Ekolojik anayasa için yürüyorlar

Büyük Anadolu Yürüyüşü Kervanına 9 grup çeşitli ilerden yürüyerek Ankara’da buluşacaklar.22 Mayısta eylem yapacaklar. Ereğli Alaplı arasında bir gün önce yürüyen 27 kişilik grup Alaplı Akçakoca arasında yürüdü.

Batı Karadeniz Kervanına mensup çevreciler Büyük Anadolu Yürüyüşü için Pazar günü Alaplı Atatürk Parkında toplandılar.

Grup adına açıklama yapan Suat Önder, sularımız enerji şirketlerine, dağlarımız maden şirketlerine, hayatlarımız nükleer ve termik santrallere peşkeş çekiliyor. Bu nedenle biz Anadolu insanları, Anadolu’yu yaşatmak için kendi halk irademizi kullanmaya karar verdik. Birleşiyoruz! Vicdan sahibi herkesle buluşarak yedi ayrı koldan, 40 gün 40 gece Anadolu’yu arşınlıyoruz ve nehirler gibi akarak Ankara’ya yürüyoruz. Geçmişe olan saygımız ve çocuklarımızın geleceği için, doğanın hakları ve yaşam hakkımız için yürüyoruz dedi.

Koylarının Termik santrallere,Vadilerinin, tarım alanlarının Fabrikalara, derelerinin Hidroelektrik santrallere, dağlarının her türden maden alanlarına,imtiyazlı alanlara dönüşmesine, kıyılarının ranta teslim edilmesine, soluduğun havanın ise zehirli olmasına itiraz ediyor musun?

Dünya ortalaması %14 iken ülkende korunan alan yüz ölçümü sadece %3.8 iken, bu alanların da yatırımlara açılmasına yol açacak Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa tasarısına hayır diyor musun?

“Doğa Ana”nın hakları var, kendi kadim işleyişi var, insanoğlu kendi bakışı ile bu işleyişi bozan düzenlemeler yapamaz, doğayı canının istediği gibi kullanamaz, bu gezegen sadece insanoğluna değil milyonlarca canlıya da aittir, gezegenimiz üzerinde var ettiği tüm canlılarla bir bütündür,insanoğlunun kendi çıkarı için diğer canlıların yaşam alanlarını yok etmesi,zarar vermesi ne doğrudur ne vicdanidir. Hiç bir canlı türün doğadan yararlanmada diğer türlerin üzerinde bir hakkı yoktur diyor musun?

Anadolunun tüm dereleri üzerinde toplamda 2000 civarında orta büyük ölçekli Hes, 2500 civarında da mikro hes planlandığını, yaklaşık olarak 10.000 km boyunca sularımızın kanallara, tünellere, borulara hapsedileceğini, yüzlerce kilometrekare doğal yaşam alanının yıkılacağını, verilen 43500 adet maden arama ruhsatı ile ülkenin toplam yüz ölçümünün 1/3′üne eşit olduğu söylenen doğal yaşam alanlarının maden atıkları ile, hafriyatlarla, kesilecek milyonlarca orman ağacı sonrasında yıkılacağını, doğal sit alanlarının, milli park alanlarının ve diğer her türden korunan alan statüsüne sahip alanlarda dahi yıkımın süreceği bir döneme girildiğinin, yasal alt yapının kısmen tamamlandığı, eksik olan mevzuatların da kısa süre içerisinde tamamlanacağı bir dönemden geçmekte olduğumuzu,hayatın her alanını kaynak ve ekonomik bir değer,meta olarak gören küresel bir dayatma ile karşı karşıya olduğumuzu bilerek toprağımıza,suyumuza,havamıza sahip çıkıyoruz diyenlerden misiniz?
Biz böyle diyoruz. ANADOLU’YU VERMEYECEĞİZ