Düşen Malezya uçağındakilerle ilgili ilginç ayrıntılar! Emekli pilot anlatıyor: Eğer uçak yere burun tarafından vurursa ön taraftaki insanların vücutları parçalanır, arka taraftakilerin cesetlerine pek bir şey olmaz. Arka taraftan yere vurursa bu sefer oradaki cesetler parçalanır. Cesetlerin çıplak olmasının nedeni ise tamamen kabin tazyikiyle ilgili bir durum.
Ukrayna'da Rus ayrılıkçılar ve Ukrayna askerlerinin yoğun olarak çatıştığı ve birbirlerine füze fırlattığı Donetsk bölgesinde içinde 80’i çocuk 298 kişiyle düşürülen Malezya Havayolları’na ait uçağın enkazının bulunduğu alanda, çok sayıda itfaiyeci ve teknik ekip çalışmalarını sürdürüyor.
Uçağın parçalanan gövdesi bir köyün çok yakınına düşerken, diğer parçalar ve onlarca ceset 5 kilometrekarelik alana yayılmış durumda. Parçalanmış cesetler civardaki tarlalardan toplanıyor.
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’dan Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’a giderken BUK füzesi tarafından düşürüldüğü tahmin edilen uçakta; Hollanda, Malezya, ABD, Avustralya, İngiltere vatandaşları bulunuyordu. Yetkililer, uçaktaki herkesin öldüğünü duyurdu.
10 bin metre irtifada BUK füzesi tarafından vurulan uçağın parçaları inceleniyor. Sovyetler Birliği döneminde geliştirilen füzeler, 5 dakika boyunca ısınıyor ve hedefe ulaşmadan 20 metre önce infilak ederek, hedefi 12 saniye içinde darmadağın ediyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, Brisbane’de gazetecilere yaptığı açıklamada, düşen uçakta Melbourne’de pazar günü başlayacak 20. AIDS Konferansı katılımcılarının da bulunduğunu söyledi.
Bishop, uçağın, Kuala Lumpur’dan sonra Avustralya’nın Perth kentine devam etmesinin planlandığını belirtti. Hayatını kaybeden tanınmış akademisyenler arasında Uluslararası AIDS Topluluğu’nun eski başkanı Joep Lange’ın da bulunduğu sanılıyor.
Ölenler arasında Hollanda’da yaşayan Avrupa Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt’un danışmanlığını yapan Pim de Kuijer de bulunuyor. Füze tarafından vurulan uçakta yaşamını yitiren Kuijer, aynı zamanda ‘Stop Aids Now’ adlı derneğin aktivistlerindendi.
Kuijer’in de AIDS Konferansı’na katılmak üzere uçağa bindiği ortaya çıktı. Uçakta Hollandalı Senatör Willem Witteveen de bulunuyordu.
"Savaş var, uçmasalardı!"
Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), ayrılıkçıların Malezya uçağının düşürülmesi sonrasında yaptığı telefon görüşmelerini yayınladı. Ayrılıkçıların lideri Bezler, Rusya Federasyonu askeri istihbaratından Albay Vasiliy Geranin’e durumu aktarıyor. Rusya vatandaşı olan Bezler, Ukrayna ordusuna ait AN-26 zannettikleri uçağı düşürdüklerini söylüyor.
Bir başka kayıtta ise Mayor kod adlı ayrılıkçı ile Grek kod adlı şahıs, düşürülen uçak hakkında görüşüyor. Telefon konuşmasında ayrılıkçıların düşürülen uçağın yolcu uçağı olduğunu anladıkları andaki yaşadıkları şaşkınlık seslerine yansıyor.
Konuşmalarda Mayor ısrarla uçakta silah olup olmadığını soruyor. Grek ise sivil kıyafetler olduğunu ve Thomson Üniversitesi’nden Endonezyalı bir öğrencinin kimliğini bulduklarını söyleyerek muhatabını askeri uçak olmadığına ikna etmeye çalışıyor.
Silahlı milisin üst makamlara verdiği raporda çok sayıda çocuk ve kadın cesedi olduğunu belirtmesine rağmen, üst rütbeli tarafın, onların ajan olduğunu iddia edip hakaret ederek soğukkanlı bir şekilde, “Savaş olan bölgenin üzerinden uçmasalardı” dediği duyuluyor.
Ukrayna semalarında düşürülen uçağın yankısı sürerken, cesetlerin bazılarının yarı çıplak, bazılarının parçalanmamış olması, kilometrelerce karelik bir alana yayılması görüntülere yansıdı.
Habertürk'ün haberine göre Türk Hava Yolları’ndan emekli pilot Volkan Akay, görüntülerle ilgili şu bilgileri verdi: "Bazı cesetlerin parçalanıp bazılarının ise parçalanmamasının tek bir nedeni var; o da uçağın yere vuruş açısıdır."
Eğer uçak yere burun tarafından vurursa ön taraftaki insanların vücutları parçalanır, arka taraftakilerin cesetlerine pek bir şey olmaz. Arka taraftan yere vurursa bu sefer oradaki cesetler parçalanır. Cesetlerin çıplak olmasının nedeni ise tamamen kabin tazyikiyle ilgili bir durum.
Uçak yere vurduğu anda boşalan havayla birlikte insanların elbiseleri üzerlerinden çıkabilir. Cesetlerin bu kadar geniş bir alana yayılmasının nedeni yine kabindeki tazyiktir. Oluşan hava, yolcuları uzağa fırlatacaktır. Ayrıca uçağın düşüş hızı 200 kilometrenin üzerine çıkarsa yolcuların üzerindeki elbiseler çıkabilir.”
Akay, uçak vurulduktan sonra ölümün anında gerçekleşeceğini de belirterek, “Yolcular ne olduğunu anlayamazlar bile. Hele ki füzeyle vuruldularsa çok kısa bir sürede ölürler. O yükseklikten paraşütle de atlanılamaz. Hayatta kalmaları kesinlikle imkânsızdır” dedi.