Bitkiler, ekosisteminin devamlılığını sağlayan canlılar olmaları dışında, dünyamızı güzelleştirmeleri ve sağlığımıza kattıklarıyla da hayatımızda çok önemli bir yere sahip. Bugünkü bilimin verileriyle biliyoruz ki, yeryüzündeki en ufak bir canlı organizma (mikroplar, bakteriler, virüsler) bile, türümüzün ve gezegenimizin varlığını sürdürebilmesi için çok gerekli. İnsanoğlunun bilimsel olarak değil ama sadece hayatta kalmak için bitkilerle ilgilendiği çok eski zamanlarda, birincil tedavi yöntemi yine bitkilerdi. Günümüzde ise bazı bitkilerin vücutta işlev arttırıcı, koruyucu ve tedavi edici özellikleri bilimsel olarak da ortaya konuyor. Hatta modern tıpta kullanılan pek çok ilacın etken maddesi bitkilerden elde edilir. Öte yandan sadece bitkiler kullanılarak uygulanan bir tedavinin, son derece tehlikeli sonuçlar doğurabileceği de yine bilimin ortaya koyduğu bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Dünyanın hemen her yerinde ama insanların yaşadığı yerlere yakın yerlerde yetişen ebegümeci, tüm dünyada en yaygın kullanımı olan bitkiler arasında yer alır ve çağlar boyu ortak bir kültür olagelmiştir. Ülkemizde develik, gaba gömeç, kazankarası, ebecik, korkut gibi isimlerle de sadece kırsal kesimde değil, şehirlerde de tanınan, yol kenarlarında, parklarda, bahçelerde kendiliğinden yetişen ebegümeci, sevilerek tüketilen bir besindir.
Miktar : 100 gr
Kalori (kcal): 23
Toplam Yağ (gr): 0,39
Karbonhidrat (gr): 3,63
Protein (gr): 2,86
Ebegümeci tüm dünyada ve ülkemizde çok yaygın bir geleneksel kullanım alanına sahip olduğundan, üzerinde en çok tıbbi ve farmakolojik araştırma yapılan bitkiler arasında yer alır. Dünyada solunum yolları hastalıklarından korunmada ve tedavide sık kullanılan ebegümecinin, ülkemizde daha çok yara tedavisinde kullanıldığı görülür.
Pek çok bitkisel ürün gibi ebegümeci de besinlerin mideyi daha hızlı terk etmesini sağlar. Mide ve sindirim sisteminin diğer organlarında oluşan yaraların iyileşmesinde fayda sağladığı da bilinir. Aşırıya kaçmamak şartıyla, örneğin günde 1-2 fincan kadar ebegümeci çayı içmek hazımsızlık ve şişkinlik sorununu ortadan kaldırır. Ebegümeci çayı, taze ya da kurutulmuş bitkiyle hazırlanabilir.
Sindirimi kolaylaştırarak besin atıklarının bağırsaklara geçişini hızlandırır. Bu özelliğiyle kabızlığa iyi gelir. Aynı zamanda bağırsaklardaki suyla temas ettiğinde yüzeye yayılarak, koruyucu bir tabaka oluşturur. Günde 2 fincandan fazla tüketilmesi halinde ishale sebep olabileceği unutulmamalıdır.
Tüm dünyada beslenme dışında en çok öksürük kesici olarak kullanılır. Öksürük tedavilerinde kullanılan tıbbi bitki çaylarının bileşiminde ebegümeci de bulunur. Solunum yollarındaki enfeksiyonları engellediği ve buna bağlı öksürüğü kesmedeki etkisi bilimsel olarak da kabul görür.
Sivilce ve diğer iltihaplı deri döküntülerinin tedavisinde ve oluşumlarının engellenmesinde sıkça kullanılır. İsmini Yunanca "yumuşatmak" anlamına gelen malva sözcüğünden alan ebegümeci, çok eski çağlardan beri cildi yumuşatmak için de kullanılır. Kuru ebegümeci çiçeklerinden hazırlanan çay, içilerek fayda sağlanacağı gibi bu çayla cilt temizliği yapmak da mümkündür.
Uzun süre stres altında kalmak, dengesiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, düzensiz uyku, yorgunluk gibi sebeplerle bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Ebegümeci özellikle zengin C vitamini içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirerek mikrobik hastalıklara karşı koruma sağlar. Bahar aylarında toplanan çiçek ve yaprakları kurutularak, özellikle kış aylarında tüketilmek üzere saklanabilir.
İçeriğindeki potasyum ve magnezyum, krampları önler. Yine bileşimindeki yüksek su miktarı da kasların esnekliğini artırır ve kas zedelenmelerinin önüne geçer. Kasların sağlıklı çalışması için gerekli olan vitamin ve mineraller ebegümecinde yeterince bulunur.
Ebegümeci çocukların ve yetişkinlerin günlük kalsiyum ihtiyacının bir kısmını sağlayabilecekleri doğal bir ürün olması bakımından değerli bir bitki. Yoğurt ya da peynir gibi süt ürünleriyle birlikte tüketildiğinde bu etkisi daha da artar. Ispanak ve pazı gibi pişirilerek yenen ebegümecinin çiğ olarak tüketilmesi tavsiye edilir.
Yüksek oranda su ve doğal lif içeren ebegümeci, diyet listenizde güvenerek yer verebileceğiniz bir bitki. İçeriğindeki diyet lifleri sayesinde uzun süren tokluk hissi verir. Yüksek su miktarı ise kilo kontrolü yaparken sıkça karşılaşılan vücudun susuz kalması riskini ortadan kaldırır.
Ebegümeci müsilaj maddeler içerir. Bu maddeler, suyla birleştiğinde şişerek sümüksü bir hal alır ve bulundukları yüzeyin üstünü örterler. Böylece mevcut yaraların dış etkenlerle temasını kesip, kendi kendini iyileştirmesini kolaylaştırır, yenilerinin oluşumunu engeller. Bunun için ezilerek lapa haline getirilebilir ya da kaynatılarak suyu kullanılabilir. Bu suyla gargara yapmak da enfeksiyon oluşumuna karşı koruyucu etkiye sahiptir.
Anadolu’da hemoroid tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir bitkidir. İçinde ebegümecinin de bulunduğu başka bazı bitkilerin birlikte kaynatıldığı suyun buharı, hemoroid şikayetlerinin giderilmesinde fayda sağlar. Taze ya da kurutulmuş yapraklarıyla yapılan çayın da faydalı olduğu bilinir.
Ebegümeci üzerinde yapılan bilimsel araştırmalar, bitkinin taze yapraklarının soğuk suya konup ısıtılmasıyla elde edilen çayının müsilaj ve kan şekerini düzenleyici maddeler dışında A, B, B1, ve C taşıdığını gösterir. Bu vitaminlerin ebegümecinde bulunan miktarı, vitamin eksikliğine bağlı hastalıkların engellenmesi için yeterlidir.
Yenilebilir bitkiler arasında yer alan ebegümeci, ekşimsi tadıyla tek başına ya da diğer başka otlarla, çiğ ya da pişirilerek tüketilir. Hemen her toprakta ve iklim şartlarında yetişir. İlkbaharın başlarında körpe yaprakları, ilerleyen günlerindeyse çiçekleri için toplanan ebegümeci, yaz aylarında kökleri ve tohumlarıyla değerlendirilir. Kırmızı, beyaz ya da mor renkli çiçekleri olan ebegümeci bitkisinin yaprakları ve çiçekleri, taze ya da kurutulmuş olarak çok faklı şekillerde kullanılabilir.
Taze olarak tüketilmek istendiğinde: Yemeği yapılabilir. Yapraklı taze ebegümeci dalları, ıspanak gibi pişirilerek yenir. Soğanla birlikte kavrulmasıyla yapılan yemeğine, semizotu ya da pazı gibi diğer yeşil yapraklı taze otlar ve sebzeler de katılabilir. Pirinç ya da bulgur katarak da hem besin değeri hem de doyuruculuğu artırılır. Büyük yapraklarıyla etli ya da etsiz olarak yapılan ebegümeci sarması da ülkemizde çok sevilen bir ebegümeci yemeğidir. Turşusu yapılabilir. Akdeniz bölgesinde özellikle Adana çevresinde çok daha yaygın bir kullanım alanı vardır. Salata ve mezelerde kullanılır.
Kurutulmuş olarak tüketilmek istendiğinde: Nasıl ki bitkiler kurutulduğunda bazı özelliklerini kaybediyorsa, ebegümeci için de durum aynıdır. Ebegümecinin, kurutulduğunda kaybetmediği en belirgin özelliği, suyla karıştırıldığında ortaya çıkan sümüksü yapısıdır. Bu haliyle harici olarak yaraların tedavisinde kullanılabilir. Kurutulmuş ebegümeci çiçek ve yaprakları kaynatılarak çay olarak tüketilir.
İlkbaharın ilk günlerinde taze olarak tüketilmesi tavsiye edilen ebegümecinin yaprak ve çiçeklerini kurutarak sene boyunca da kullanabilirsiniz. Toplanan ebegümeci bitkisinin serilerek, güneş almayan, serin bir yerde ve kuru bir zeminde kurutulması tavsiye edilir.
Belirgin olarak bir zararından bahsetmek güç olsa da, herkeste aynı etkiyi göstermeyeceğini akılda tutmak gerekir. Nasıl ki her ilaç her hastada aynı faydayı, aynı sürede ve aynı yoğunlukta sağlayamıyorsa, bitkisel bir ürün olarak ebegümeci de böyledir. Zararlarının ortaya çıkması, kullanım sıklığına göre değişebilir.
Anadolu'da yaygın olarak gebelikten korunmak ve gebeliği sonlandırmak için, geleneksel yöntemlerle, lokal olarak kullanılan bir bitkidir. Herhangi bir bitkinin lokal olarak vücuda alınması, en başta alerjik reaksiyonlara sebep olacağından, oldukça tehlikeli bir uygulamadır. Gebeliği önlemesi de muhtemelen ebegümecinin meydana getirdiği bu alerjik reaksiyon sebebiyledir.