Eskilerin verdiği isim her şeyi açıklıyor
Tıp literatüründe “Favizm” olarak bilinen bu hastalığa eskiler “bakla zehirlenmesi” demeyi uygun görmüşler. Baklanın bazı bünyelerde ölüme varabilen ciddi yan etkileri olduğu göz önüne alınınca, bu isimlendirme bir hayli isabetli.
Ege ve Akdeniz başı çekiyor
Çünkü bakla en çok bu bölgelerimizde yetiştiriliyor, haliyle tüketimin büyük kısmı da bu bölgelerde yapılıyor. Toprağından bereket fışkıran bu bölgelerimiz maalesef risk grupları için bir hayli tehlike arz ediyor. Bakla tarlasındaki tozlar bile favizm adındaki bu hastalığı tetiklemeye yetiyor.
Risk grupları demişken…
Favizm ya da halk arasındaki adıyla bakla zehirlenmesinin en çok görüldüğü grup 1-5 yaş arasındaki erkek çocukları. Özellikle doğumdan sonra sarılığı uzayan çocuklara mutlaka gerekli testler yaptırılmalı. Basit ve masrafsız olan bu test sıradan bir kan testinden ibaret. Ancak sonuçları hayat kurtaracak cinsten.
Bütün olay kromozomlarda…
Favizm hastalığının erkek çocuklarda görülme sıklığının nedeni ise tamamen kromozomlarla alakalı. XX ve XY kromozomları lisedeki biyoloji derslerinden tanıdık gelecektir. Enzimi kodlayan gen X kromozomunda taşındığı için XY kromozomuna sahip erkekler bu hastalığa karşı savunmasız kalıyor. XX kromozomuna sahip olan kadınlar ise, genelde taşıyıcı olarak karşımıza çıkıyorlar ancak onlarda da favizm görülme olasılığı var.
Yokluğu ölümcül olan genin adı G6PD
İlk kez duymuş olabileceğiniz bu genin söylemek için çok fazla uğraşmamız gereken tıbbi adı ise, “Glikoz 6 fosfat dehidrojenaz”. Kırmızı kan hücrelerimizde bulunan bu genin görevi, bu hücrelerimizi oksidatif hasarlara karşı korumak. Yokluğunda sadece baklada değil, diğer pek çok durumda da ciddi hasarlar oluşuyor. Enzim kaynaklı diğer hastalıklar gibi bu hastalığın da bir tedavisi henüz yok.
Bakla zehirlenmesinin belirtileri nelerdir?
İlk etkileri 5 ila 24 saat sonra ortaya çıkan bu talihsiz durumun belirtileri öyle gözden kaçacak gibi değil. Baş ağrısı, karın ağrısı, halsizlik, kırgınlık, yüksek ateş, kan değerlerinde ani düşüş, gözlerde ve ciltte sarılık, idrarın koyulaşması (kan işeme) göze çarpan ilk belirtiler. Bu belirtilerden birisinin bile tespit edildiği durumlarda soluğu en yakın sağlık kuruluşunda almak hayat kurtarıyor. Aksi takdirde ölüme kadar varan sonuçlar maalesef kaçınılmaz.
Tedavisi yok ancak korunmak hayat kurtarıyor
Alınacak basit önlemlerin ilki G6PD hassasiyeti olan insanların hayatlarını buna göre düzenlemeleri. Çünkü bu hastalıktaki sakınma ve önlem tam anlamıyla hayat boyu sürüyor. Diğer bir önemli husus ise, doktor tarafından verilen ilaçları düzenli olarak kullanmak. Eğer hasta bir çocuksa, yakın çevresinin ve okulunun hastalık hakkında bilgilendirilmesi acil durumlarda müdahale zamanını kısaltacak önemli bir tedbir. Yine hastanın çocuk olduğu durumlarda hastayı durumuna karşı bilinçlendirmek ihmal edilmemeli. Evde yapılan yemeklerin tadı başka yerde olmasa da siz siz olun evde doktorculuk oynamaya kalkmayın ve mutlaka doktorunuza danışın.