Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden 300 Yıllık Yolculuk

UNESCO’nun 36. genel konferansında 2012 yılını şair Nabi ve bestekar Itrî anma yılı olarak ilan etmesinin ardından, Ege Üniversitesi (EÜ) Edebiyet Fakültesi 2012 yılını “300 yılın ardından Nabi ve Itri ile yolculuk” isimli panel ile kapattı.

EÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Prof. Dr. Tunca Kortantamer Salonu'nda düzenlenen panel, EÜ Devlet Türk Musıki Konservatuarı Türk Musıkisi topluluğu tarafından sunulan dinletiyle başladı. Itri’nin bestelerinin seslendirildiği dinletinin ardından konuşmacılar Prof. Dr. Namık Açıkgöz, Prof. Dr. İlhan Genç, Doç. Dr. Şerife Yalçınkaya ve Asuman Susam yerlerini aldı. Şair Nabi’nin farklı yönlerinin ele alındığı panelde Nabi’nin üstün bir zekaya sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Namık Açıkgöz, “Didaktisizm tuzağına düşmeden, hikmeti lirizm seviyesine yükseltmesini ve bunda, şairin zeka ve keşif gücünün önemli rolü olduğunu, zeka taşmasının sonucu gerçekleşen ironik anlatımı şair Nabi’de keskin bir biçimde görüyoruz” şeklinde konuştu.

EÜ Edebiyat Fakültesi akademisyenlerinden Doç Dr. Şerife Yalçınkaya ise, şair Nabi’nin kendi döneminde ve şu an da tam anlamıyla anlaşılamadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Nabi ve Itri UNESCO tarafından keşfedildiği için önemli şahsiyetler değil, onlar değerli kişiler olduğu için UNESCO’nun dikkatini çekmiştir. Ne var ki hem kendi dönemlerinde hem de günümüzde onların tam olarak anlaşılması için gerekli çaba gösterilmiyor. Kendi devrinde ve günümüzde meydana gelen bir çok sosyal olayı kuruluğa düşmeden felsefi ve hikmetli bir söyleyişle; dili de en etkili bir biçimde kullanarak sanatlı bir söyleyiş yakalamıştır. Biz edebiyat tarihçileri geçmişimizin edebiyat ve dil malzemesine, kültürel mirasımıza sahip çıkarak onların hak ettiği değeri bulması için bilimsel çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu tarz etkinliklerle de Nabi ve Itri gibi edebiyat dünyasının önemli isimlerini daha geniş bir kitleye yayma imkanı buluyoruz.”

Türk edebiyat dünyasında Nabi ve Itri gibi isimlerin hak ettiği değeri hala bulamadığına dikkat çeken Yalçınkaya, “UNESCO gibi kuruluşların değerlerimize dikkat çekmeden biz taşın altına elimizi koymalıyız” dedi.