Avrupa Birliği Komisyonu’nun hazırladığı Türkiye İlerleme Raporu’nu eleştiren Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “AB’nin beden sağlığı kadar ruh sağlığı da ciddi bir buhran içindedir. Bunun neticesinde AB psikolojik sorunlar yaşamaktadır” dedi. Bağış, “Adalet ve hakkaniyetten uzaklaşan, gerçeklere gözlerini kapatan, barış, demokrasi ve özgürlük çağrılarına kulak tıkayan bir AB, insanlığa umut veren değil, dünyayı endişeye sevk eden bir AB olur” diye konuştu.
Egemen Bağış, Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu’nun açıklanmasının ardından Avrupa Birliği Bakanlığı Ortaköy Ofisi’nde basın mensuplarına açıklama yaptı. AB’ye ilk başvurunun 53 yıl önce yapıldığını aktaran Bağış, “Çok açık ve net söylemek gerekirse bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde alınmış en cesur, en stratejik, en doğru ve isabetli kararlardan bir tanesidir. Bizim AB hedefimiz gündelik tartışmaların ve gelişmelerin çok daha ötesinde kalıcı, uzun vadeli ve vizyonel bir bakışın eseridir. AB, cumhuriyetimizin demokratikleşme ve çağdaşlaşma idealleri açısından yarım asır boyunca Türkiye’ye önemli bir perspektif sağlamış, ülkemizin muasır medeniyet yolculuğu AB’ye entegrasyon süreciyle yönünü belirlemiştir. Yani Türkiye kendisine sunduğu bir modernleşme perspektifi için AB demiştir. Türkiye Cumhuriyeti hedefini muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak olarak belirlediği için AB demiştir” diye konuştu.
AB sürecinin her zaman Türkiye için bir devlet politikası olduğunu ve ülkemizin olmazsa olmaz politikalarından biri olarak önemini koruduğunu anlatan Bağış, “Bu süreci önemli kılan en kritik noktalardan biri de Türk milleti her zaman bu sürecin arkasında durmuş ve hiçbir şekilde Türkiye’nin farklı bir istikamete yönelmesine izin vermemiştir. Kuruluş felsefesine ve temsil ettiği değerlere baktığımız zaman Türkiye için değişim ve reform sürecinin en önemli tetikleyicisi AB perspektifi olmuştur” dedi.
Türkiye’nin AB standartlarına en yakın olduğu noktaya geldiğini dile getiren Bağış, Türkiye’nin demokratik standartlarının her geçen gün daha ileri bir seviyeye yaklaştığını dile getirdi. Bakan Bağış, PKK ile Kürt kökenli vatandaşları yan yana getiren, PKK’nın Kürt halkını temsil ettiğini söyleyen hiçbir yaklaşımı tasvip ve kabul etmediklerini vurgulayarak, “PKK, Kürt kökenli vatandaşlarımız için de büyük bir tehdittir, onların da en büyük düşmanıdır. PKK sadece Türkiye ve Türk halkı için değil, AB üyesi ülkeler ve hakları için de büyük bir tehdit oluşturmaktadır. PKK Türkiye’de vatandaşlarımıza, çocuklarımıza kurşun sıkarken, Avrupa gençliğini de uyuşturucuyla zehirlemektedir. Avrupa ülkelerinin, PKK’nın hain saldırılarından sonra yayınladıkları kınama ve taziye mesajlarını artık somut işbirliği adımlarıyla desteklemelerinin vaktinin geldiğini vurgulamak istiyorum” şeklinde konuştu.
Türkiye ve dünyada zulme uğrayan mazlumların çığlıklarına sessiz kalmadıklarını belirten Bağış, bu anlayışla Avrupa ülkelerinin yapamadıklarını yapıp, kendi özyurtlarında büyük bir vahşete maruz kalan Suriye halkını kaderine terk etmeyerek onlara kapı açtıklarını söyledi. Bağış, “Hali hazırda yaklaşık 100 bin Suriyeli kardeşimize kendi imkanlarımızla her türlü imkanlarını karşılayabildikleri kamplarda ev sahipliği yapıyoruz. Diğer taraftan Suriye’de kendi kurşun sıkan, zalim rejimin vahşetine göz yumulmaması için uluslararası toplumu hassasiyet göstermeye davet ediyoruz” dedi.
“RUMLARIN ŞIMARIK TAVRI ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDEKİ TEMEL ENGELDİR”
Egemen Bağış, Kıbrıs meselesinde Türkiye ve Türk tarafının çözümden yana tavrını çok net biçimde ortaya koyduğunu belirterek, Rum Kesimi’ni eleştirdi. “Rum tarafının şımarık ve statükocu tavırları çözümün önündeki temel engeldir” diyen Bağış, “Rumların bu şımarık tavırlarına müsamaha gösterenler de açıkça adada çözümsüzlüğün tarafında kendilerini konumlandırmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
“Raporun içerisinde bizi sukutu hayale uğratan siyasi gelişmelere yönelik eleştiri cümlelerine rağmen raporun kendisi aslında bir şeyi itiraf ediyor. Raporun içerisinde Türkiye’nin 33 faslın 32’sinde ilerleme kaydettiği açıkça tescil edilmiştir, itiraf edilmiştir, teslim edilmiştir. Raporun önemli bir bölümünde Türkiye’de ve Avrupa’da marjinal ve ideolojik kesimlerden duyduğumuz haksız ve mesnetsiz tezlerin de yer bulması aslında çok ciddi bir çelişkidir” diyen Bakan Bağış, AB’nin kendi tespitiyle çeliştiğini dile getirdi. Bağış, şunları söyledi:
“Komisyonun raporu hem Avrupa’da, hem Türkiye’de, Türkiye’yi AB’den uzaklaştırmak isteyen çevrelerin elini güçlendirecek unsurlar içermektedir. Ama hiç heveslenmesinler bu işin başından itibaren ifade ettiğimiz gibi Türkiye’nin havlu atmaya, fişi çekmeye niyeti yoktur. Türkiye ile AB arasındaki müzakereler bütün AB üyesi ülkelerin oy birliğiyle alınan bir kararla başlamıştır, ancak ve ancak bu süreci oy birliğiyle alınacak bir karar değiştirebilir.”
“AB’NİN BEDEN SAĞLIĞI KADAR RUH SAĞLIĞI DA CİDDİ BİR BUHRAN İÇİNDEDİR”
Türkiye’nin AB’yi bir diyetisyen olarak gördüğünü anlatan Bağış, “Ülkemizin daha dinamik, sağlıklı, müreffeh ve şeffaf yapıya kavuşması için AB müktesebatını da bu diyetisyenin reçetesi olarak hep gözlemlemişimdir. Son dönemde bu diyetisyenin, yani AB’nin beden sağlığının yerinde olmadığını söylüyor, buna rağmen biz reçetesini dikkate aldığımızı her vesileyle belirtiyorduk. Bugün anlıyoruz ki diyetisyenin, yani AB’nin beden sağlığı kadar ruh sağlığı da ciddi bir buhran içindedir. Bunun neticesinde AB psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Psikoloji, bireyin kendinde bulunan kusurları başkalarında görme davranışını yansıtma olarak adlandırılıyor. Teşhis doğru olmazsa, tedavi doğru olamaz. Bugün artık AB’nin kendi kusurlarını da görmesinin vakti gelmiştir. Ülkemizde her şeyin mükemmel olduğunu iddia etmiyorum. Ama AB üyesi ülkelerle ilgili ilerleme raporları yazılacak olsa inanın bana o raporların bugün yayınlanan rapordan çok daha vahim neticeler çıkaracağını vurgulamak isterim” dedi.
Bakan Bağış, uyarılarına rağmen AB’nin Türk halkı nezdinde güvenilirliğini zedeleme konusunda bilinçli bir tercih içerisindeymiş gibi davrandığını vurguladı. Türkiye’deki bazı ideolojik grupların ve sadece hükümete muhalefet etmek için kurulan bazı tezgahların süzgeçten geçirilmeden sunduğu bilgilerin de İlerleme Raporu’nda yer aldığını anlatan Bağış, “AB kendisine yanlış kılavuzlar seçmiştir. AB’nin kılavuzları ne kadar yanlışsa, pusulası da o derece bozuktur ve bozuk pusulayla AB yanlış bir yola sevk edilmektedir” dedi.
Bağış, pazartesi günü Kıbrıs ziyareti sırasında da bazı açıklamalar yapacağını ifade ederek, Kıbrıs Rum Kesimi’ni eleştirdi. Bağış, “Kıbrıs’taki yarım ada devletinin sözde dönem başkanlığını kullanarak Türkiye üzerinden siyaset yapmasını da hiçbir şekilde kabul edemeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
“AB İNSANLIĞA UMUT VEREN DEĞİL, DÜNYAYI ENDİŞEYE SEVK EDEN BİR AB OLUR”
Birçok alanda ciddi bir çıkmazın içinde olan ve ilerlemeyen AB’nin Türkiye’nin kaydettiği ilerlemeyi büyük ölçüde göz ardı etmesinin anlaşılır bir durum olmadığını dile getiren Bakan Egemen Bağış, “AB tek tipçi yaklaşımlara bir meydan okuma olarak ortaya çıkan, farklılıkların barış içinde bir arada yaşayabileceği iddiasını savunan birçok kıymetli bir fikir, barış projesidir. Ama maalesef bugün AB’nin bu iddiadan uzaklaşma eğilimi gösterdiğine üzülerek şahitlik ediyoruz. Adalet ve hakkaniyetten uzaklaşan, gerçeklere gözlerini kapatan, barış, demokrasi ve özgürlük çağrılarına kulak tıkayan bir AB insanlığa umut veren değil, dünyayı endişeye sevk eden bir AB olur” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bağış, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki uzun tutukluluk süreleriyle ilgili raporda eleştirilmesiyle ilgili bir soruya yanıt verdi. Bağış, “Bahsi geçen davalar yıllardır sürüyor. Çünkü her bir sanığın kendi ifadesini net bir şekilde paylaşabilme imkanı verilme çabası ortaya konduğu için bu kadar sürüyor. Bir yandan komisyonla yaptığımız başka yazışmalarda, geçmiş yıllardaki raporlarda aynı davalarla ilgili Türkiye’de demokrasinin gelişmesi için büyük fırsat olduğu iddiaları varken, şimdi böyle bir iddia. Bunun uzun sürüyor olması, yargının her kesime kendi yaklaşımını, kendi açısını anlatabilme imkanı vermesini eleştirmesini ben mantıklı bulamadık” dedi.
Bağış, raporu ilgili kurumlarla, sivil toplum örgütleri ve akademi çevreleriyle değerlendirdikten sonra daha kapsamlı bir analiz yapacaklarını ifade etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz