Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi Başkanı Numan Şeker:

Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi Başkanı Numan Şeker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın memur zamlarıyla ilgili "Öğretmen maaşları memura haksızlık" sözüne tepki gösterdi.

Şeker, "1624 TL maaş alan öğretmenin isyanını anlamak yerine 'Öğretmen maaşları memura haksızlık' diyen Sayın Başbakan'ın, 'Bu camia benim en çok saygı duyduğum kesimdir' sözüne uygun şekilde konuşmasını arzu ederdik" dedi.

Şeker, AK Parti hükümetinin eğitim alanında yaptığı yatırımların eğitimcilerin geçimini sağlayabilmesine yönelik de olması gerektiğinin altını çizerek, "FATİH Projesi'ne 8 milyar TL kaynak aktaran hükümetin, neredeyse kamuda en düşük ücreti alan öğretmen söz konusu olduğunda, 'Kaynağımız yok, Yunanistan'a döneriz, mali denge bozulur, bütçe sarsılır' türü bahanelere sığınması, eğitime yapılan diğer yatırımları sonuca ulaştırmayacaktır. Öğretmenler yok sayılarak gelecek asla inşa edilemez . Hükümet eğitimi, yatırım ve bütçe açısından öncelenirken; eğitimci ise, ne yazık ki, aynı oranda göz önünde bulundurulmamıştır. Eğitime fiziki yatırım yapan bir iktidarın öğretmenleri karşısına almaya çalışmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Öğretmenler, karşıya alınmayı değil, anlaşılmayı beklemektedirler. Kanaatkâr insanlar olan öğretmenler, asla hakkı olmayana talip olmamış, 666 sayılı KHK sonrası kurum içi dengenin bozulması sonucu ek ödeme talepleri ile de adaletten başka bir şey istememişlerdir." diye konuştu.

Memur maaşlarında yapılan zam adaletsizliğinin de altını çizen Şeker, "Biz müsteşara, genel müdüre 772 TL, daire başkanına 709 TL verilen oranda ek ödeme istemedik. Emekli milletvekillerine, milletvekili şoförlerine, danışmanlarına ve ikinci danışmalarına verilen oranlarda zam yapılmasını da istemedik. Ancak kanaatkâr yaklaşımla, kurum içi dengeyi sağlayacak bir teklifi, yani 314 TL ek ödeme talebini toplu sözleşme masasına taşıdık. Nezakette Avrupa, tekliflerde Afrika muamelesi görmek istemiyoruz" diye konuştu.

Günde birkaç mitingle yorgun düşen siyasilerin gün boyu öğrencilere hitap eden, öğrencilerin kişisel sorunlarıyla da ilgilenen ve yorgun düşen öğretmeni anlamasını beklediklerini dile getiren Şeker, binlerce sınav kâğıdını okumak, nöbet tutmak, velilerle irtibat içinde olmak, sınav sonuçlarını e-okula girmek, performans ödevlerini değerlendirmek, toplantılara katılmak, törenleri omuzlamak gibi yüzlerce görevinin de olduğunu ve bunların göz ardı edilmesinin öğretmenlik mesleğine haksızlık olduğunu söyledi. Şeker ayrıca, Türkiye'deki öğretmenlerin OECD'ye göre 145 saat fazla çalıştığına dikkat çekti.

Başbakandan ek ödeme mağduriyetlerini giderilmesini isteyen Şeker, "Başbakan'ın öncelikle kendisini yetiştiren öğretmenleri hatırlayarak, empati kurmasını, öğretmenlerin gönlünü almasını ve ek ödeme mağduriyetlerini bir an önce gidermesini istiyoruz".