Atatürk Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Gezi Parkı olaylarının profesyonelce yönetilen tartışmasız bir provokasyon olduğunu söyledi. Eğilmez, provokatörlerin sosyal medya ve dış basını iyi kullandığına da dikkati çekti.
Olayları iki gruba ayırdığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, “Birinci grup; Gezi Parkı merkezli Taksim Meydanı'nın yeniden düzenlemesi planına karşı demokratik haklarını kullanarak karşı çıkan ve daha yeşil bir çevre isteyen insanlar. İkincisi ise bu insanları kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı yıllardır besleyip büyüttükleri kini kusanlar. İkinci grubun profesyonelce yönlendirildiği ve amacının provokasyon olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Amaçlarına ulaşabilmek kullandıkları argümanların başında sosyal medya ve dış basın geliyor.” dedi.
Marjinal grupların ülke dışından da destek aldığını belirten Eğilmez, "Bunların en önemli destekçisi uluslararası kamuoyunda oldukça etkili olan bazı basın yayın organları. CNN ve BBC başta olmak üzere şöhretli ajanslar, saatler süren özel yayınlarında, saatler süren yalanlarla uluslararası kamuoyunu yanlış bilgilendirerek, ülkemizin imajını bozmaya çalışıyorlar. Empoze etmeye çalıştıkları Türk baharı safsatası tutmayınca, Türkiye’yi bir Afrika ülkesi gibi gösterip, her yerde isyanların çıktığını ve çok sayıda ölümün gerçekleştiğini telkin etmişlerdir.” diye konuştu.
Eğilmez şunları kaydetti: “Aslında uluslararası medyanın Türk devletine karşı takındığı bu tavır, Türkler için yeni bir şey değil. Avrupa ve Amerikan medyası bugün yaptıklarının aynısını 1850 ile 1925 yılları arasında 1960’da, 1970’de, 1980’de de yaptı. Ermeniler, Türk toprakları içerisinde bir Ermenistan devleti kurma amacıyla oluşturdukları terör örgütleri vasıtasıyla bir çok isyan çıkartmışlardır. Bu isyanlar Ermeni komitelerince “Ermenilerin Türklerce katledilmesi” olarak tanıtılmış ve Batı ülkelerine, Hıristiyan kamuoyuna bu şekilde yansıtılarak büyük gürültü kopartılmıştır. Bu amaçla hemen hiçbir yanlış bilgilendirmeden kaçınılmadan, olaylar tahrif edilerek, dünya kamuoyuna sunulmuştur. Anadolu’nun birçok yerinde çalışmalar yapan Hıristiyan misyonerler. İstanbul’daki büyükelçilikler ve Anadolu’daki konsolosluklar bu propagandanın batı kamuoyuna iletilmesinde ve benimsetilmesinde büyük rol oynamışlardır. Bugün de aynı şeyi yapıyorlar. Suriye’deki ölümleri alt yazıyla geçiyorlar, Türkiye’deki eylemlere saatlerini ayırıyorlar. Ve ne hikmetse, nasıl bir habercilik önsezisi ise dış basın olaylar başlamadan, olayların çıkacağı bölgeye karargâhını kurmuş oluyor. Haberlerin finali hep aynı; Türkiye karışık, Türk Devleti despot, Türkler kötü. Birinci Dünya Savaşı öncesinde de Türklere karşı büyük bir kampanya yürüten Avrupa ve Amerikan basınının içeride de taşeronları vardı. Bugün de 100 yıl öncesinden hiç farkı yok. Bugün de dış basının Türkiye’deki taşeronları faaliyetlerine hızla devam ediyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz