Egemen Bağış, İlerleme Raporu’nu Eleştirdi (1)

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu’nu eleştirdi. AB’nin kırık aynasının büyük ölçüde yol gösterici olmaktan uzak bir ilerleme raporunu ortaya çıkardığını belirten Bağış, “Rapor ekonomik ve siyasi kriz içerisindeki AB’nin çeşitli mazeretlerle Türkiye’nin üyeliğini geciktirme çabalarının bir yansımasıdır” dedi.

Egemen Bağış, Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu’nun açıklanmasının ardından Avrupa Birliği Bakanlığı Ortaköy Ofisi’nde basın mensuplarına açıklama yaptı. “Biz ilerleme raporlarının son bir yılının AB kriterlerine uyum süreci bağlamında objektif bir Türkiye fotoğrafının çekilmesine imkan tanıdığına hep inandık, inanmak istedik” diyen Bağış, bu düşünceyle de İlerleme Raporu yayınlanmadan önce bakanlık olarak komisyonu mutat olarak bilgilendirdiklerini söyledi.

Rapor öncesinde gerek kendisinin, gerekse çalışma arkadaşlarının komisyon nezdinde raporun bir takım ucuz pazarlıklara kurban edilmemesi için yoğun bir çaba gösterdiklerini aktaran Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Ne yazık ki bu çabalarımıza rağmen AB’nin bu yıl ki ilerlenme raporunun özellikle siyasi kriterlere uygun bölümünü büyük bir hayal kırıklığıyla karşıladığımızı belirtmek durumundayım. Anlaşılıyor ki tanımadığımız sözde bir yarım ada devletinin sözde dönem başkanlığına denk gelmesi raporun içeriğinde bizi hayal kırıklığına uğratacak hususların ağırlıkta olmasında etkili olmuştur. Biz yinede her yıl olduğu gibi bu raporun içerisinden makul ve yapıcı eleştirileri dikkatle not edeceğiz" dedi.

İlerleme raporlarının Türkiye için bir karne notlandırma belgesi olmadığını ve hiçbir zaman da olamayacağını dile getiren Bağış, “Çünkü hükümetimize, milletimize, ülkemize karne verecek yegane makam milletimizin bizzat kendisidir. Bizim için ilerleme raporları kendimize tuttuğumuz aynadır. Ancak bu yıl AB’nin kırık aynasının bizim için büyük ölçüde yol gösterici olmaktan uzak bir ilerleme raporunu ortaya çıkardığını görüyoruz. Raporda münferit olaylara fazlasıyla yer verildiği, bu münferit olaylardan tehlikeli genellemelere ulaşıldığı özellikle dikkat çekmektedir. Rum dönem başkanlığının AB üzerindeki etkileri bu kez ışığı önümüze değil, gözümüze tutmaya tercih etmesine yol açmıştır. Şu açıkça hissediliyor ki 2012 Türkiye İlerleme Raporu ekonomik ve siyasi kriz içerisindeki AB’nin çeşitli mazeretlerle Türkiye’nin üyeliğini geciktirme çabalarının bir yansımasıdır. AB bu karamsar yaklaşımla 2012 yılında başlatılan pozitif gündeme de gölge düşürme riskiyle karşı karşıya kalmıştır” ifadelerini kullandı.