Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Ege Köyleri: Huzurun Dibine Vuracağınız 30 Köy

Ege köyleri, ya Antalya ya Bodrum diyenleri utandıracak! Ege’nin pek meşhur olmamış huzur dolu, çiçek kokulu 30 köyü.

 Ege Köyleri: Huzurun Dibine Vuracağınız 30 Köy

Bodrum, Marmaris, Çeşme gibi fenomen tatil beldelerini bir kenara attık, Ayvalık ve Çanakkale’yi de Ege’den sayarak karavanla Ege köyleri arasında garip bir tatil turuna başladık. Organik yiyeceklere doyduğumuz bu tatilde gözlerden uzak ve bakir rotaları seçtik. Siz de dilerseniz karadan, dilerseniz Ege’nin en ucuna uçarak bu tura başlayın. İşte Ege’nin en sakin 30 köy rotası…

  1. Fotoğraf çekimi için: Çamlıbel köyü

Listemizde Ayvalık ve Balıkesir hattından birçok rota yer alıyor. Ciddi anlamda her biri milli park olabilecek bu köyler, özellikle temiz havası ve sakinliği ile mutlaka rotanıza girmesini temenni ettiğimiz yerler.

İlk rota: Çamlıbel Köyü. Balıkesir Güre’de bulunan bu yerde görülebilecek çok şey var. Özellikle butik otelleriyle meşhur köyün en önemli konaklama noktası ise Albatross Dağ Evleri. Kaz Dağları’nın eteğine yapışan otelden kimse çıkmak istemiyor. Otelin içi adeta bir doğa harikası.

Her sene ağustos ayında köyde bir festival gerçekleşiyor ve 3 gün boyunca sürüyormuş, göremesem de epey şenlikli olduğu söyleniyor.

Bu köyde her şey otantik duruyor, fotoğraf çekimi için inanılmaz bir mekan.

  1. Hasan Boğuldu Şelalesi

Doğa harikası bu yere neden Hasan Boğuldu ismi verildiğini ve hazinli aşk hikayesinin detaylarını, gitmeniz dileğimle anlatmıyorum ama Kaz Dağları’nda uğranacak en önemli durak burası.

Burada müthiş bir manzara, safari turları ve Tahtakuş Müzesi'yle karşılaşacaksınız. Şelaleye gelmek için Altınoluk’tan Edremit’e giderken Zeytinli Beldesi'nde burayı sormanız yeterli olacak.

  1. Fıstık çamının ana yurdu: Kozak

Ayvalık-Bergama arasındaki yolda Bergama Krallığı’ndan beri fıstık çamı üreten garip bir yerleşim bulunuyor. Gitmeden tarif edilesi zor yerlerden. Kozak’ta baktığınız her yer fıstık çamı dolu adeta. Yukarıbey, Aşağıbey, Kaplan, Demircidere, Göbeller isimli köyler birliğinin toplamından oluşan Kozak, Ege’nin nimetlerinden fıstık çamının ana yurdu olmuş. Köyde su istediğiniz zaman bile suyunuz sade gelmiyor içinde fıstık çamıyla birlikte servis ediliyor.

Köylüler 5 milyon civarında ağaç olduğunu söylüyor. Şu anda yılda 800 tondan fazla fıstık elde edildiğini duyunca ülkemizdeki tarımcılığın nelere kadir olabileceği aklıma geliyor. Ancak üreticiler bu nazlı ürüne kavuşmanın bedelini bir hayli ağır ödüyor. Bir kere, bir ağacın kozalak vermesi için dikiminden sonra 10 yıl geçmesi gerekiyor. “Çam indirme” diyorlar bu işleme. “Keye” adı verilen sırıklarla kozalakları topluyorlar. Dikkatle ve sevgiyle. Bir ağaçtan elde edilen fıstık çamının miktarı da sadece yedi kilo. Vaktiniz olduğunda bu törensel toplamayı izlemenizi hatta katılmanızı öneriyorum.

Fıstık çamını ayırt etmek için de köylülerden biraz bilgi almak ve etrafı seyretmek yeterli. Daha uzun ve daha koyu yeşil olan ağaçlar fıstık dolu; bu kadar basit.

Kozak, Bergama-Ayvalık arasında. Zaten bütün yol 67 km. Her köye uğramak keyifli olur. Kayalıklarla ve ormanlarla bezenmiş yolun kendisi de başka türlü etkileyici görünüyor.

Nebiler köyündeki şelale görülmeli. Küçük bir kaplıcası da var. Ayrıca mağarayı da kaçırmayın.

Ayvatlar da henüz kazı çalışmaları başlamamış bir antik kent var. Bölgede ilk yerleşim Atçılar’da başlamış. Gezerken aklınızda bulunsun. Göbeller’de kamp alanları ve yürüyüş parkurları var. Kuş gözlemciliği yapmaya da elverişli.

Demircidere’de Türkmen geleneklerini gözlemlemek için biraz vakit ayırın.

Aşağıbey’deki tarihi Roma Hamamı'nı mutlaka görün. Hele manzaralı bir köşesi var ki…

Motorcu ve bisikletçilerin en sevdiği rotalardan. “Off-road”çuların da favori mekanları arasında.

Ne yesem diyenlere

Yöresel peynirler, çam fıstığı ve üzüm! Demircidere’de çok güzel keşkek yaparlarmış, ben yemedim. Bir de “gelin alma”da yapılan “sura” var. Kemiksiz kuzu kaburga, Kozak fıstığı, kuş üzümü ve dağlardan toplanan otlar hep birlikte fırınlanıyor.

  1. Yavaşlık abidesi: Sığacık

Türkiye’nin yavaş mı yavaş nam-ı diğer Cittaslow ünvanlı şehri Seferihisar Ege’nin en sağlam huzur mekanlarından. İlk kez Sığacık’a gelenler kulaklarına tıpa takmış gibi hissedebilirler. Biz de karavanımızın homurtusuyla rüzgardan başka ses duyamayacağınız bu yavaş ama şirin köye geldiğimizde epey bir şaşırmıştık.

İzmir merkeze 45 km uzaklıkta olan Sığacık’ta, her pazar kale içinde kurulan Sığacık pazarında organik yaşama dair her şey var. Ev yapımı börekler, baklavalar, reçeller, el işleri, organik sebzeler ve meyveler yöre halkı tarafından satılıyor. Tezgahında yoğunluk olan komşusuna yardım ediyor, iş bölümü, emek, sevgi her biri pazar günleri tüm ziyaretçiler için birleşiyor ve ziyaret edilesi mekanlardan olmayı başarıyor. Kaldığımız yerde bunu pek deneyimleyemedik ama sorduk soruşturduk. Bu arada sahilde balık yemenizi özellikle de midye dolmasını tercih etmenizi size tavsiye edeceğim. Biraz magazinsel olsa da Kavak Yelleri dizisinin baş karakterlerinden Aslı’nın evi de burada bulunuyor.

Biz gittiğimizde 5 TL ücret ödeyen herkes Aslı’nın evini gezebiliyordu. Yatak odasına dahi girebiliyor. Bu ücreti ödeyenler içeride fotoğraf da çektirebiliyorlar.

Evin sahipleri gelenler için menüler de hazırlamış. Sığacık’ta gezenler bu eve uğradıklarında gözleme, yaprak sarma ve baklava da yiyebiliyor. Ufak bütçelere ev yemeği kısmı iyi aslında.

Evin bahçesinin girişinde “Kavak Yelleri gözleme” yazısı sizi karşılıyor. Yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çeken bu ev, dizi sayesinde Seferihisar’ın turizmine katkıda bulunurken, ekonomiye de destek veriyor.

  1. Mühendislik harikası bir yer: Taşköy

Eski Foça yolu üzerinde, Ilıpınar köyüne bitişmiş ilginç bir köy var. Bu köyü mühendislik harikası yapan temellerden biri ODTÜ’lü 3 arkadaşın yaratmış olması. Bu köyde haliyle zeytin yetişiyor ve kendi makinesinde sıkılıyor, işleniyor, paketleniyor. Arka kısımlarında ise mübadeleden sonra kurulan üzüm bağları bulunuyor. Bu köyün toprağını sıksan üretim çıkıyor. Zeytinyağı, sabun, ahşap ürünler…

Karavanla seyahat ederken arkadaşlarla durma sebebimiz tamamen mimarisiydi ama içine girince ayrı bir baş dönmesi yaşadık. Bahçesine bile bakılası bu köye mutlaka uğrayın.

  1. Osmanlı tarihini doğa ile iç içe yaşayan bir belde: Birgi köyü

Ödemiş merkeze 10 km uzaklıkta olan Birgi Köyü, Aydınoğulları Beyliği’nden Mehmet Bey tarafından yaptırılan Ulu Camii’siyle meşhurdur. Osmanlı ambiyansının dibine vurmak isteyenler için bence bu kent Bursa’yla yarışır.

Caminin karşısındaki köy meydanından köy halkının yapmış olduğu el işleri, meyvesi, sebzesi ve meşhur Ödemiş patatesi alınabilir. 1971 yılından kalma ahşap Türk evlerinin en güzel örneklerinden Çakırağa Konağı ve İmam-i Birgivi Medresesi gezilmesi gereken yerlerden. Doğayı seven ve fotoğrafçılıkla ilgilenenler için eşsiz bir yer. İzmir’e geçerken uğranası rotalardan.

  1. Bir dokuma cenneti: Yeşilyurt

Ege’nin tatil incisi Muğla’da Yeşilyurt isimli ilginç bir köy bulunuyor. Aslında Ege’nin tipik köylerinden farklı olmayan bu köyün ilginç istatistikleri var. Bu köyün okuma yazma oranı %100′e yakın ama asıl mücevheri, dokumacılığı.

İlk çağlarda taşları işleyen yöre halkı zamanla tütün eker. Tütünün cazip gelir kaynağı olarak çıkmasıyla Türkiye’nin ilk kadın valisi Lale Aytaman’ın Muğla valiliği döneminde ve eski belediye başkanı Mehmet Güner’in öncülüğünde canlandırılır. Pisi, Türkiye’de Vakko ve Beymen gibi isimlere dokuma satar ve yurt dışına da ihracat gerçekleştirir hale gelir, sonra da yürür gider. Günümüzde azalan dokumacılığın ilginç örneklerini görebileceğiniz bir köy.

  1. Kıyametin uğramayacağı bir köy: Şirince

21 Aralık 2012′de Maya Takvimi’ne göre kıyametin kopacağına inanan yerli ve yabancı birçok turist İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince köyüne akın etmişti.

Vakti zamanında Guetemala’daki kazılarda hem daha eski hem de 21 Aralık 2012 tarihinin daha ilerisini gösteren bir Maya takvimi bulunsa da belli çevreler, Marduk Gezegeni'nin 21 Aralık’ta dünyaya çarparak kıyametin geleceğine yeryüzünde sadece Şirince ile Fransa’nın güneyindeki Bugarach köyünün etkilenmeyeceğini düşünen bir grup vardı. Neyse ki kıyamet kopmadı…

İlginç İlk Çağ örneklerinin bulunduğu bölgenin kırmızı eti meşhur. Aradığınız maneviyatı bulamasanız da etinden bir tatmanızı tavsiye ediyorum.

  1. Huzur durağı: Adatepe

Yunanistan’a gitmeden Türkiye’de de bunun minyatür köylerini görmeniz mümkün. Taş evler, çiçek dolu avlular ve köy kahveleriyle şimdilerde Adatepe köyü çok meşhur. Kaz Dağları'nın eteğinde oturup manzaraya karşı kahve içmek için çok gelen var.

Kendini sakinliğe bırakmak isteyenlerin durağı olan Adatepe, Altınoluk’ta bulunuyor.

  1. Nesin Matematik Köyü

İnsanların çocuklarını hangi yaz kampına yollasam dedikleri bir dönemde çocuğum olsa yazı bırak kışın da yollardım dediğim bir köy burası. Şimdilerde felsefe köyü kurulma aşamaları bile var.

Şirince köyünün (İzmir – Selçuk) 1 km uzağında, dağ başında ve mutlak bir ıssızlık içinde, yemyeşil bir ortamda, 7′den 70′e herkesin (her köylünün!) her seviyede matematik yaptığı, öğrendiği, öğrettiği ve düşündüğü, Nesin Vakfı’na ait 30 dönümü zeytinlik dahil olmak üzere toplam 55 dönümlük bir köy. Şatafattan ve gösterişten uzak, sade ve içten. Evler taş, çamur ve samandan.

Ağustos böcekleri dışında, yoğunlaşmayı ve düşünmeyi engelleyen, rahatsız edici her türlü öğeden uzak. TV yok, müzik yayını yok. Ama elektrik, sıcak su ve internet gibi uygarlığın izleri var. Börtü böcek de eksik değil.

Kaynak: matematikkoyu.org

İlköğretim düzeyinde eğitimden en ileri seviyede araştırmaya kadar her türlü matematiksel etkinlik aynı anda yer aldığı köyde Sevan Nişanyan’ın inşaa ettiği kütüphane bence Türkiye’nin en iyi mimari yapılarından biri. Çevrede hayatın sorunları yerine sadece matematik problemlerinin olduğu bir mekan gerçekten insanı değişik seviyelere götürüyor.

  1. Bir ekolojik köy: Bağlarözü

Datça’nın Yazı köyü sınırlarında bulunan Bağlarözü, Türkiye’de en organik şeyleri görebileceğiniz yer. 2014′te biteceği söylenen köyde tarımcılıktan ekolojik bilgilere kadar birçok doğa unsurunu öğrenebiliyorsunuz. Aslında biraz parası olanların köy hayatına sahip olmayı ve burada yaşamayı düşünmesi için yapılmış bir yer ama ilginç deneyimler katacağı için bu listeye koydum.

  1. Balıkçılık ve dalış için tenha cennet: Karaburun

İlçede çok az koy ve tesisin bulunmasından dolayı burası kimse tarafından tercih edilmiyor. İşte güzel noktası da bu! Bakirliği…

Karaburun sakinliğinin dışında serin, dalgalı ama bir o kadar da sualtı zenginliklerine sahip bir yer. Dalış ve balıkçılık için alternatif bir rota olarak düşünebilirsiniz. Benim pek bunlarda gözüm olmadığı için dikkat etmesem de ciddi anlamda bir sualtı cenneti olduğu kısmı doğru.

Yalnız buraya gelirken saymasam da sonradan öğrendiğim kadarıyla 303 tane keskin viraj var. Yolların bu kadar tehlikeli olmasından dolayı turist sayısı bir hayli az oluyor. Karaburun’da 7 Kardeşler Dondurmacı’sına uğramadan gitmeyin. 150 yıldır bu işi yapan ailenin yörenin keçilerinden elde ettiği süt ile yaptığı dondurma, özellikle de sakızlı dondurmaları hoş.

Gidilesi değişik yerlerden biri ise Çakmaktepe mevkii. Hititler'in eserlerine rastlanan bölgede ilginç arkeolojik yapılara ulaşmak mümkün. İzmir’in en temiz denizi Karaburun’da, unutmayın.

  1. Fındıklı Köyü’ne saklanmış kömür limanı

Çanakkale’nin Gelibolu tarafında kalan bakir mi bakir bir köyün ucunda sakin bir koy bulunuyor. Dalmayı severlerin İstanbul’dan en yakın rotası olarak gösterilen Kömür Limanı Fındıklı köyünde yer alıyor. Denizin soğukluğu tatilcileri ancak az bir dönem için bölgeye toplasa da koy olarak kalması nedeniyle Saroz’un aşırı dalgalarına maruz kalmıyorsunuz. Kampçılar için de ideal bir koy. Ufak bir not vereyim Kömür’e gidecekler için; çok sağlam bir terlik veyahut deniz ayakkabısı vs. gereklidir, keza yerler hep taş.

  1. Şelale, Pamukkale ve mağaralar cenneti: Süngülü köyü

Denizli bir jeoloji cenneti; travertenler, kaplıcalar ve küçük göletlerle dolu. Denizli’yi sadece Pamukkale’deki tatil köylerinden ibaret görmeyip yerel halkı ve yöre kültürünü anlamak için Süngülü Köy’de kalabilirsiniz. Zira birçok bölgeye yakın. Kaklık Mağarası, Gümüşsu Şelalesi ve Pamukkale’ye hiç uzak değil. Bu köyde gözlemeye benzer bülmeyi yemenizi tavsiye ediyorum.

  1. Bir Yörük köyü: Kuyucular

Aydın Umurlu’ya bağlı Kuyucular, tipik bir Yörük köyü. Dokuma işçiliği ve hayvancılığıyla ilginç bir kültürün temelini Anadolu’da oluşturuyorlar. Bu köy Ege Bölgesi'ndeki ilginç duraklardan biri. İlginç adetleri, hamur ve süt üzerine yaptıkları yemekleri, özellikle ayran ve bazlamalarını tavsiye ediyorum.

  1. Siyah üzüm cenneti: Türkmen köyü

Türkmen köyü; Manisa il merkezine 44 km uzaklıkta ve kendine has doğasıyla Ege’nin en güzide köyleri arasında. Köy, bölgedeki en lezzetli siyah üzüme sahip.

Türkmen köyünü diğerlerinden farklı kılan özellik ise “Türkmen Köyü Proje Ofisi ve Yunt Dağı Kırsal Girişim Merkezi” açılmış olması. Köy dışında yer alan 'Türkmen Köyü Şelalesi' ise görülmesi gereken en önemli yerlerden biri.

  1. Oldukça zengin mimariye sahip: Kayaköy

Mübadele zamanında köydeki Rumlar'ın Yunanistan’a gitmesiyle kaderine terk edilen köyde 2 bini aşkın taş ev, kilise, şapel ve sarnıçlar bulunmakta. Fotoğraf açısından zengin mimari pozlar veren Kayaköy, bugün tarihi sit alanı olarak geçiyor.

Büyü isimli korku filmine ev sahipliği yapan köyden gözleme yemeden ayrılmayın.

  1. Keşfedilmemiş bir cennet: Bademli köyü

Ayvalık’ın kopyası niteliğindeki Dikili, henüz yazlıkçılar dışında keşfedilmemiş bir cennet. Midilli Adası’nı röntgenleyebileceğiniz Dikili’nin en meşhur yerlerinden biri Kalem Adası. Fiyatlar biraz uçuk da olsa şöyle bir gezmek için Kalem Adası’na gidilebilir.

Bademli köyü, Dikili’nin 7 km güney batısında, 1500 nüfuslu, labirent gibi sokaklar üzerinde taş evlerin olduğu sevimli bir köy. Üzüm suyundan yaptıkları (İçine bazı otların da katıldığı) bir tür konsantre şurup “Koruk Suyu” ile meşhur. Sıcak yaz gününde kahvede soluklanıp bir Koruk suyu/şurubu içmek ilaç gibi geliyor.

  1. Güneşin mor renkte doğduğu tek yer: Mordoğan

Güneşin mor doğduğu, huzurun ve sakinliğin ana vatanı gibi Mordoğan... Karaburun’a kısa bir mesafede olan Mordoğan’ın kıyısının karşısında Eski Foça yer almakta. Teknesi olanlar için Mordoğan-Eski Foça güzel rotalar arasında. Ayı Balığı Kayalıkları ve Ardıç Kumsalı görülmesi gereken yerlerden.

  1. Dalış için gidilebilecek en güzel yerlerden biri: Dalyanköy

Çeşme’de dalış için en muntazam yerler arasında bulunan Dalyanköy balıkçılarıyla da oldukça meşhur. Biraz fiyatları yüksek, onun dışında Çeşme’de sakinlik arayanlar için iyi bir adres. Ayrıca SPA ve masaj yaptırabileceğiniz butik oteller mevcut.

  1. Gidenin bir daha dönmek istemediği yer: Mazıköy

Bodrum Gökova Körfezi’nde yer alan Mazıköy; taş pansiyonları, bitki örtüsü ve İnceyalı Plajı'yla doğanın harika köşelerinden. Bir tarafta çam ağaçları diğer tarafta denizin süsü olarak yelkenliler...

Mavi tur yolculuğunun uğrak yerlerinden olan Mazıköy’de ayrıca tarihi sevenler içinde güzel yerler var. Malta şövalyelerinin içini oyarak altın dolu küplerini sakladıkları “Gözyaşı Kayası”na (Aslında sunak olmalı ) çıkarak Hurma Sahili'nin genel manzarasını görebilirsiniz. Bir başka kaya yapısı da koyun girişinde bulunan “Kayık Kayalar”. Uzaktan Viking Kanyonu'nu andırdığı için bu ismi almış adacık.

İmar izni çıkmadığı içinse hala bakir kalmış, güzelliğini koruyan bölgelerimizden…

  1. Şehrin tüm problemlerini unutup huzura varacağınız adres: Ahmetçe köyü

Çanakkale, Ayvacık’a bağlı muhtemelen Ahmet isimli bir zat tarafından kurulan bu köyün arazisi oldukçe engebeli ve ulaşımı zor ama bu sizi yıldırmasın!

Türkiye’deki zeytin üretimini yüzde 3’ü burada yapılıyormuş. İkliminin güzelliğinden elma, erik, incir, mandalina, badem gibi birçok ürün burada yetişebiliyor. Zeytinyağıyla yapılan yemekleri ise müthiş ötesi tatmadan gitmeyin derim.

Ahmetçe ve civar köylerin huzuru 35 sene önce yabancı maden şirketlerinin uranyum için gelmesiyle kaçmıştır. Uranyum madenlerinde kısa bir süre çalıştırılan köylüler arasında çok sayıda insan kansere yakalanmıştır. Daha sonra ise yabancı şirketler maden kuyularını kapatarak gitmişlerdir. Bilhassa yeraltı kaynaklarına meraklı, gazetecilik yapmak isteyenler için değişik bir rota olabilir.

  1. Eski bir İon kenti: Güzelçamlı

Kuşadası’nda yer alan eski bir İon kenti olan Güzelçamlı’da tarihe doymamak elde değil. Yunanlılar'dan, Persler'e kadar birçok eski devleti barındıran Güzelçamlı, Dilek Yarımadası ve Samsun Dağları'nın arasında kaldığı için verimli ve çok çeşitli bir toprak ve bitki örtüsüne sahip.

Zeus Mağarası ve içinde oluşan gölü muhakkak ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum. Suyun maviliği ve mağara içindeki ışık oyunları inanılmaz. Ayrıca Güzelçamlı’da trekking, dağcılık ve yamaç paraşütü yapma olanağınız da var.

  1. Listemizde yer alan en huzurlu en sakin köy: Denizköy

( Fotoğraf, Arı Kovanı- kararl.blogspot.com.tr )

Haritada Dikili’nin biraz altında kalan ama doğal güzellikleriyle hiçbir şekilde Dikili’nin altında kalmayan yer, Denizköy. Burada fiyatlar nispeten daha uygun ve aşçılar bol kepçe.

Bu köyün en cazip tarafı, kalabalıkların pek uğramaması. Listemizin en huzurlu köylerinden Denizköy’ün altın sarısı kumsalı ve denizinin berraklığı inanılmaz…

  1. Yüzyıllardır süregelen geleneklerini hala yaşatıyorlar: Kızılağaç

Milas’ın Kızılağaç köyü, listemizin ikinci Türkmen köyü. Eski geleneklerini sürdüren bu köyün özellikle mantarını ve gözlemesini yemenizi tavsiye ediyoruz. Köyün en dikkat çeken yanı ise hala sürdürdükleri yüzlerce yıllık gelenekler. Kadınların ilginç kıyafetlerinden bunu anlayacaksınız. Bugün, günlük hayatta dahi geleneksel kıyafetleri giymeyi tercih ediyorlar

  1. Ege’nin denize uzak ama kalbimize yakın cennet köşelerinden biri: Adala

Termal ve kaplıca sevenler için burası ziyaret edilmesi gereken rotalardan. Vadi yürüyüşleri yapmak isteyenler için çevrede birçok imkan var. Görmeden dönmemeniz gereken yerler arasında Kurşunlu Kaplıcaları, Sart Antik Kenti ve Homeros Vadisi var.

  1. Kendisi küçük ama tarihi büyük bir köy: Kapıkırı köyü

Bodrum’a 40 dakika uzaklıkta bulunan Bafa Gölü’nün kenarına yerleşmiş küçük bir köy Kapıkırı... Eğer tarih ve arkeoloji ilginizi çekiyorsa Kapıkırı’nda Helenistik ve Bizans dönemine ait tarihi kalıntılar ilginizi çekebilir.

Bu köyün diğer bir güzelliği ise Ege Denizi’yle çok eskiden vedalaşan Bafa Gölü. Bafa Gölü üzerinde tarihi kalıntıların bulunduğu adalar ve 20.000 kadar kuş çeşidinin yer aldığı sular bulunuyor. Gölde küçük sandallarla gezinti yapacaklar ve kuş fotoğrafçılığı ile ilgilenenler için oldukça keyifli bir tatil olabilir.

  1. Şahane doğasıyla dizilere konu alan yer: Bozüyük köyü

Osmanlı’nın Rodos’u fethi sırasında önemli duraklardan biri olan Bozüyük köyü tipik bir Ege iç köylerinden. Verimli tarım arazileri ve bakirliği yüzünden Baba Ocağı başta olmak üzere birçok dizinin stüdyosu haline gelen Bozüyük köyünde fotoğraf makinenizle güzel kareler yakalayacaksınız. Pınarbaşı, hem yemek hem de dinlenme açısından en iyi lokasyonlardan biri.

  1. Ege'nin en temiz rotası: Sokakağzı

Çanakkale Ayvacık’ta tarihin içinde yer alan bir köy bulunuyor. Assos’u ziyaret edecekseniz Sokakağzı buraya 18 km uzaklıkta Ege’nin en temiz rotalarından biri. Ben gece hayatı sevmem güzel yemek ve huzur ararım diyenlere en tavsiye edilesi yerlerden biri.

  1. Rum mimarisinin güzelliklerini taşıyan şirin bir köy: Doğanbey köyü

Aydın iline bağlı Doğanbey köyü, çoğu evin restore edildiği ve Rum mimarisinin güzelliklerini taşıyan belki de Ege’nin en karakteristik köylerinden biri.

M.Ö 7.yy’a kadar tarihi uzanan köy, Türkiye ve Yunanistan arasında, 30 0cak 1923 tarihinde imzalanan protokol ve sözleşme ile Selanik’ten yerleştirilen mübadillerin (Türk Göçmenlerin) köyü olarak adlandırılıyor.

Doğanbey eski adıyla Domatia’da gezilecek yerler arasında; eski Rum evleri, Şorlak Şelalesi ve 2003’te restorasyonu biten Fauna Müzesi bulunuyor. Güzel bir fotoğraf için üşenmeyin ve köyün tepesine çıkın...

En Çok Aranan Haberler