HABER

Duruşmada gergin anlar: Sürekli yalan söylüyorsun!

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a, alıkonulması sırasında "Sizi kanaat önderimiz ile görüştürebiliriz" dediği iddia edilen eski 4. Ana Jet Üs Komutanı Hava Tuğgeneral Hakan Evrim, FETÖ'cü Kemal Batmaz ile selamlaştığı yönündeki görüntülerle ilgili Batmaz'ı tanımadığını iddia etti. Duruşmada Erdoğan'ın avukatı ile Evrim arasında gergin diyaloglar yaşandı. Avukat Aydın, "Söylediğiniz yalanları aklınızda tutamıyorsunuz" deyince Evrim, "Seviye düştü" dedi.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı davanın altıncı celsesi, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde devam ediyor.

Savunmasını yapan sanık Hakan Evrim, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ı ikna edecek ekip içinde yer aldığının iddia edildiğini belirterek, "Birbirini daha önceden tanıyan kişiler birbirini ikna edebilirler. Ben daha önce Genelkurmay Başkanı ile hiç tanışmadım, aynı ortamda hiç bulunmadım. Dolayısıyla kendisini ikna edebilecek TSK'daki en son kişiyim." savunmasını yaptı.

'CEP TELEFONUMA EL KONULDU' DEDİ...

Sanık Evrim, Genelkurmay Başkanı Akar'ın Akıncı Üssü'ne geleceğini duyduğunu, enterne edilerek 143. filo dışında tutulduğunu, cep telefonlarının eli silahlı askerler tarafından alındığını, bu nedenle yaşananlardan haberdar olmadığını iddia etti.

Üs komutanı olması nedeniyle eli silahlı askerler tarafından Genelkurmay Başkanı Akar'ı karşılamasının istendiğini ileri süren Evrim, şunları savundu: "143. Filo'da olanlardan haberim olmadı, bu hareketin içinde olsam, onu ikna edecek olsam, Genelkurmay Başkanı'nı bizzat ben karşılardım. Üs komutanı olmam nedeniyle Genelkurmay Başkanı'nı karşılamam gerektiğini oradaki ekip bana dikte ettirdi. Yanıma iki silahlı kişi vererek karargaha götürdüler. İçeri girdiğimde Genelkurmay Başkanımızın birileriyle odada, rahat tavırla, emir komuta zinciri içinde, saygı, sevgi içerisinde konuştuğunu gördüm. Komutan'a bakarak 'Hoşgeldiniz' diyerek, tek boş koltuk benim makam koltuğumdu, bu tek boştaki koltuğu ekibin yanına doğru çektim. Makam telefonumun ve televizyon kablolarının kesilmiş olduğunu fark ettim."

Hakan Evrim, darbenin sivil yöneticileri Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Harun Biniş'in üsse alınmasını sağlamakla da suçlanıyor.

Hakan Evrim, odadakilerden sadece Akar, Akın Öztürk ve Kubilay Selçuk'u tanıdığını, diğer kişilerin, Mehmet Dişli ve Ömer Faruk Harmancık olduğunu sonradan öğrendiğini ileri sürerek, yapılan tüm konuşmaları dinlediğini, olayları anlamaya çalıştığını öne sürdü. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ı, Fetullah Gülen ile görüştürmeyi teklif ettiği iddiasını kabul etmeyen Evrim, "Böyle bir cümle kesinlikle ağzımdan çıkmamıştır. Ömrümde Fetullah Gülen'i ne aradım ne görüştüm ne de kendisini telefonla arayabilecek birisini tanıyorum. Genelkurmay Başkanı'nın savcıya verdiği ifadeler genellikle net ve kesindir. Bana suç isnat edilen bölümünde ise 'Hakan Evrim, 'Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz' gibi bir şey söyledi' demiştir. İfadesinin son bölümünde kesin, net ifade edememiştir. İfadede kesinlik yoktur." dedi.

'AKAR BENİ BAŞKASIYLA KARIŞTIRMIŞ OLABİLİR' DEDİ

Akar'ın, kendisini başka birisiyle karıştırmış olabileceğini öne süren Evrim, "Şerefli bir TSK mensubuyum, tek dini önder olarak Peygamberimizi, milli önder olarak da Atatürk'ü tanırım. Kutsal değerlere ihanet etmedim, asla terörist değilim" iddiasında bulundu.

'NEDEN SEN KİMSİN' DİYE SORMADIN?

Savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, o gece güvenlik kameralarınca kaydedilmiş görüntülerden elde edilen fotoğraflarını gösterdiği Evrim, bir fotoğraftakinin kendisi olduğunu ancak diğerlerinin kendisini "andırdığı"nı söyledi. Mahkeme Başkanı Dik'in, "Darbe girişimi gecesi Akıncı Üssü'ndeki sivil sanıklardan Kemal Batmaz'a 'sen kimsin' diye neden sormadın?" sorusuna, Evrim, "Kendisini hiç tanımıyorum." karşılığını verdi.

SELAMLAŞTIĞI GÖRÜNTÜLER SORULDU

Duruşma savcısı da Evrim'e 15 Temmuz gecesi Akıncı 4. Ana Jet Üssü'nün kameralarına yansıyan, Adil Öksüz'le darbeyi yöneten FETÖ'cü Kemal Batmaz ile selamlaştığı yönündeki görüntüleri sordu. Savcının, görüntülerde Batmaz'a yönelik cephe selamı verdiğinin gözüktüğünü ifade etmesi üzerine Evrim, "Ben öyle bir selam vermedim. Ben gittiğimde bu video bana savcılık tarafından gösterilmedi. Gösterilseydi vermediğimi söylerdim. Kendisine asla ve asla cephe selamı vermedim." dedi.

EVRİM’E ’ADİL ÖKSÜZ’ SORUSU

İfadesinin ardından çapraz sorgusu yapılan sanık Hakan Evrim’e FETÖ’nün ’Hava Kuvvetleri imam’ Adil Öksüz’ün 17-25 Aralık’tan bu yana 12 kez Akıncı Üssü’ne gittiği iddiaları soruldu. Evrim, iddialarla ilgili "İddianamede bildiğim kadarıyla Kazan ilçesine geldiği söyleniyor. Kazan ile bizim aramızda 20 kilometre var. Üsse kimlerin ne şekilde gireceği bellidir. Girseydi kayıtlara geçerdi. Böyle bir şey olmamıştır. Olsa da benim haberim olmamıştır" dedi

'YORUM YOK' DEDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, "Darbe girişiminde birçok acemilik ve mantıksızlıkların hem planlama hem icra safhasında yapıldığını iddia ediyorsunuz. Bu acemilikler ve mantıksızlıkların darbenin FETÖ lideri ve mensupları tarafından planlanması ve yine robotlaşmış mensupları tarafından icra edilmesinin payı var mıdır sizce?" şeklindeki soruya Evrim, "Hiç bilemeyeceğim bunu. Yorum yok." yanıtını verdi.

RÜTBELERİ OLMADIĞINI SAVUNDU

Mahkeme Başkanı Dik'in, "Kim bu işin içindeydi? Bir tane rütbeli vardı herhalde?" sorusuna karşılık da Evrim, kendisini esir alan silahlılar olduğunu ancak rütbeleri bulunmadığını iddia etti. Avukat Aydın, "Dinlenen sanık Akın Öztürk, mantıksız, tutarsız, acemice hazırlandığı iddia edilen darbeyi son ana kadar devam ettirmeye yönelik kararlı olduğunuzu söyledi. Bu şekilde kendi beyanınıza göre mantıksız, tutarsız, bu ülkeye komplo mahiyetinde olan bir darbeye neden son ana kadar, hatta sabaha kadar katılma konusunda kararlılık gösterdiniz?" sorusu üzerine de Evrim, Akın Öztürk'ün söylediğinden böyle bir şey anlamadığını belirtti.

AKIN ÖZTÜRK'E SORULDU

Bunun üzerine böyle bir şey söyleyip söylemediği Akın Öztürk'e soruldu. Öztürk, Hakan Evrim'i o gece gördüğünü ancak Karargahın önünde mi başka bir yerde mi görüp görmediğini hatırlamadığını iddia etti.

'SORUYU ANLAMADIM' DEYİNCE TEPKİ GÖSTERDİ

Avukat Hüseyin Aydın'ın, "İddianıza göre o gece planlama safhasında Ankara'nın başarısız olmasının önünün açıldığını ifade ettiniz. O gece Ankara'da TBMM, TÜRKSAT, Emniyet Özel Harekat, Cumhurbaşkanlığı gibi kamu kurumları bombalanmış, 150 şehidimiz var Ankara'da, bin 500 tane de gazimiz var. Ankara'nın önünün açılması için başka ne tür cinayetler, nerelerin daha bombalanması gerekiyordu size göre. Kaç kişinin daha şehit olması gerekiyordu?" sorusu üzerine Evrim, soruyu anlamadığını öne sürdü. Aydın da "Siz benim sorularımı anlamamakta ısrar ediyorsunuz. Ben tekrar sormayacağım." dedi.

SİZİN SEVİYENİZ YERLERDE

Aydın'ın, darbe yapma, planlamanın TSK'nın görevleri arasında olup olmadığını sormasına karşılık Evrim, 1980 darbesinden sonra TSK bünyesindeki herkesin "Kesinlikle bu ülkede bir daha darbe olmaz." düşüncesinde olduğunu iddia etti.

"Darbe emrinin tebliğ edilmesinden bahsettiniz. Böyle bir teamül var mı?" diye soran Aydın'a Evrim, böyle bir şeyden bahsetmediğini savundu. Avukat Aydın da "Bahsettiniz. 'Bana tebliğ edilmedi' dediniz. Tebliğ, tebellüğ belgesi olması gerektiğini söylediniz. Siz söylediğiniz yalanları aklınızda tutamıyorsunuz. Yalan söyleyince aklınızda tutamazsınız" ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı Dik'in, "sanığın cevap verip vermemekte serbest olduğunu, susma hakkını da kullanabileceği"ni hatırlatması üzerine sanık Evrim, "Eğer doğru dinleselerdi anlaşılırdı" dedi.

SÜREKLİ YALAN SÖYLEDİĞİNİZ İÇİN FARKINDA DEĞİLSİNİZ

Avukat Aydın ise "Sizi doğru dinledik. Sürekli yalan söylediğiniz için ne söylediğinizin farkında değilsiniz" şeklinde karşılık verdi.

Evrim'in "seviyenin düştüğü" ifadesini kullanması üzerine ise Aydın da "Siz bir Fetullahçı olarak bana seviye tavsiyesinde bulunamazsınız. Sizin seviyeniz yerlerde." diye konuştu.

Duruşmaya öğle arası verildi.

5 KEZ MÜEBBET İSTENİYOR: TWITTER'DAKİ BU MESAJI SORULDU

Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Kulaç, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) katıldı. Kırşehir Barosundan görevlendirilen avukatın da hazır bulunduğu duruşmada, sözde Sıkıyönetim Komutanlığı görevini kendisini arayan Deniz Kuvvetlerindeki abisi ve daha önce emrinde çalışan bir binbaşının aramasıyla öğrendiğini ifade eden Kulaç, bu nedenle Kırşehir'e gitmek üzere 15 Temmuz akşamı yola çıktığını söyledi.

Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı adına yayınlanan sıkıyönetim listesini bir emir olarak kabul ettiğini belirten Kulaç, yola çıktığında bunun bir sıkıyönetim olduğunu düşündüğünü, saat 02.30 sıralarında mola verdiği yerde televizyondan dinlediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın sözlerinden sonra darbe ve kanunsuz bir durumla karşı karşıya bulunulduğunu anladığını ileri sürdü.
Kırşehir'de ve Türkiye genelinde kontrolün sağlanmaya başlandığını hissettiği anda teslim olmayı düşündüğünü anlatan Kulaç, kentte ne ile karşılaşacağını bilmediği için bir süre oyalandığını söyledi.

Kulaç, Kırşehir'de kalamayacağını anlayınca birliğin en az olduğu kentlerden Nevşehir'e gitmeyi, orada saklandıktan sonra teslim olmayı tasarladığını, ölüm korkusu nedeniyle bu süreci uzattığını ileri sürdü.

Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesine doğru ilerlerken 2 trafik polisinin kapama yöntemiyle "dur" ihtarında bulunduğunu belirten Kulaç, polis kıyafeti giymiş başka kişiler olabileceğini değerlendirip ihtara uymayarak aracıyla yoluna devam ettiğini söyledi.

Polislerin çok olduğu bir ortamda teslim olmayı planladığını, Hacıbektaş ilçesi yakınında bunu gerçekleştirdiğini belirten Kulaç, şöyle devam etti:
"İki polise teslim olursam başıma bir şey gelir diye teslim olmadım. Trafik polisleri arkamdan devam etti. Ben şöyle düşündüm, 'dur ihtarına uymayınca eğer gerçekten Emniyet Müdürlüğünün ekibiyse birçok ekibi yönlendirecekler, önüme barikat kuracak ekipler. Çok polisin olduğu bir ortamda teslim olayım' diye devam ettim. Hacıbektaş'ta birçok ekiple önüm kesilmişti. Arabamdan inip ellerimi kaldırarak teslim oldum. Teslim olduğum andaki kamera kayıtlarını talep ediyorum. Teslim olduğum sırada, ellerim havadayken silah sesleri duydum. Polislerin hepsi yere yattı. Bir an, tecrübesiz polislere beni öldürtecekler diye düşündüm. Bir polis üzerime atladı, birlikte yere düştük, odan sonra silah sesleri kesildi. Ellerimi kelepçelediler. Hiç ateş etmedim."

Kırşehir'de hiç kimseyle temasının olmadığını öne süren Kulaç, "Kimse ile görüşmedim. Birkaç gün oyalanıp teslim olurum diye düşündüm. Öldürülmekten korktum. Ne olacağı belli olmayan bir durum vardı." diye konuştu.

DARBE GİRİŞİMİNDEN BİR HAFTA ÖNCE

Mahkeme başkanı, "Analizi Harbiyeli" adlı Twitter hesabının ve buradaki mesajların kendisine ait olup olmadığını sorarak, darbe girişiminden bir hafta önce mesajlarda geçen bir diyaloğu Kulaç'a hatırlattı.

Başkanın, "Darbe girişiminden bir hafta önce yazdığın bir mesajı okuyan kişi sana 'Bunu nereden biliyorsun' diye soruyor. Sen de ona cevaben 'unutturma, bunu bana bir hafta sonra sor' diyorsun, bunun darbe tarihini bilmenle bir alakası var mı?" şeklindeki sorusuna Kulaç, mesajların kendisine ait olduğunu ve o mesajın darbe girişimiyle bir alakasının bulunmadığını ileri sürerek, mesajın Türkiye, Rusya, Suriye politikalarıyla alakalı olduğunu, bu politikaların değişeceği yönündeki bir öngörüyü kastettiğini savundu.

Duruşmada, 16 Temmuz günü Ömer Kulaç'a "dur" ihtarında bulunan 2 trafik polisi de tanık olarak dinledi. Tanık polisler, takip sırasında şüphelinin tabancasıyla araçlarına ateş ettiğini ileri sürdü.

5 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTEMİ

İstanbul Harp Akademileri Komutanlığında görevli Ömer Kulaç, FETÖ'nün darbe girişiminde, sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından kendisine verilen "Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı" görevini icra etmek için 15 Temmuz akşamı Kırşehir'e gelmek üzere İstanbul'dan yola çıkmış, kent girişinde kolluk kuvvetlerinin "dur" ihtarına uymayarak aracıyla kaçmaya çalışırken Hacıbektaş ilçesinde çatışmada yakalanmış ve 17 Temmuz 2016'da tutuklanmıştı.

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen Kulaç hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Cumhurbaşkanına suikast", "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" suçlarından 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.

Ayrıca Kulaç'ın darbe girişimine yönelik paylaşımlarda bulunan "Analizi Harbiyeli" adlı Twitter hesabının kullanıcısı olduğu da tespit edilmişti. (Ajanslar)

En Çok Aranan Haberler