İSTANBUL (İHA) - Oyakbank Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, 2002'nin zor bir yıl olmasına rağmen Oyak olarak durmadıklarını ve Türkiye'ye güvendiklerini söyledi. Maslak'taki Oyakbank Genel Müdürlük binasında düzenlenen toplantıda konuşan Ulusoy, "2002 krizi de Oyak'ı durduramadı. Oyak yönetimi kötü yıllarda da iyi yıllar yaratmaya çalıştı" dedi. Oyak'ın temelde bir ek sosyal güvenlik kuruluşu olduğunu ve aktif üye sayısının 205 bine ulaştığını bildiren Ulusoy, "Sadece Oyak olarak yasal ve sosyal hizmetler konusundaki toplam yıllık işlem hacminin yarım katrilyon lirayı aştı" diye konuştu.
"OYAK'IN 40 İŞTİRAKİ BULUNUYOR" Yönetilen nakit fonları toplamının 1 katrilyon lira olduğunu belirten Coşkun Ulusoy, "Oyak'ın birçoğu sektörünün önde gelen 40 iştiraki bulunuyor. Sahip olduğu 10 portföy yüzde 433 seviyesinde büyüyerek gelişti. Toplam portföyler 300 trilyona giden bir çizgiye oturdu" dedi. Ulusoy, Oyak'ın bir devlet kurumu olmadığını, hala kamuoyunda devletin bir parçası olarak görülmesine rağmen Oyak'ın devlet mekanizmasının bir parçası konumunda bulunmadığını hatırlattı.
"OYAK ASKERİYE'NİN BİR PARÇASI DEĞİL" Ulusoy, "Askeriyenin de bir parçası değil. Askeriyede çalışmalar için faaliyet gösteriyor. Oyak ayrıca tek bir patronu olan, tek bir kişinin keyfine bağlı bir kurum değil" dedi. Hiçbir şirketlerinin bu sene muhtemelen yıl sonunda zarar yazmayacağını belirten Ulusoy şöyle konuştu:
"Biz çok büyük atılımlara, patlamalara hazırız. Türkiye'deki büyük stratejik konumdaki yatırımlara da çalışmalara da çok önem veriyoruz. Enerji, telekomünikasyon, ulaştırma, madencilik hepsi ilgi alanımız içinde. Artık bizler için ufak sayılabilecek yatırımlar yerine, stratejik boyutları olan hem Oyak'a hem Türkiye'ye katkı sağlayacak yatırımları gündemde tutmayı istiyoruz. Bütün özelleştirmeleri yakından takip ediyoruz. Bizi her özelleştirme ile ilgili konularda çalışırken göreceksiniz" ifadelerini kullandı.
"PARAMIZ DÖVİZDE"
Basın toplantısında soruları da cevaplandıran Ulusoy, Irak krizi sebebiyle tüm kaynak ve tasarruflarını TL'de değil dövizde tuttuklarını belirtti ve "Şayet kaynaklarımızı TL'de tutsaydık daha fazla getiri sağlardık. Dolayısıyla alternatif bazı kayıplara uğradık" dedi.
2003 yılının ümide giden bir yol olmasını istediklerini belirten Coşkun Ulusoy, kendilerinin sürdürülebilir, istikrarlı bir büyüme peşinde olduklarını kaydetti.
Tek parti iktidarlarının her ülkede olumlu karşılandığını, kendilerinin de bu durumu iyimser bulduklarını ifade eden Coşkun Ulusoy, "Bu yorumun aksini söylemek mümkün değil. Şimdi hükümetin programını, bütçesini, kamuoyuna resmen rakamlara verdiği bilgileri bekliyoruz. Biz çalışmalarımızı sürdüreceğiz ama tam ince ayarımızı yapabilmemiz için bu programları, rakamları görmek istiyoruz" diye konuştu.
"PAMUKBANK'LA İLGİLENİYORUZ" TL'nin döviz karşısında değerlenmesinin önemli bir gösterge olduğuna değinen Coşkun, "Öyle görülüyor ki yapılan tüm hesaplar TL'nin nispi olarak değerlendiğini gösteriyor. Düşük kurlar da çeşitli negatif etkileri olabilir. Ama piyasanın oluşturduğu kur ne ise başımızın üstünde yeri var" dedi. Coşkun açıklamalarının sonunda fondaki Pamukbank'ın alımı konusuyla da ilgilendiklerini hatırlattı.