alalım bu gece diye bekliyoruz. İyi niyet önemli. Yürekten hissetmek önemli. Bunu hükümetimiz iyi yapmaktadır. Kaç saat uçurdu, kaç yere uçurdu, kaç kısa zamanın içinde koş Allah koş yapanlara sağ olun varolun, inanılmaz performans, netice, netice ne olursa olsun bir iz bıraktık bırakacağız, daha iyileri bulacağız ama unutmayalım ki bizim dar bir koridorumuz vardı. Hükümet oldu hemen kısa zaman içinde bu işlerin bütün eksikleri unutulmuş yepyeni hale getireceğiz. Bu mümkün değil. zaman kısalığı vardı. Buna rağmen çalışıldı. Güzel neticeler olsun. Gelmezse moral bozmayacağız" dedi.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ TBMM Başkanı Bülent Arınç da açıklamalarında TÜSİAD'ın önemli çalışmalar yaptığını ve yapmakta devam ettiğini belirterek, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önemli bir kararı var: 'İfade özgürlüğü bütün özgürlüklerin bileşkesidir' diyor. Düşüncenizi içinizde saklamanın bir anlamı yok, bunu ifade ettiğiniz zaman ancak anlam kazanıyor ve o düşüncenin ifade edilmesi herkesin hoşuna gidecek sözlerin söylenmesi ve alkışlanması değil yeri geldiğinde toplumu şok edecek sözlerin ve düşüncelerin de açık, net bir biçimde, korkusuzca ifade edilmelidir. Şüphesiz bunun sınırları bütün dünyada çizilmiştir. Avrupa İnsan hakları Sözleşmesinde de şiddeti ve terörü kullanmamak ve teşvik etmemek gibi, kamu düzenini bozmamak gibi buna benzer kriterlerle bu özgürlüğün sınırları bellidir. Ancak o zaman tartışılan konuların bugün alkışlanıyor olması herhalde eleştiride fazla gidenleri mahcup etmiş olmalı. Bundan daha sonra da bu tür ülkemiz için yararlı olacağını, vatandaşımız için insanımız için doğru olduğuna inandığımızı her şeyi yapmalıyız, yazmalıyız, söylemeliyiz. Bundan ülkeye zarar gelmez bilakis bir düşünce zenginliğinin, bir ifade zenginliğinin ortaya çıkması desteklenmiş olur" diye konuştu.

"DÜNYANIN SONU DEĞİL" Arınç, açıklamalarında Kopenhag zirvesine de değindi. Arınç, "Geçmiş dönemlerde de AB istendi. Bu bir devlet projesi. Adeta 40 seneyi geçti. AB ile birleşmek veya entegrasyon veya AB'nin tam üyesi olmak. 58'den bu yana istenen bir konuydu. Ama zaman zaman ihmal edildi, zaman zaman ciddiye alınmadı, zamanla belki tartışmalar yoğunlaştı ve biz bu noktaya geldiğimizde pek çoğunun AB üyesi olduğunu, hatta daha sonra müracaat edenlerin bizim önümüzü geçtiklerini üzülerek gördük. Geçmiş dönemler için Meclis Başkanı olarak tabi ölçülü konuşmak dorumundayım. Ama şunu biliyorum ki siyasi irade bu konuda çok güçlü değildi. Kendi aralarındaki anlaşmazlıklar, nüansın da ötesine geçen temel çatışmalar AB konusunda yapmamız gerekenleri hep erteledi, zamana yaydı, rölantiye aldı. Ama bu dönem görebildiğim bir şey var ki, bu halkın kararıdır, buna saygı duyulur iki partili bir parlamento var ve çok şükür ki, her iki partinin bu konudaki düşünceleri birbirini destekler mahiyettedir" dedi.

"NİYET HAYIR, AKIBET HAYIR" Söz konusu durumun siyasi iradenin güçlü olduğunu gösterdiğine işaret eden Bülent Arınç, "Dün bir bugün iki hem Anayasa değişikliği gerçekleşti, hem içtüzük geçti hem de uyum yasaları büyük ölçüde sonuçlanmış oldu. Anadolu'da bir söz vardır: 'niyet hayırlıysa akıbet hayırdır' derler. Niyetlerin iyi olduğunu ben de görüyorum. dolayısıyla bugün belki son zamanda yaptık çalışmaları ama bugün yaptıklarımızla ve yapacaklarımızı da ortaya koymakla Kopenhag'dan iyi bir sonuç almamız bizim hakkımızdır. yani bu çok iyi bir senaryo da olabilir. Bu konuda 4 ayrı senaryo olduğunu biliyoruz. Çok iyiye yakın bir senaryo da olabilir, olmalı bunu da gerçekten bekliyor ve ümit ediyoruz. Ama bu bizim demokratikleşme yolunda sivilleşme yolunda, bireysel hak ve özgürlükleri genişletme yolunda atacağımız adımları hiçbir zaman engelleyecek bir karar olmayacaktır. Buna inanıyorum. Çünkü AB'ye girmek nasıl bir ihtiyaçsa AB'nin gerektirdiği ekonomik ve mali standartları, hukuk ve siyaset standartlarını yükseltmek de o kadar önemli. Bunları yaparsak, neticesi belki AB gecikmiş olabilir. Ama bunları yapmanız önemlidir" diye konuştu.

"TESLİMİYETÇİ DEĞİLİZ"
Türkiye'nin AB konusundaki yaklaşımlarını da hatırlatan Arınç, "Biz şüphesiz bu çabaların karşılığının Türkiye'nin artık dinamik bir yapıya kavuştuğunu, kendi ayakları üzerinde duran, onurlu itibarlı, sadece oturan, bekleyen veya her şeyi kabullenmiş bir teslimiyetçilik içinde değil, onurumuzu, geleceğimizi, içinde bulunduğumuz şartları da en iyi noktaya taşıyacağız, düşüncesiyle gitmemiz gerekiyor. Bu çabalar bir netice verecektir. Ama aksi bir karar çıkması da hiç kime beklemesin ne Türkiye'nin ne dünyanın sonu değildir. Biz bu çabaların doğru olduğuna inandığımız müddetçe gayretli olacağız, el ele vereceğiz, birlikte olacağız ve Türkiye'nin bu çok iyi gelişmelere, her zaman yüzleri gülen bir ülkenin düşünen, konuşan tartışan, geleceğinden güven duyan, halkıyla yönetimiyle bütünleşmiş bir anlayışa kavuşacağımızı ümit ediyorum" ifadelerini kullandı.

En Çok Aranan Haberler