İnsanların yaşlılık dönemlerinde en sık rastlanan hastalıklardan biri eklem kireçlenmesi. Yaşlanma döneminde eklem kıkırdağının etkilenmesiyle gelişen kireçlenme hem ağrı yapıyor hem de insanlarda hareket güçlüğü doğuruyor. Hastalığın 65 yaş üzerinde görülme oranı yüzde 80. Doktorlar, ağrı ve şişlikle ortaya çıkan rahatsızlığın, fizik tedavi yöntemleri ve ameliyatlarla kontrol altına alınabildiğini söylüyor.
Kireçlenme, özellikle yaşlılarda en sık görülen eklem hastalığı. Bu hastalık 25-34 yaş arasında binde 1 oranında görülürken, bu oran 65 yaş ve üzeri insanlarda yüzde 80'e kadar çıkıyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Orhan Özcan, hastalığın en çok diz, omurga eklemlerinde görüldüğünü belirterek, "Eklem kireçlenmesinin ilerlemesi ile hastanın hareketlerini kişisel bakım ve temizliğini yapamayacak kadar kısıtlanıyor ve ağrısı geceleri dahi uyku uyutmayacak düzeye ulaşıyor.
Bu nedenle yaşam kalitesi de düşüyor" dedi. Prof. Dr. Özcan, hastalığın oluşum sürecini anlatırken, "Normalde tüm eklemlerimizin hareketli yüzleri kıkırdak dediğimiz bir tabaka ile kaplı. Kıkırdak parlak, pürüzsüz, kaygan ve 3-4 mm kalınlığında sert bir tabaka. Ayrıca eklemin iç yüzeyini çevreleyen ince bir zardan (sinovya) eklemi kayganlaştıran eklem sıvısı salgılanıyor. Kıkırdak ve eklem sıvısı eklemin ağrısız ve rahat hareket etmesini sağlıyor. Kıkırdağın doğal yapısı romatizmal hastalıklar, eklem iltihabı, kırık, yaşlanmaya bağlı aşınma gibi nedenlerle bozulabiliyor. Sonuçta kıkırdak yüzeyi aşınır, parlaklığını kaybeder ve pürtüklü, girintili çıkıntılı bir hal alıyor. Kıkırdak çevresindeki kemiklerde şekil bozuklukları ve sivri çıkıntılar oluşmaya başlıyor. Eklem zarı zarar görüyor ve eklem sıvısı yeterli ve kaliteli salgılanamayınca eklem kapsülü sertleşiyor, eklem çevresindeki kaslar zayıflıyor. Böylelikle eklem kireçlenmesi (artroz) denen eklemin ağrılı ve hareketlerini kısıtlayan hastalığı ortaya çıkıyor" diye konuştu.
"KİREÇLENMEDE CERRAHİ MÜDAHELE SON TERCİH"
Son yıllarda gelişen tıp teknolojisi bir çok hastalığın daha kolay atlatılmasını sağladığı gibi eklem kireçlenmesine de faydalı çözümler sunuyor. Acıbadem Bursa Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Nadir Şener, artık eklem kireçlenmesinde ağrısız ve hareketli bir yaşam sürdürülebildiğini söyledi. Doç. Dr. Şener, kireçlenme tedavisine adale güçlendirici egzersizler, ağrı kesici ve kıkırdak geliştirici ilaçlar, kilo verme ve fizik tedavi ile başlandığını anlattı. Ancak bu tedaviler sonuç vermezse cerrahi müdahaleye başvurulduğunu söyleyen Şener, hangi yöntemin hangi amaçlarla kullanıldığına ilişkin bilgiler verdi. Buna göre, eklem kireçlenmesi tedavisinde uygulanan egzersizlerin amacı eklem çevresi kaslarını güçlendirerek, ekleme binen yükü azaltmak hareket yeteneğini artırmak. Kullanılan ilaçlar ise kıkırdak ve eklemdeki ödemi gidermek ve bu yolla ağrıyı kesmek hedefleniyor. Kıkırdağın aşınmasını önlemeye yönelik ilaçlar olduğu gibi sadece eklem çevresi şişliği azaltmak ve ağrıyı kesmeye yönelik ilaç tedavileri de bulunmakta. Bu ilaçların bir kısmı eklem içine uygulanıyor. Kilo vermekte amaç ekleme dolayısıyla eklem kıkırdağına binen yükleri azaltarak hem aşınmayı azaltmak hem de kıkırdağın kendisini tamir etmesine izin vermek.
Fizik tedavi yöntemleriyle hem eklem çevresindeki kasların güçlenmesinin sağlandığını hem de hareket açıklığı ile birlikte ağrının azaldığını söyleyen Doç. Dr. Şener, "Tüm bu tedaviler yeterli olmadığında ise artroskopi gibi eklem içinin temizliğini sağlayan basit girişimler veya eklem protezi gibi eklemin yeniden yapılandırıldığı büyük girişimler gerekmektedir. Eklem protezi ameliyatlarında kıkırdağın aşınan kısmı çıkarılıp yerine metal, seramik vb malzemelerden yapılmış yapay eklemler yerleştirilmektedir" şeklinde konuştu. Doç. Dr. Şener, protez yapılan hastaların yıllarca ağrısız olarak yaşamlarını sürdürebildiğini ve eski günlerine geri dönebildiğini sözlerine ekledi.