Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Genel Başkanı Ali Yeral, son yıllarda bazı cahillerin Muhammed’siz ve Ali’siz Alevilik gibi dış kaynaklı tuhaf bir hezeyanda bulunmaya başladığını söyledi. Yeral, “O, bizi mahrum edene ihsan etmeyi, küsenle barışmayı, bize haksızlık edeni de affetmeyi, gerçek imanın şartı saymıştır” dedi.
Yeral, Bursa Kur’an ve Ehl-i Beyt Derneği tarafından düzenlenen “İslam Ekollerinde Kuran ve Kuran’da Peygamberimiz” konulu sempozyumda “Kur’an'da Peygamberimiz (SAS)” konulu bir konuşma yaptı. Peygamberimiz zuhur etmeden önce Arabistan’ın her yönden geri kaldığını ve sefalet içinde yaşadığını belirten Yeral, kabile ve aşiretlerin barbar hükümlerinin revaçta olduğunu kaydetti. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğüne işaret eden EHDAV Genel Başkanı Ali Yeral, kadınların bir meta gibi pazarlarda satıldığını, fuhuş ve savaşlardan geçilmediğini söyledi.
Peygamber Efendimiz'in gelmesiyle birlikte hayatın yeniden şekillendiğini belirten Yeral, “O (SAS) bizi mahrum edene ihsan etmeyi, küsenle barışmayı, bize haksızlık edeni de affetmeyi, gerçek imanın şartı saymıştır. Kendimizi medeni saydığımız bir zamanda, anne baba ile büyüklerimizin huzurunda bağırıp çağırıp ayak ayak üstüne atarken, O hayatı boyunca yüksek sesle konuşmamış, kahkaha atmamış ve ayaküstüne ayak koymamıştır. Sırtı dönük bir şekilde hiç kimseyle konuşmamış, başkası bakarken asla yemek yememiş, nurani yüzü daima tebessüm halinde olmuştur. Hiçbir zaman esnememiş, mübarek vücuduna asla sinek konmamış, teri de misk-ü amber dışında kokmamıştır. Önünü gördüğü gibi aynı anda arkasını da görebilmiş, uykudayken bile etrafında olup biteni duyup görebilmişti. Miraç gecesinde en büyük melek Hz. Cebrail’in bile çıkamayacağı yüceliğe çıkmış, Sidre-i Münteha’da Yüce Allah’ın huzuruna varmış ve O'nunla vasıtasız konuşmuştur. Çöl kumunda ayak izi oluşmazken, sert kayalarda ayak ve mübarek vücudunun izi oluşmuştur. Kendisini öz yurdu Mekke’den hicret ettiren kâfirleri, taşa tutup kendisini kanatan cahilleri bile affetmiş, onlara hidayet dilemiştir. O, kendisine bir türlü erişilmeyen krallar gibi asla davranmamış, küçük çocuklarla oynamış, gerektiğinde şakalaşmış, ev işlerinde ailesine yardım etmiş, elbisesini dikmiş ve gerektiğinde kendi ayakkabısını da tamir etmiştir” diye konuştu.
"MEHAMMEDSİZ VE ALİSİZ ALEVİLİK OLMAZ"
Son yıllarda bazı cahillerin Muhammed’siz ve Ali’siz Alevilik gibi dış kaynaklı tuhaf bir hezeyanda bulunmaya başladıklarını dile getiren Yeral, konuşmasına şöyle devam etti: "Oysa Ali’siz Alevilik ile Muhammed’siz Ehl-i Beyt asla ve asla düşünülemez. Biz İmam-ı Ali’yi Hz. Muhammed için, Hz. Muhammed’i de İmam-ı Ali için seviyoruz. Çünkü hadis-i şerifte Peygamberimiz, 'Ali benden, ben de Ali’denim. Ali’nin bendeki konumu, başımın bedenimdeki yeri gibidir. Ali’yi seven beni sever, beni seven de Allah’ı sever. Ali’nin düşmanı benim düşmanım, benim düşmanım da Allah’ın düşmanıdır.' buyurmaktadır. Öte yandan günümüzde bazı bedbahtlar sözde İslam, sözde Kur'an ve sözde Peygamber adına tekbir ve dualar eşliğinde, Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan ve benzeri ülkelerde Ehli Beyt kubbe ve mescitlerini havaya uçurmakta, secdede namaz kılan müminleri bombalarla parçalamakta ve bir tavuk gibi masum din kardeşini kesmekte ve başlarını yerlere atmaktadır. Öyle ki rahmet, barış, huzur ve güven manasına gelen yüce İslam dinimizi şiddet, gözyaşı, kan ve terörle anılır hale getirdiler. Bu fikir ve eylemde olanlardan Peygamberimizin de, dinimizin de, Kur'an'ımızın da, Allah’ın da tamamen uzak ve beri olduğunu ve onları şiddetle lanetlediğini buradan bir kere daha haykırmış olalım.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz