HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dünyayı çöplerinizden kurtarmak ister misiniz?

Senin, benim, herkesin çöpü... Elbetten sizden sıfır atıkla hayatınızı sürdürmenizi beklemiyoruz fakat az da olsa çevreyi seviyor, dünyanın geleceğini düşünüyorsanız çöplerinizi azaltmaya ne dersiniz?

Dünyayı çöplerinizden kurtarmak ister misiniz?

Selim Gerçeker / Mynet Haber

Tüketmenin moda olduğu dünyamızda her an yeni bir çöp çıkarıyoruz. Her attığımız çöp dünyayı kirlettiği gibi geleceğimize de büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditi azaltmak için sıfır atık felsefesi çatısında mutabık olmamız gerekiyor. Sıfır atığı hemen hayata geçirmek kolay değil fakat tasarım, üretim, tüketim, elden çıkarma ve yeniden kazanma döngüsü sıfır atık ve döngüsel ekonominin temelini oluşturuyor.

Ekonomi modelimizle bahsettiğimiz döngüsel model pek uyuşmasa da unutmayalım hiçbir şey için geç değil.

Sıfır atık prensibini uygulayan ve başarılı olan örnekler mevcut.

4 yılda evinden bir kavanoz çöp çıktı

New York Üniversitesi'nde Çevre Bilimi alanında çalışmalara başlayan Lauren Singer, yaptığı araştırmalar, öğrendiği ve gördüğü istatistikler sonuncu dünyayı kötü bir gelecek beklediğinin farkına varıyor ve tek kişilik projesine başlıyor.

Bir gün içerisinde neredeyse hiç çöp çıkarmayan Lauren köy ya da kasaba gibi kırsal bir kesimde değil şehir merkezinde yaşıyor.

Ne yapıyor? Evi için yapacağı alışverişe kendi çantası ve kavanozlarıyla çıkıyor. Pirinç mi alacak? Ambalajla değil, kiloyla satan yerel işletmelerden alıp kavanozuna dolduruyor, ekmeğini poşete ya da kağıda değil, yanında getirdiği beze sarıyor. Bu tarz ufak detaylar gözünüze önemsiz görünebilir, Lauren bu hayat tarzıyla 4 yılın sonunda sadece 1 küçük kavanoz çöp çıkarıyor. Kısacası kendisinin dahil olduğu projesinin başarılı bir şekilde çalışabileceğini bizlere kanıtlıyor.

Çevreye duyarlı Japon minimalizmi: 3 gömlek, 4 pantolon, 1 şilte

Tokyo'daki tek odalı apartmanında 3 gömlek, 4 çift pantolon, 4 çift çorap ve bir kaç ana eşyayla yaşayan Fumio Sasaki ile tanışın!

Zen Budizm’in azlık estetiğinden etkilenen az ama öz mantığını hayata geçiren Sasaki, tüketim kültürüne karşı çıkarak sahip olduğu malzemeleri en aza indirmeyi başarıyor. Yanlış anlamayın kendisi fakir falan değil iyi geliri olan bir editör. CD, DVD ve kitap koleksiyonunu bağımlılık haline getirdiğini belirten Sasaki, iki sene önce trendleri takip etmekten yorulduğunu, ait olmadığı şeyin kendisinde eksiklik hissi yaratmasını kabullenemediğini söyleyerek birçok eşyasını ya sattığını ya da insanlara dağıttığını söylüyor. Bu sayede çevreye büyük iyilik yapan Sasaki hem de sosyal ortamını geliştirerek hayatını daha mutlu, dünyayı ise daha yaşanılabilir hale getirebiliyor. Japonya gibi teknolojinin ve kalabalığın beşiği olan bir ülkede minimalist olmak gerçekten büyük bir iş. Sasaki'yi tebrik etmemek ise mümkün değil.

Peki sıfır atık için ne yapmalıyız? Nereden başlamalıyız?

Öncelikle basitleştirin. Hayatımızı basitleştirmek bizi basit kılmaz tam tersine yaşam kalitemizi arttırır ve daha rahat olmamamızı sağlar. Tüketirken...

"- ben bunu seviyor muyum?

- bunu gerçekten istiyor muyum?

- bu bana yarar sağlar mı?

- bunu kullanıyorum ancak sonrasında çevreye zarar verir mi?

- bunu nasıl geri dönüştürebilirim?" gibi soruları kendinize sorarak başlayabilirsiniz. Bu sorular hem tüketim kültürümüzü hem de gerçekten ne istediğimizi sorugulayarak nelere gerçekten ihtiyacımız olduğunu bulma konusunda bize yardım edebilir.

Hemen aklımıza gelen bir başka uygulama da tek kullanmalık ürünleri reddetmek. Evet popüler çağımızda 'kullan-at' olarak bilinen genelde plastik ürünlerden bahsediyoruz. Örneğin yemesepeti.com'dan sipariş verirken 'çatal bıçak istemiyorum' seçeneğini işaretlemeniz bile ilk seferde sizin için artı. İki çatal fazladan yıkamamak için tek kullanımlık malzemelere yönelmeyin.

Peki ne kullanacağız? Çok basit! Tekrardan, yeniden kullanılabilir ürünleri kullanacağız. Doğaya atılan naylon ve plastiklerin çevreye verdiği zarar ortadayken sürekli kullanabileceğimiz malzemeleri hayatımızda daha sık yer vermeliyiz.

İçecek sipariş ederken pipet, plastik bardak gibi şeyleri tercih etmek yerine cam bardak ya da kendi götürdüğünüz cam fincanları seçebilirsiniz. Alışveriş yaparken naylon poşetler yerine bez çantaları tercih edebilirsiniz. Kendi temizli ürünlerinizi kendiniz yapın ve katı sabunu tercih edin. Özellikle plastik yerine cam ve bez kullanmaya özen gösterin çünkü plastikler hem yapılırken hem de kullanıldıktan sonra doğaya büyük zarar verebiliyor.

bezero.org tarafından hazırlanan aşağıdaki infografik kısa ve öz biçimde sıfır atık prensiplerini anlatıyor. Bir çıktısını alıp gözünüzün önünde bir yere asarsanız ilk başlarda işinizi bir hayli kolaylaştıracaktır.

Son olarak; plastikler neden kötü?

İmdadımıza koşan plastik basit malzemeler (çatal, bıçak, su şişesi vb.) ve naylon çöp poşetlerinin ister istemez hayatımızda oldukları bir gerçek. Ancak ısrarla plastik kullanılmaması gerektiği söyleniyor.

Her yıl 500 milyar ila 1 trilyon arasında naylon poşet üretiliyor ve bu poşetlerin üretimi esnasında 200-400 milyon varil petrol kullanılıyor. Bu miktar 450 milyon ila 2,5 milyar sarasında arabanın bir yılda kullandığı yakıta eşit. Yani, arabanız yoksa bile plastik ürün kullanmanız sizi küresel ısınma ve çevre kirliliğinden, en az arabası olan biri kadar sorumlu tutuyor.

Ayrıca tüm plastikler geri dönüşüme uygun değil. Amerika’da üretilen tüm pet şişelerin yüzde 80’i, naylon poşetlerin ise yüzde 98’i geri dönüştürülmeden doğaya atılıyor. Bu da yılda 38 milyar plastik şişe ve 100 milyar naylon poşete denk geliyor. Doğada kaybolan bu plastikler hem havaya hem de yeraltı sularına işleyerek zehir saçıyor.

Ayrıca plastiklerin okyanuslara ve denizlere atılarak ekolojik dengeyi ve canlı hayatını tehdit ettiğinin de farkına varmamız gerekiyor. Vapura bindiğinizde ya da plaja gittiğinizde su üzerinde yüzen naylon poşet ve pet şişelerle mutlaka karşılaşmışsınızdır. Bunun yanı sıra Pasifik'in bazı yerlerinde plastik adaları bile oluşmuş durumda. Bunun yanı sıra okyanuslara attığımız plastiklerle deniz canlıları, özellikle balıklar plastikleri yiyerek bir süre sonra hayatlarını kaybediyor. Yakın zamanda midesindeki DVD kabı yüzünden beslenemeyerek ölen ve karaya vuran balina bunun en yakın örneklerinden biri. Kısaca karaya vuran balinalar mutsuzluktan intihar etmiyor, bizim attığımız plastikler yüzünden ölüyorlar.

Plastiğe sıkışmak ve plastik sindirmenin dışında bir başka tehdit de plastik maddelerden suya karışan zehirli maddeler, Bisphenol A ve BPA gibi kimyasallar. Bu türzehirli kimyasallar suya karışıyor ve balıkların üreme sistemlerine etki ederek endokrin üretimini engelliyor ve üremelerine engel oluyor.

Doğya verilen her türlü zararın dönüp dolaşıp bizi bulduğunu unutmamak gerek. İçtiğimiz sudan soframızdaki balığa kadar plastiklerle zehirlediğimiz ürünleri tüketmeye devam ediyoruz ve biz de zehirleniyoruz. Yani doğa pek umrunuzda değilse bile biraz bencillik yapın; kendiniz ve aileniz için doğayı kirletmeyin.

Bize ve dünyaya bu denli zarar veren plastikleri kullanmamak ne çok zor ne de imkansız. Bu plastikleri hayatımızdan çıkarmak demek hem kendimizi hem de geleceğimizi daha yaşanılabilir hale getirmek demek. Elimizde plastik yerine cam ve bez kullanarak dünyayı kurtarma gibi basit bir yöntem varken neden uygulamayalım ki?

_Kaynaklar: haberturk.com, yeniasir.com, yesilist.com [1], [2], [3]_

En Çok Aranan Haberler