YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DÜZELTME - Abdi İpekçi, ölümünün 33. yılında anıldı

Sayın abonemiz... Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet'in sözlerini düzenleyerek haberimizi yeniden servis ediyoruz. Saygılarımızla...Evinin...

Sayın abonemiz... Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet'in sözlerini düzenleyerek haberimizi yeniden servis ediyoruz. Saygılarımızla...

Evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, ölümünün 33. yılında mezarı başında anıldı.

1 Şubat 1979'da evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Abdi İpekçi, Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı. Anma törenine Abdi İpekçi’nin eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet'in yanı sıra, gazeteci Mehmet Ali Birand, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Milliyet gazetesi yazarı Nail Güreli, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, Milliyet Gazetesi yazarı Sami Kohen de katıldı.

Törende konuşan Nükhet İpekçi İzet, "İki hafta kadar önce, Hrant Dink’i el birliğiyle, göz göre göre katletme gününde, kapatılmış dosyalarımız, bitmemiş davalarımızla biz, Toplumsal Bellek Platformu aileleri bir araya gelmiştik. Bir davanın, hukuk teknikleri nedeniyle sonlandırılmasının ne demek olduğunu çok iyi bildiğimiz için oradaydık. Delillerin, örgüt teknikleriyle nasıl da yok edildiğini çok iyi bildiğimiz için orada var olmak istedik. Sadece o son duruşmada çıkan sonuç bile, örgütün ne kadar örgütlü çalıştığının bir göstergesiydi." dedi.

İzet, "Bu, bizim gibi çeşitli ailelerin, yılların içinden damıttığı kadim bir bilgiydi. 'Bakın bize, isterseniz alın bizi delil diye götürün' diyebilirdik o gün. Kapatılan dosyalarımız, kaybedilen karartılan yok sayılan delillerimiz, sindirilen saklanan gizlenen tanıklarımızla ve olayları uzaklardaki korunaklarından seyreden operasyoncularımızla dört dörtlük deliliz biz. Alt alta sıralandığında bütün benzerlikleriyle, nanikler alaylar dalgalarla dolu davaların, en cılız dosyaları bile, operasyoncularımızı göstermeye, hatırlatmaya yeterli birer delil. Örgütü bilip hissetmek ama fotoğrafını çekememek, yargı önüne getirtememek hepimiz için en büyük acizlik, en büyük tahkir, aşağılama, iftira…" ifadelerini kullandı.

Konuşmasına, "Adlar bulmamız gerekmiyor, başkalarının bize adlar takmasından da korkmaya gerek yok. Bazen bir utanç, adsız ve kelimesiz de yaşanabilir." diye devam eden İzet, sözlerini şöyle tamamladı: "Bir devletin, en üst birimlerinin bile sınırlı güçte kaldığı bir derinliğin içinde, teker teker ve hep birlikte boğulmaya itiraz edilebilir. Karlar içinde bir helikopter, çeşit çeşit kazalar da milli cinayetler dizimizin içine dâhil edilebilir. Ve Ayhan Çarkın gibi bir vicdan halini görmek hepimizi biraz umutlandırabilir. İki, üç, beş, otuz, kırk, altmış beş yıl önce kapatılmış dava dosyalarının, hak ve adalet için yeniden açılması, kurşunlanmış parçalanmış yakılmış boğulmuş kemikleri gömülüp yok edilmiş canlarımızı bize geri getirmeyecek. O davalar, ülkemizin, yurttaşımızın, resmi makamlarımızın namusunu temizleyecek, tarihini, onurunu temize çekecek.

Bu talep, biz aileler veya aile arkadaşlarıyla, aile yandaşlarıyla sınırlı kalmadan, hep birlikte, süreklilik ve uyum içinde defalarca tekrar edilmeyi bekliyor."

Tören, İpekçi’nin mezarına karanfil bırakılmasıyla son buldu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler