Edirne’de “Diyaliz” konuşuldu
Fresenius Medical Care Türkiye ve Abbvie ortak organizasyonu ve Trakya Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ‘IV. Trakya Nefroloji Sempozyumu Diyalizde Güncel Yaklaşımlar Toplantısı’ gerçekleşti. Etkinlik kapsamında nefroloji alanının uzman isimleri bir araya geldi ve nefroloji alanındaki yeni gelişmeleri değerlendirdi.
IV. Trakya Nefroloji Sempozyumu Diyalizde Güncel Yaklaşımlar Toplantısı kapsamında; böbrek yetmezliği ve diyabet tedavisi ile ilgili güncel gelişmelerden yola çıkarak, klinik ve hastanelerde uygulanan diyaliz yöntemleri ele alındı. Böbrek yetmezliğinin tedavisinde en güncel tedavi uygulaması olan ‘Ev Hemodiyalizi’ tedavisinin faydaları da ele alındı.
Toplantıda konuşan Ege Üniversitesi Nefroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, “Böbrek yetmezliği, organ bağışının yetersiz olması nedeniyle, tüm toplumların ortak sorunu haline dönüştü. Bu noktada alternatif tedaviler önem kazandı. Hemodiyaliz tedavisinin alternatifi olan ‘Ev Hemodiyalizi’, günümüzün en iyi sonuç veren tedavi şekli olarak karşımıza çıkıyor. Ev Hemodiyalizi konusunda, hasta görüşleri ve tedavi sonuçları üzerinden elde edilen bulgulara baktığımızda, diyaliz hastalarına kaliteli bir yaşam fırsatı sunduğunu gözlemliyoruz. Öyle ki, Ev Hemodiyalizi tedavisine başlayan hastalar, dirençli bir beden ve kaliteli sosyal yaşamla birlikte sağlıklı bireylerden farksız hale geliyorlar” dedi.
Toplumdaki “nakil” sorunu artıyor!
“Hekimler olarak hastaların yaşam süresini uzatırken, yaşam kalitelerini arttırmak ve bunu da en ekonomik şekilde yapmayı hedefliyoruz” diyen Prof. Dr. Ercan Ok, “Böbrek yetmezliğinin çeşitli tedavi şekilleri var ve bu yöntemlerin tümünün ülkemizde başarıyla uygulanıyor olması gurur verici” diye konuştu.
Ev Hemodiyalizi hakkında
Evde Hemodiyaliz tıpkı organ nakli gibi hastaların yeni bir hayata başladığı bir diyaliz tedavisi türü. Tüm dünyada ve ülkemizde uygulanıyor.
Şöyle ki; normal hemodiyaliz için hastalar haftada en az üç gün diyaliz merkezine gitmek zorunda. Kan temizliği gündüz yapıldığı için de hayattan tamamen kopuyorlar. Çünkü klinikte diyalizde günde en az 4 saat makineye bağlı kalıyorlar. Kliniğe gidip gelme ve diyaliz sonrası yorgunluğu ile birlikte tüm gün tedavi ile geçiyor. Kısacası hastalar hayattan, iş yaşamından ve sosyal yaşamdan tamamen kopuyorlar.
Evde Hemodiyaliz ise hastaları tamamen yaşama döndürüyor. Hastalar evlerinde ve en az 8 saat diyaliz görüyorlar. Gece uyurken bunu rahatlıkla yapabiliyorlar. Bunun için 2 ay eğitim görüyorlar ve makine tertibatı ücretsiz olarak evlerine kuruluyor. Evde diyaliz yapan hastaların uzun süreli kan temizliği yapıldığı için de ek ilaç kullanmalarına gerek kalmıyor.
Klinikte 4’er saatlik haftada üç gün, ayda 12 seans yani toplamda 48 saat diyaliz tedavisi görenlerin (Dünyada uygulanan standart diyaliz tedavisidir) ömür ortalamaları 7 yıl.
Evde hemodiyalizde ise 8’er saatlik 12 seans yani ayda 96 saat diyaliz alan bir hastanın ise diyalize başladıktan sonra bahsi geçen ömür süresi 3-4 kat uzuyor. Hastalar evde geceleyin diyaliz yaptıkları için de normal yaşama dönebiliyorlar. Mesleğine geri dönen, doğum yapan (normal diyaliz hastaları için hayaldir) yüzme şampiyonu olan, aşçılık yapan, MEB’te öğretmenlik yapan hastalar var.
Hastaların ömür süresi uzarken devlete maliyelerini de 3’te bire düşürüyor.
Şuan mevcut ev hemodiyalizi hastası sayısı 300’ün üzerinde. Devlet hem hastaların yaşam koşullarının iyileşmesi hem normal yaşama dönerek üretime katılmaları hem de tedavi giderlerinin devlete olan yükünün azalması için bu sistemi yaygınlaştırmak istiyor.