ANKARA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanlığı yarışından yenik çıkan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP'nin düzeysiz ve baskıcı bir kurultay yaşadığını belirterek, saldırgan davranışlarının, içinde bulunduğu stresten kaynaklandığını söyledi.
Mustafa Sarıgül, Ankara'daki çalışma ofisinde düzenlediği basın toplantısında CHP'nin 13. Olağanüstü Kurultayı'nı değerlendirdi. Sarıgül, kurultayın antidemokratik koşullarda yapıldığını belirterek, hiç arzu etmedikleri halde milyonlarca insanın CHP Kurultayı'nın nasıl bir baskı ve şiddet ortamına dönüştürüldüğünü izlediğini söyledi. Parti kurultayının bu şekilde cereyan etmesinden dolayı son derece üzüntülü olduğunu ifade eden Sarıgül, kurultay salonunun CHP üyelerine ve halka kapatıldığını ve oldu bittiye getirildiğini iddia etti.
Sarıgül, kurultay delegelerinin bile salona giriş kartlarını alabilmek için sabah 03.00'a kadar Genel Merkez önünde bekletildiğini, konuk kartı bulunan partililerin kurultay salonuna alınmadığını dile getirerek, sadece genel merkez yanlısı bir propaganda grubunun geceden salona yerleştirilerek kurultayı tek kale maç haline getirdiklerini söyledi. "Ben, eşim ve arkadaşlarım da dahil olmak üzere hepimiz, ciddi bir ezilme tehlikesi atlatarak, hakaret ve tacize uğrayarak, büyük bir güçlükle kurultay salonuna girebildik" diyen Sarıgül, Baykal'ın konuşması sırasında sarf ettiği ağır hakaret, taciz, iftira ve tahriklere katlanmak zorunda bırakıldıklarını belirtti. Sarıgül, demokratik bir hak olan cevap verme haklarının elinden alındığını ve bu manzarayı tüm Türkiye'nin izlediğini belirterek, "Evet ben de açıkça ve üzülerek söylüyorum ki, CHP kendisine yakışmayan, düzeysiz, baskıcı, antidemokratik ve tahriklere teslim olmuş bir kurultay yaşadı" diye konuştu. Kurultay'da 3 saatten fazla konuşan Genel Başkan Baykal'ın ne parti meseleleri ne de ülke sorunları hakkında tek cümle söylemediğini, konuşmasının tamamını hakaret ve karalamalara ayırdığını vurgulayan Sarıgül, bu kurultayın tamamının genel başkanın kendi koltuğunu bir süre daha koruyabilmek için sürdürdüğü karalama kampanyasına sahne olduğunu kaydetti.Sarıgül, yangından mal kaçırılır gibi 20 güne sıkıştırılan, halka ve partililere kapatılan bu kurultayın CHP'de arzu edilen değişimi gerçekleştirmeye yetmediğini dile getirerek, "Ancak ne olursa olsun, kurultayda ortaya çıkan tablo, CHP'de başlattığımız değişim ve özgürleşme hareketinin artık durdurulamayacağını ve daha artan bir ivmeye yükseleceğini ortaya koymuştur. Bundan dolayı mutluyum. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. CHP'yi özgürleştirme hareketinde bize destek veren CHP'yi bir ya da birkaç kişilik arkadaş partisi olmaktan kurtulmak için zincirlerini kıran, cesur, onurlu, kararlı tüm delegelerimize, milletvekili arkadaşlarıma ve partililerimize teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.Sarıgül partililere ise şöyle seslendi:
"CHP demokratikleşecektir, CHP özgürleşecektir. CHP kişilerin partisi olmaktan çıkıp, halkın partisi olacaktır. Bunun için başlattığımız mücadele, bundan sonra daha da artan bir hızla, emekle, özveriyle devam edecek. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da CHP'yi iktidara taşımak için köy köy, kasaba kasaba dolaşacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."
"BAYKAL'I ARKADAŞLARI VE ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARI İLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUM"
Sarıgül, Baykal'ın konuşmasında çarşaf liste için örgütü umutlandırdığını ancak genel başkan seçilir seçilmez parti içinde özgürleşme ortamını sıkıntıya sokan blok listeyle birlikte kendi takımını ve hizipçi anlayışını ortaya çıkardığını söyledi. Bu olayın kendisinin verdiği mücadeleyi haklı çıkardığını, mücadelenin 'Sarıgül hareketi' değil, özgürleşme hareketi olduğunu ortaya çıkardığını vurgulayan Sarıgül, "Sayın Genel Başkan Baykal seçildikten sonra da eski huylarından vazgeçmedi. Blok listeye kökten karşı olduğum için kurultaya katılmıyorum. Sayın Baykal'ı arkadaş kadrosu ve antidemokratik uygulamaları ile başbaşa bırakıyorum" dedi.CHP'de bundan sonra yaşanan süreci 'hastanın diyaliz makinesine bağlanması' olarak değerlendiren Sarıgül, kendisine oy veren 460 kişinin halk kahramanı olduğunu ifade etti. Sarıgül kendisine oy verenleri, "cesaret zincirlerini kıran, teröre boyun eğmeyen ve değişim isteklerini cesurca dile getiren kişilerdir" diye nitelendirdi. "İnsan pes etmedikçe asla yenilmiş sayılmaz" diyen Sarıgül, halk oylarını kendisinin kazandığını söyledi. Sarıgül, 19 günlük süre içerisinde alınan oyların bir başarı olduğunu ifade ederek, "Bundan sonra biz çalışmalarımıza devam edeceğiz. Hiçbir değişiklik yok. Köy köy, kasaba kasaba dolaşarak CHP'yi iktidara taşıyacağız" şeklinde konuştu.
Basın mensuplarının tasfiye bekleyip beklemediğini sorması üzerine ise Sarıgül, antidemokratik yollarla partide yapılacak bir tasfiyenin koltukta kalmak için yapılacağını ancak bu tasfiyelerin kendilerindeki CHP sevgisini yok edemeyeceğini söyledi. Parti içi hukukun uygulanmadığını dile getiren Sarıgül, CHP dışında bir oluşumun da gündeme gelmeyeceğini, CHP'nin ana ilkelerine sonuna kadar bağlı kalacaklarını kaydetti. Gazetecilerin Parti Meclisi'nde oy kullanmamasının pes etme anlamına gelip gelmeyeceğini sorması üzerine Sarıgül şöyle konuştu: "Çarşaf liste olmadan, blok listeden vazgeçilmeden bu seçime katılmayacağım. Baykal'ı antidemokratik uygulamaları ile ulusun önünde başbaşa bırakıyorum."
Gazetecilerin Kurultay'da kendisinin de saldırgan bir tavır içinde olduğunu hatırlatması üzerine Sarıgül, Baykal'ın 3 saatlik konuşması süresince kendisine yaptığı hakaretlerden dolayı stres altında olduğunu söyledi. Sarıgül, "Eşim ve arkadaşlarımın salona hangi şartlar altında girdiğini biliyorsunuz. Dünyada hiçbir insan kendisi hakkında 3 saat süren konuşmalara karşı sessiz kalamaz. O davranışlar o stres altında yapılmıştır. Ancak bu olayları başlatan CHP'yi bin 500 kişilik salona kapatanlardır" dedi.
Sarıgül, toplantıya katılan basın mensupları ile de vedalaştıktan sonra saat 17.00'da İstanbul'a gitmek üzere Ankara'dan ayrılacağını söyledi.