Eğitim-Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen ve Eğitim-Sen Kayseri Şubesi'ne bağlı eğitimciler, son günlerde meslektaşlarına yönelik olan saldırıları kınadı.
Eğitimciler adına açıklama yapan Şube Başkanı Aydın Kalkan, "Eğitimciler olarak, şimdiye kadar birçok konuda eylem, etkinlik yaptık ve sesimizi yükselttik. Bazen ekonomik, bazen toplumsal bazen de sosyal sorunlara dikkat çektik. Fakat bu gün burada son derece önemli bir sorunu gündeme taşımak, genelde eğitim çalışanlarını özelde öğretmenleri değersizleştiren, hedef tahtasına oturtan uygulamalara dur demek, meslektaşlarımızın hayatına kasteden saldırıları kınamak ve protesto etmek için toplandık." dedi.
Kalkan, "Geride bıraktığımız iki hafta içerisinde basına yansıyanları dikkate alırsak 8 tane öğretmenimiz saldırıya uğramış ve bazıları ölümden dönmüştür. Üzülerek ifade etmeliyiz ki, şiddet toplumsal bir sorun haline gelmiştir" diyerek açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Her tarafı cennet olan ülkede neredeyse cinnet toplumuna doğru yol alıyoruz. Aklını ve duygularını yönetemeyenler şiddeti seçiyor, gerekli tepki verilmediği, failler bedelini ödemediği için şiddet sıradan bir olaymış gibi toplum tarafından kanıksanıyor. Masum bir hak arama yöntemi gibi yaygınlaşıyor. Hâlbuki şiddetin masumu değil mağduru vardır. Mağdur bazen doktor, bazen öğretmen, bazen kadın, bazen çocuktur.
Geçtiğimiz günlerde bir doktorumuz, hasta yakını tarafından kalbinden bıçaklanmış ve ne yazık ki hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden doktor kadar geride bıraktıkları da mağdur olmuşlardır. Toplumsal sorun haline gelen konularda mutlaka toplumsal tavırlar ve ortak çözümler olmalıdır. Tavır bazen meslektaşlarından, bazen sivil toplum örgütlerinden, halktan, bazen de yetkililerden gelmelidir. Bu açıdan bakıldığında doktor cinayeti ile ilgili Sağlık Bakanı'nın duruşunu takdirle karşıladığımızı buradan ifade etmek isteriz. "Sağlık çalışanlarına yapılmış saldırıyı kendime yapılmış sayarım" diye maiyetindekileri önemseyen ve yalnız bırakmayan, duygudaşlık örneği sergileyen bir bakanı ne yazık ki öğretmenler olarak biz göremedik.
Öğretmenlerle ilgili kurduğu bütün cümlelerin, eğitimcilerle arasının daha da açılmasını sağlaması için, insanın özel gayret sarf etmesi gerekir. Ya da yaptığı uygulamaların, izlediği politikaların özenle seçilmiş olması gerekir. Tıpkı Milli Eğitim Bakanlığında hayata geçirilen "Alo 147" hattı gibi. Tıpkı bütçesiz okulları mecbur olmadıkları halde ayakta tutmak için özveri ile çırpınan okul yöneticilerini "Bağış Genelgesi" ile töhmet altında bırakmak ve tamamına soruşturma açıp kamuoyu önünde itibarsızlaştırmak, disiplin cezalarıyla küstürmek gibi. Ve yine tıpkı, hiçbir öğretmen 3 ay tatil yapmadığı halde, işin iç yüzünü bilmeyen sokaktaki insanın kurduğu cümleyi birinci ağızdan kurmak gibi. Bütün bu yaşananlar öğretmenlerin saygınlığını zedeleyen ve öğretmenlik mesleğini sıradanlaştıran uygulamalardır.
Buradan bütün yetkilileri uyarıyoruz. Toplumda öğretmenin itibarı aşınırsa, herkesin itibarı aşınır. Öğretmene saygısızlık olursa anneye de babaya da saygısızlık olur. Öğretmenin felaketinden topluma asla saadet çıkmaz. Başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere bu konuda herkesi duyarlı davranmaya davet ediyoruz."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz