HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dünyayı korkutan yaratık

Dünyayı korkutan yaratık

Time, beyazperdenin en korkunç 10 hayvanını seçti. Kimisi yalnızca bir karınca, kimisi ise bir köpekbalığı. İşte yayınlandığı dönemi damgasını vuran o filmler...


Steven Spielberg tarafından yönetilen film, 1976 yılında en iyi müzik, kurgu ve ses dallarında Oscar almış, en iyi film dalında da adaylıkla yetinmişti.

Bodega sahiline saldıran kuşlar hayatı yöre halkına zindan eder.

Filmin sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden Alfred Hitchcock'un Kuzey Kalifoniya'da tatil yaparken gazetede gördüğü bir haberden oldukça etkilenmesiyle ortaya çıktığı biliniyor.


Donna oğlu Tad'i de alıp bozulan arabalarını tamire götürür. Tamircinin 100 kiloluk bir St. Bernard olan Cujo adını verdikleri köpeği bir yarasa tırmıklması sonucu kuduz olmuş ve herkesi parçalamıştır. Donna ve Tad bozulan arabalarının içinde bu ıssız yerde mahsur kalmışlardır.

Dışarıda köpek onları beklemektedir. Sıradan bir öyküyden sizi nefes nefese bırakacak bir gerilim. Cujo Stephen King'in romanından sinemaya uyarlandı...


1945 yılında New Mexico'da bir çölde yapılan nükleer silah denemeleri karıncaları mutasyona uğratır ve karıncalar devasa canavarlar haline gelirler. Karıncalar tarafından önce bir FBI ajanı ve ailesi katledilir. Sonra diğer ölümler başlar.


Güneydeki tüm Amerikan şehirleri artık tehdit altındadır. Görevli ekiplerin canavarların yuvalarını bulup yoketmesi sorunu halletmeyecektir. Kraliçe karınca kaçmıştır ve daha fazla yumurtlamadan durdurulması gerekmektedir.




Fly Creek'deki şiddetli bir fırtına tüm enerji hatlarına zarar verir. Küçük kasabanın sakinleri ilk başta filmin ufak oyuncusu Mick bir yumurta katığı bulduğunda on Piranhau ciddiye almaz ancak her şey böyle başlar.

Bu hafta vizyona giren Pirana'dan bahsetmiyoruz. 1978 yapımı Piranha'nın başrollerinde Belinda Balaski ve Dick Miller oynuyor.

Kendi halinde gezinen iki insanın tesadüf eseri keşfettiği piranalar, yine onların ihmali yüzünden, yaz kamplarıyla dolu cennet gibi bir diyarın nehirlerine karışır.


Venezuela’daki ormanlarda böcekler üzerine araştırmalar yapan bir ekip, çok agresif yeni bir tür örümcek ile karşılaşırlar. Ekipteki fotoğrafçı bu örümceklerden biri tarafından ısırılır ve ölür. Fotoğrafçının cesedini uçakla, ABD’deki küçük kasabasına gönderirler. Ancak tabutun içinde söz konusu örümcek de vardır. Tabut burada açıldığında örümcek gizlice kaçar ve bu kasabaya yeni yerleşmekte olan Dr. Ross Jennings (Jeff Daniels) ve ailesinin evlerinin bodrumuna yerleşir. İşin kötüsü, bu örümcek bir kraliçedir ve burada yumurtlamaya başlar. Jennings’lerin bodrumundan kasabaya yayılan zehirli örümcekler kasabalıları birbir öldürmeye koyulurlar.

1972 yapımı Night Of The Lepus'un yönetmen koltuğunda William F. Claxton oturuyor.

Western türüne de giren filmde devasa buffalo ilk olarak bir köyde gözükür ve kasabanın şefinin kızını öldürür. Vahşi Bill lakaplı kasaba sakini ise buffaloya savaş açar.

En Çok Aranan Haberler