YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dursun Göktaş: TTK’ya sahip çıkmalıyız...

Mersin SMMMO Başkanı Dursun Göktaş’ın başkanlık yaptığı seminere çok sayıda oda üyesi katıldı

Dursun Göktaş: TTK’ya sahip çıkmalıyız...

Mersin SMMMO Konferans Salonu’nda gerçekleşen seminere, Marmara Üniversitesi öğretim görevlileri Prof. Dr. Nejat Bozkurt ve Prof. Dr. Cemal İbiş konuşmacı olarak katıldı. Mersin SMMMO Başkanı Dursun Göktaş’ın başkanlık yaptığı seminere çok sayıda oda üyesi katıldı

Göktaş, söz konusu tebliği göre, mükellefler ve muhasebeciler arasında, sözleşme yapıp, el beyanı gönderilen mükelleflerin müşteri bilgiler bildirimini mecburen yapmaları gerektiğini belirterek, “Vergi mükellefleri, Resmi Gazete’de yayınlanan 2012 yılı muhasebe asgari ücretlerinde belirtilen en az 100 TL alınacaktır ve serbest meslek makbuzu düzenlenecektir. Haksız rekabet yaratmamak ve ilerde mağdur olmamanız için gönderdiğiniz bu mükellef bilgileri ile ilgili 100 TL makbuzu keseceksiniz, parasını da müşteriden alacaksınız. Yapılan işe verilen para ile verilen ceza arasında korkunç bir fark var. Biz 100 TL ücret alıyoruz ama eğer bir yanlış yaptığımız zaman bin 170 TL ceza var. Bu cezanın da düşmesi gerekiyor. Bir işlemden aldığınız paranın 11 katı gibi bir ceza olması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

“ŞİMDİ ÖĞRETİLMEYE ÇALIŞILAN MUHASEBE DENETİMİNİ BİZ YILLARDIR ANLATIYORUZ”

Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Nejat Bozkurt ise 1979 yılından beri bu işin içinde yer aldığını dile getirerek, Türkiye’de denetimde lisans ve yüksek lisansta doktora yapmış tek denetim profesörünün kendisi olduğunu kaydetti. Bozkurt, 1995 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Hasan Gürbüz’ün yanına denetim asistanı olarak atamasının yapıldığını ancak, bu atamaya çok şaşırdığını söyleyerek, “Ben denetim asistanlığında ilk kez bulunduğum için ne iş yaparım, ne işe yararım diyerek sağa, sola koşuşturmaya başladım. O zamanlar bir kitap buldum ve okudum ama pek bir şey anlamamıştım. Bugün ama şunu gördüm; şimdi öğrenilmeye çalışılan muhasebe denetimini biz o yıllarda öğrenmiş ve anlatmaya başlamışız. O yıllarda Türkiye’de denetim yoktu. Sadece birkaç yabancı şirketin Türkiye’de yaptığı denetimler vardı. Yani anlayacağınız olmayan bir denetim muhasebeciliğini biz yıllarca bu ülkede anlattık” şeklinde konuştu.

Bu süreçleri gören biri olarak şu anda gözlerinin yaşardığını itiraf eden Bozkurt, sözlerine şöyle sürdürdü: “Bu ülkede bir yıla kadar denetim yokken şimdi artık şirketlerin bağımsız denetiminden konuşuyoruz. Şunu kabul edin; cin şişeden çıktı bir kere ve artık o geriye girmez. Yani ‘burası Türkiye bu iş olmaz, bu ertelenir, iptal olur’ gibi şeyleri kafanızdan çıkarın. Dünya standartlarında bir ülke olacaksak, dünya standartları düzeyinde bir muhasebemiz ve denetimimiz olacaksa bu işin üstüne düşüneceğiz. Bu eğitimlere başlamadan önce ülkemizde eğitmen, hoca, akademisyen ne yazık ki çok azdı. Ama bir yıldır artık eğitim denetçileri eğitmeye başladık.”

“YENİ, SIFIR, GÜNCEL BİR MUHASEBE DENETİM DOKÜMANI OLUŞTURDUK”

Ellerinde 30 senelik denetim notları ve kendine ait muhasebe denetim kitabı olmasına rağmen yeni, sıfırdan, bağımsız denetim dokümanları oluşturduklarının altını çizen Bozkurt, “Çünkü TTK diyor ki, uluslararası denetim standartlarına göre denetim yapılacak. Dönüp baktığımızda da ilk uluslararası denetim standartları 2010 yılında yapılmış. Dolayısıyla eğitimlerde kullanılacak dokümanlar da 2010 yılı versiyonuna göre yazılmış denetim dokümanları olması gerekiyordu. 3,5 ay gibi kısa bir sürede 300 sayfanın üzerinde yeni, sıfırdan denetim dokümanları hazırladık. Onun yanında 500 sayfalık bir denetim slaydı hazırladık. Ayrıca İstanbul SMMMO tarafından 4 büyük denetim şirketine denetim dosyası hazırlatıldı. Yani bin sayfanın üzerinde birebir güncel bir dokümasyon dosyası oluşturduk” dedi.

“TÜRKİYE’DE MUHASEBE DENETİMİ İÇİN 40 BİN KİŞİ BAŞVURU YAPTI”

Bu eğitimlerin sonunda 170’e yakın denetim eğitmeninin ortaya çıktığını dile getiren Bozkurt, “İlk modeli kurarken ‘şehir sınırı yok’ dedik. Hangi şehirden katılırsa katılsın denetçi olmak isteyen arkadaşların 78 saatlik bir eğitim alması gerektiğini söyledik. Ama bunu söylerken içimde hep bir korku vardı; ‘denetçi olmak için kaç kişi başvuru yapacak’ diye. Yöneticiler tarafından bana 3 bin 500’den 20 bine kadar sayı verildi. Ben de bunun üzerine dosyaları, ekibi hazırladım. Ama korktuğum başıma geldi ve 40 bin başvuru oldu. Yani Türkiye’de hemen hemen bütün meslek mensupları nerdeyse denetçi olmak için başvuru yaptı. Biz de bunun üzerine bütün dengeleri 40 bin kişi üzerinden yapmaya başladık” ifadelerini kullandı.

Denetim eğitimi almanın illaki alanda denetçilik anlamına gelmediğini de üyelere aktaran Bozkurt, “Denetim bir kültürdür, bir yapılandırma, bir şekle sokmadır. Karşınıza gelen denetçi ile ilişki kurma ve bilgi elde etmedir. Bu yüzden bu eğitimlere katılmak çok verimlidir” şeklinde konuştu.

Fotoğraf : Çiğdem YURDAGEL

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler