Eğitim-bir-sen’den Kılık Kıyafet Yönetmeliğine Protesto

Eğitim-Bir Sen Van 2 Nolu Şubesi üyeleri, düzenlenen basın açıklamasında kılık kıyafet yasasının çağdışı olduğu belirtilerek protesto ettiler.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Merkezi Yemekhane önünde düzenlenen basın açıklamasında yeni kılık kıyafet yasasının 1982 model darbe ürünü olduğunu belirten Eğitim-Bir Sen Van 2 Nolu Şube Başkanı Mehmet Kimya, çağdışı kılık kıyafet yönetmeliğini protesto ettiklerini söyledi. Devlet memurlarının adeta üniformalı asker muamelesi gördüğünün ifade eden Kimya, “Öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliği değişmiş, tek tipçilikten vazgeçilmiş, imam hatip okullarında bütün derslerde, diğer okullarda ise sadece Kur'an-ı Kerim dersinde serbest kıyafet hakkı tanınmışken, öğretmen adaylarına staj dönemlerinde serbest kıyafetle okula gitme hakları iade edilmişken; eğitim çalışanlarının saçıyla, bıyığıyla, ense tıraşıyla, pantolonunun kumaşıyla ilgilenilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz” dedi.

“DARBE DÖNEMLERİNİN DAYATMASI OLAN KILIK KIYAFET ZORUNLULUĞU İNSAN TABİATINA AYKIRIDIR”

Türkiye’de kadınlara 1930 yılında seçme, 1934 yılında seçilme hakkı verildiğini hatırlatan Kimya, “Şiddetle mücadele konusunda kampanyalar başlatan devlet, ne yazık ki en büyük şiddeti başörtüsü yasağıyla kadınlara kendisi uygulamaktadır. Başarıyı, gelişmeyi ve değişimi zihinsel bir süreç olmaktan ziyade dış görünüşe endeksleyen bu çarpık bakış açısının tedavülden kalkma zamanı gelmiş ve geçmektedir. Darbe dönemlerinin dayatması olan kamu çalışanlarına kılık ve kıyafet zorunluluğu, insan tabiatına aykırıdır. Yönetmelik, bıyık şeklinden, kravat takma şekline kadar karar vermekte ve tek tip elbise giyileceğini belirtmektedir” ifadelerini kullandı.

Başörtüsü yasağı hariç geçersiz olan bu yönetmeliğin bir an önce değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Kimya, “Kadınların giyeceği ayakkabılar ve çizmeler sade, normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur’ şeklinde getirilen yaptırımların da pratikte hiçbir değeri yoktur. Başörtüsü yasağı hariç bütün sınırları geçersiz olan bu yönetmelik, bir an önce değiştirilmelidir. Devlet, halkın inançlarıyla kavga etmeyi artık bir kenara bırakmalıdır. İnsanlarını tanımlamayı değil, tanımayı seçmelidir” diye konuştu.