Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, 16 Ağustos'ta başlayacak olan 2002-2003 eğitim yılı kayıt dönemi münasebetiyle düzenlediği basın toplantısında, "umuda yolculuk" olarak adlandırdığı söz konusu dönemin hayal kırıklıklarına yol açmadan tamamlanması için gayret göstereceklerini bildirdi. "Orta öğretim okullarında kayıt ücretleri 700 milyon liradan başlıyor. Bu kayıt süreciyle ilgili bir başlangıç. En kenar yerleşim alanındaki okulda bile bu rakamın 20 milyon liradan az olmayacağını düşünüyorum" diyen Dinçer, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:
"Kayıt sırasında velilerden alınan rüşvetler yıllardır eğitimin kanayan yarasıdır. Kamuoyu önünde bazı yönetmelikler açıklanır. İlgili bakanlar, bürokratlar velilerden hiçbir şekilde kayıt ücreti alınmayacağını söylerler. Ama arka kapıdan başka bir talimatla, zorlama bir biçimde, bağış adı altında velilerden tahsil edilir. Giderek artık eğitimi öyle bir hale getirdiler ki velileri yolunacak kaz gibi gören, öğrenciyi de müşteri gibi gören bir eğitim anlayışını oturtmaya çalışıyorlar. Bunu da 'kaynak yok' mazeretinin arkasına sığınarak yapıyorlar. Oysaki eğitim sosyal devletin güvencesi altında olması gereken bir hizmettir. Devlet, yurttaşlarından topladığı vergilerle yapması gereken bu yükümlülüğünü son yıllarda tamamen velilerin üzerine yıkmış pozisyondadır. Bunların adları değişebiliyor, kayıt parası, katkı payı, harç olabiliyor. Ama tümünü toplam olarak, ek vergi ya da haraç diye nitelendiriyoruz. Çünkü bu ücretlerin alınmasında gönüllülüğün ötesinde bir zorlama esastır."
Velilerin, kendi bölgelerideki okulları bırakıp, 'daha iyidir' düşüncesiyle başka okullara kayıt yaptırmak için yönelmesinin, 'yolunacak kaz' anlayışını körüklediğini iddia eden Dinçer, "Kayıtlar konusunda Eğitim-Sen'in tutumu çok nettir. Soygun haline gelen bu kayıt parası alınması uygulaması kesinlikle durdurulmalıdır. Eğitim-Sen bu konuda problem yaşayan velilerimizin sorunlarını sahiplenecektir. Velilere de kesinlikle kayıt ücreti alınması konusunda bir zorlamayla karşılaştıkları takdirde, ilgili kişileri en yakın Eğitim-Sen şubelerine, en yakın kurum yöneticilerine, yerel yöneticilere şikayet etme hakkına sahipler" dedi.
"Okulların açılmasının bir hafta ertelenmesinin temel gerekçesi, Bakan'ın açıkladığı gibi değil, okulların eğitim-öğretime hazır olmaması ve velilerin, okulların ayın dokuzunda açılması durumunda çoğunun çocuklarını okula gönderemeyecek durumda olmasıdır" diyen Dinçer, velilerin büyük çoğunluğunun çocuklarına önlük alamadıklarını belirtti. Dinçer, "Söz konusu tabloyu görmek istemeyen yönetim anlayışı, okulların açılmasını bir hafta ertelemiştir" dedi.
Okullarda her yıl kitap listelerinin değiştirildiğini de öne süren Dinçer, aynı içerikteki kitapların, aynı yayınevleri tarafından etiketleri değiştirilerek yeniden yayınlandığını söyledi. Velilerin, okulların kapılarına asılan kitap listelerini almak zorunda bırakıldığına da işaret eden Alaaddin Dinçer, bunun bir zorunluluk olmadığını, eski kitapların 5 yılı doldurmadığı taktirde kullanılabileceğini kaydetti.