Genelkurmay Başkanlığı, Malatya'da 3 Hıristiyan'ın katledilerek öldürülmesiyle ilgili Zirve Yayınevi davasının görüldüğü Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne seferberlik halinde kullanılacak sivil unsurları içeren "siyah kuvvetler ve beyaz kuvvetler"e ilişkin bilgi notu gönderdi. Davanın iddianamesinde "derin devletin kolları" olarak geçen yapının, barış zamanında herhangi bir görevi olmadığını savunan Genelkurmay'ın notunda yer alan bilgilerle, "siyah kuvvetler ile beyaz kuvvetlerin" varlığı doğrulanmış oldu.
Katliama ilişkin hazırlanan ek iddianamede, derin devlet faaliyetlerine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkmıştı. Varlığı ilk defa resmi olarak bir yargısal metne yansıyan ve TSK bünyesinde kurulduğu savunulan TUSHAD'ın (Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi) Rahip Santoro, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetlerini işlediği iddia edilen iddianamede, JİTEM'in de TUSHAD'dan aldığı emirleri yerine getirdiği iddia edildi. İddianamede, 1990'lı yıllardaki siyasi cinayetleri de TUSHAD'ın halk içindeki silahlı kolu olan Siyah Kuvvetler'in işlediği savunulmuştu. İddianameye göre TUSHAD, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın koordinatörlüğünde görev yapıyordu.
4 BÖLGEYE AYIRDI
Davanın itirafçı sanığı İlker Çınar'ın verdiği bilgiler ve TUSHAD belgelerdeki bilgilerle hazırlanan iddianameden sonra mahkeme Genelkurmay'dan bilgi istemişti. Genelkurmay Başkanlığı'nın dün duruşması görülen davaya gönderdiği bilgi notunda "siyah ve beyaz kuvvetlerin" varlığı doğrulandı, ancak seferberlik dışında görev verilmediği savunuldu.
Genelkurmay'ın bilgi notu özetle şöyle:
TARİHÇESİ
"Özel Kuvvetler Komutanlığı; 22 Eylül 1952'de "Hususi ve Yardımcı Muharip Birlikleri" adıyla kuruldu. 1953'de Seferberlik Tetkik Kurulu, 1970'de Özel Harp Daire Başkanlığı, 1992'de ise Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) adını aldı. ÖKK'ya bağlı Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığı 16 Bölge Başkanlığından oluşuyor. Başkanlıklar, barış zamanında ülkenin işgale uğraması muhtemel bölgelerinde görev alacak yedek personelin tespiti, alımı ve eğitimini yapıyor. Kurul faaliyetlerini MSB ile koordineli yürütüyor.
SEÇİLME KRİTERLERİ
Bölge Başkanlıkları seferde görev alacak yedek personeli; askerliğini bitirmiş, çevresinde dürüst ve saygın olarak tanınan, güvenilir, herhangi bir suça bulaşmamış, yaşantısını belirli bir düzene koymuş, halkın sevgisini kazanmış, işgal durumunda bölgesini terk etmeyecek ve ülke savunmasında faydalı olabileceği değerlendirilen sivil kişiler içerisinden, seçiyor. Yedek personel arşiv araştırmaları MİT ve Emniyet tarafından yapılıyor. Personele MSB tarafından sefer görev emri veriliyor.
KIRSALDA SİYAH, KENTLERDE BEYAZ KUVVETLER
Sefer görev emri verilen yedek personel yaş ve yeteneklerine göre arazide görev yapacak siyah personel ve meskun mahalde görev yapacak beyaz personel olarak tasnif ediliyor. Yedek personel vasfını kaybedenler ise turuncu personel olarak niteleniyor. Barışta ve seferde; siyah kuvvetler, beyaz kuvvetler diye bir kuvvet / birlik teşkilatlanması söz konusu değil. Renk kodları personelin yaş ve niteliklerine bakılarak yapılıyor. Ancak bu tasnif personele bildirilmiyor.
SİYAH PERSONELE "PUSU, BASKIN" EĞİTİMİ
Siyah personel; seferde arazide görev almak üzere askerliğini komando olarak yapmış, yedek personel niteliklerine uygun olanların içerisinden seçilerek pusu, baskın, keşif, ikmal ve haberleşme konularında temel eğitime tabi tutuluyor. Personelin seferdeki görevi düzenli birliklerin olmadığı yerlerde düşmana pusu, baskın vb. harekat icra etmek. Bu personel zaman zaman Bakanlar Kurulu Kararı ile seferberlik tatbikatına çağrılıyor.
BEYAZ PERSONEL
Beyaz personel; seferde meskun mahallerde görev almak üzere seçiliyor ve keşif, gözetleme, ikmal, bilgi toplama, haberleşme gibi konularda eğitimden geçiriliyor. Suça karışan veya yurt dışına yerleşerek yedek statüsünden çıkarılanlara ise turuncu kod veriliyor. Bu personele seferde herhangi bir görev verilmiyor.
"BARIŞ ZAMANINDA GÖREVLERİ YOK"
Yedek personelin görevi seferde emirle başlayacak. Seferde, Kara, Deniz, Hava kuvvetlerinin hareketini kolaylaştırmak ve desteklemek maksadıyla, Özel Kuvvetler Komutanlığının emir komutasında faaliyetlerini yürütecek. Barışta herhangi bir fiili teşkilat içerisinde dahil edilmediği gibi, hiçbir görev, ücret, kimlik kartı, silah, teçhizat, telsiz vb. malzemeler verilmiyor. Barış zamanında teşkilat ve personel güvenliği nedeniyle yedek personelin birbirini tanıması söz konusu değil. Yedek personel içerisinde halen muvazzaf ya da eski asker yer almıyor.
"DEŞİFRE EDİLMESİNLER"
Genelkurmay, dava dosyasına giren belgelerde isimlerine yer verilen siyah ve beyaz kuvvet listelerinin deşifre edilmesinin söz konusu personelin emniyeti ve ülkenin güvenliği açısından hassasiyetler yaratabileceğini savundu.
MALATYA’daki Zirve Yayınevi’nde 18 Nisan 2007’de 1’i Alman 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesiyle ilgili görülen davada tutuklu sanıklar 62’nci kez hakim karşısına çıkarıldı. Duruşmada tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa’yı, bir önceki duruşmada olduğu gibi yine ölümle tehdit etti. Aral, kendisini salondan çıkaran Mahkeme Başkanı Kısa’ya, “İkinci kez kafana sıkacağım senin. Şerefsiz. Satılmış hakim” diye bağırdı.
İncil satışını izledik
Kerkük Kardeşlik Derneği Başkanı Veysel Şahin de duruşmada müşteki olarak ifade verdi. 2007 yılında işlenen Zirve Yayınevi cinayetleriyle bir alakasının bulunmadığını ileri süren Şahin, haber elamanlığı sürecinde Malatya İl Jandarma Komutanlığı’nın İncil satışları ile ilgili çalışmalar yapıldığını bildiğini söyledi. Kendisinin de irticai bir örgüt üyesi olarak gösterilip usulsüz olarak dinlendiğini iddia eden Şahin, davaya da müdahil olmak istediğini söyledi.
Jandarmaya yıktılar
Sanık Mehmet Ülger, Veysel Şahin’in kendilerine getirdiği bir ihbar üzerine operasyon yaptıkları Battalgazi İlçesi’ndeki aslen Ermeni olan bir demirci ustasını üzdüklerini söyleyerek, “Bundan dolayı utanıyorum” dedi. Ülger, “Zirve olayını ülkücü kesime yıkmak istediler, beceremediler. Beceremeyince de Jandarma’nın üzerine yıktılar” dedi.
Kemal Göktaş-Vatan