2. Ergenekon davasının en önemli dayanaklarından biri olan eski başbakanlardan Bülent Ecevit'i yattığı Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde çürüğe çıkartılma iddiaları ile ilgili olarak hastaneden, başbakanlıktan ve Ecevit'in o dönem koruma müdürü olan Recai Birgün'den istenilen tedavi evrakları bulunamazken olayın üzerine esrarengiz bir karanlık çöktü.
2. Ergenekon iddianamesinin en önemli dayanaklarından biri olan, Bülent Ecevit'e karşı Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'nde Ergenekon'un tutukla sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın organizesinde yapıldığı ileri sürülen çürüğe çıkartma operasyonu ile ilgili sağlık belgelerine ulaşılamadı.
Suikast iddialarıyla ilgili olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün çapraz sorguya alınan Mehmet Haberal Bülent Ecevit'in hastalığı ve uygulanan tedavi ile ilgili ayrıntılı bilgi vermekten kaçınmıştı. Bu bilginin hasta ve doktoru arasında kalması gereken mahrem bir bilgi olduğunu savunan Haberal bu bilgiyi ancak hastanın izin vermesi halinde açıklayacağını da belirtmişti.
**TEDAVİ EVRAKLARI KAYIP**
13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Haberal'ın avukatlarının talebi üzerine Başkent Üniversitesi Hastanesi Ecevit'in sağlık durumu ile ilgili bütün evrakların Başbakanlık eski müsteşarı Ahmet Şağar'a verildiğini, hastanede de bir örneğinin bulunmadığını belirtmişti.
Eski Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar, Haberal'ın avukatlarının talebi üzerine dosyaya gönderdiği yazıda, merhum Bülent Ecevit'in sağlık durumuna ilişkin Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinden gönderilen raporları 10 Temmuz 2002'de kendisinin Ecevit'e teslim ettiğini bildirdi. Şağar yazısında, bu belgelerin fotokopisi alınmadığı için elinde bu konuyla ilgili yazı ve belge olmadığını dile getirdi.
Bülent Ecevit'in eski koruma müdürü Recai Birgün de gönderdiği yazıda, Ecevit'in hastalığıyla ilgili elinde herhangi bir tıbbi belge, bilgi ve yazı olmadığını belirtti.
**2002'DE NELER YAŞANMIŞTI**
Eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit, 2002 yılında, başbakanlığı döneminde hastalanınca, Mehmet Haberal'ın sahibi olduğu Başkent Hastanesi'ne yatırılmıştı. Ecevit'in hastaneye yatırıldığı süreçte, Ecevit'in sağlığıyla ilgili hastaneden sızan bilgiler, gazete manşetlerine taşınıyor ve 'hapşursa kemikleri kırılacak' gibi başlıklar atılıyordu. Bu tür başlıklar atan gazetelerin aynı zamanda, aynı süreçte, Ecevit'e karşı Hüsamettin Özkan etrafındaki "yeni oluşumu" öne çıkarmaya başlaması üzerine Rahşan Ecevit, eşini kaçırırcasına eve götürmüş ve Ecevit`in sağlığında kısa sürede düzelme görülmüştü.
İddialara göre, hastanede Bülent Ecevit'in sağlık durumunun kötüleşmesine göz yumularak, "iş göremez" raporu verilecek ve böylece yeni bir oluşuma gidilecekti.
Ecevit'in hastalığı üzerinden başlatılan spekülasyonlar Ecevit'in en yakın kader arkadaşlarından İsmail Cem'in etrafında toplanan bir grup milletvekilinin DSP'den ayrılarak Yeni Türkiye Partisini kurmalarına neden olmuştu. Ancak hükümette ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olan Kemal Derviş'in bu oluşuma katılmaması üzerine gidilen erken seçimde parti hezimete uğramıştı. Ecevit'in hastalığı üzerine Ankara'da başlayan siyasi çalkantı MGK toplantısında Ecevit'in Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e Anayasa kitabı fırlatması üzerine ekonomik bir krize dönüşerek hükümetin erken seçim kararı almasına neden olmuştu. Erken seçimde DSP, ANAP ve MHP meclis dışında kalarak fatura ödemişti. YTP ise kapısına kilit vurmuştu. AK Parti ise ezici bir çoğunlukla hükümeti kuracak çoğunluğu elde etmişti.