HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DW: "AİHM, türbanda Türk yargısını izliyor"

DW: "AİHM, türbanda Türk yargısını izliyor"

BERLİN(ANKA)-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) türbanın kamusal alanda kullanılmasına ilişkin kararlarında Türk yargısının, özellikle de Anayasa Mahkemesi'nin hükümlerinin benimsendiğine dikkat çekildi. Deutsche Welle, bu konudaki haberinde "AİHM, türbanda Türk yargısını izliyor" dedi.

Alman Yayın Kurumu Deutsche Welle'nin Türkçe Servisince yayınlanan haberinde 1990'lardan bu yana Türkiye'de türbanın kamusal alanda kullanımı konusundaki davalara bakan AİHM'in kararlarında Türk yargısının, özellikle de Anayasa Mahkemesi'nin hükümlerinin benimsendiği belirtildi.

Haberde 1998 öncesi AİHM'ye gelen başvuruların kabul edilebilirliğini inceleyen Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nun, konu hakkında ilk olarak 1990 yılından itibaren Şenay Karaduman ve Lamiye Bulut adlı Türk vatandaşlarının türbanlı kimlik fotoğrafıyla üniversite diploması talebine ilişkin başvurularını ele aldığı kaydedildi.

Komisyon'un, türbanlı çekilmiş kimlik fotoğrafıyla diploma alamadıkları için din ve vicdan özgürlüklerinin ihlal edildiğini savunan Karaduman ve Bulut'un başvurularını, "Laik bir üniversitede eğitim görmeyi seçen öğrenciler üniversitenin kurallarına da uymakla yükümlüdürler" gerekçesiyle reddettiği anımsatıldı.

DW haberinde söz konusu davaya ilişkin gerekçeli kararda, "Nüfusunun çoğunluğu belirli bir dine mensup olan bir ülkede, bu dinin sembol ve vecibelerinin yer ve biçim kısıtlaması olmaksızın gösterilmesi ve yerine getirilmesi, bu dini uygulamayan veya başka bir dine mensup kişiler üzerinde baskı oluşturabilir" ifadelerine yer verildiğine dikkat çekildi.

Ayna kararda türbanlı kimlik fotoğrafıyla diplomanın reddedilmesinin din ve vicdan özgürlüğüne aykırı olmadığı not edildiği de belirtildi.

-"ŞAHİN KARARI TÜRBANA YEŞİL IŞIK DEĞİL"
AİHM'nin, üniversitede öğrencilere yönelik türban yasağı konusundaki ilk başvuru olan Leyla Şahin davasında da aynı hükümlere yer verdiğine işaret edildiği haberde şöyle denildi:

"Mahkeme, 2005 yılında sonuçlanan bu kararda, her ne kadar Avrupa Konseyi üyesi devletler arasında sadece Türkiye, Arnavutluk ve Azerbaycan'daki üniversitelerde türbanla ilgili düzenlemeler bulunduğunu not etmiş olsa da, toplumda dinin yorumlanışı ve kamusal alanda dini inançların ifadesinin etkileri üzerinde Avrupa genelinde müşterek bir uygulama bulunmadığını vurguladı.

AİHM, bu davayla ilgili kararında, ‘başkalarının hak ve özgürlüklerini ve kamu düzen ve güvenliğini korumak amaçlı ise demokratik bir toplumda devletin üniversitelerde türbana yasak getirebileceği' hükmünde de bulundu."

Strasburg'da faaliyet gösteren AİHM yargıçlarının, türban yasağıyla ilgili uygulamanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ne din ve vicdan ne de eğitim özgürlükleriyle ilgili maddelerini ihlal etmediği sonucuna vardığına dikkat çeken DW, buna karşın AİHM kulislerinde, Leyla Şahin kararının kesinlikle "türban yasağına yeşil ışık" olarak okunmaması gerektiği söylendiğinin de altını çizdi.

İmam hatip liselerindeki türban yasağının da ilk olarak 94 öğrenci tarafından 2002 yılında AİHM gündemine taşındığı hatırlatıldığı haberde Mahkeme'nin, büyük ölçüde Leyla Şahin davasındaki gerekçelerine dayandırdığı kararında, İmam hatiplerde Kuran dersleri dışında uygulanan türban yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olmadığını belirtti ve başvuruyu blok halinde reddettiğine işaret edildi.

-"EĞİTİMCİLER NÖTR OLMALI" VURGUSU

DW ayrıca, 90'lı yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde profesörlük yaptığı tarihlerde başında türbanıyla derslere girdiği için kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davranmakla suçlanan Sevgi Kurtulmuş'un 2001 yılında yaptığı başvurunun da 2006 yılında AİHM tarafından geri çevrildiğini de anımsattı. DW şöyle devam etti:

"Bu karara gerekçe olarak, kamuda çalışanların, özellikle de kamusal eğitimde görev yapan memurların, nötr olmaları gerektiği ve laiklik ilkeleri gösterildi. Kararda, demokratik bir devletin kamu çalışanlarından anayasal ilkelere sadık kalmalarını talep etme yetkisi bulunduğu da vurgulandı."

Bu arada, AİHM'nin, imam hatip liseleri ve üniversitelerde türbanlı ders verdikleri için görevlerinden uzaklaştırılan öğretmenler tarafından yapılan dava başvurularını da, aynı gerekçeyle, sistematik olarak geri çevirdiğine de dikkat çekildi.

En Çok Aranan Haberler