- TÜSİAD ve Koç Üniversitesi işbirliği ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) "Negatif Faiz Politikaları” toplantısı düzenledi.
Açılış konuşması TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve AB Temsilcisi Dr. Bahadır Kaleağası tarafından yapılan toplantıya konuşmacı olarak, Dünya Bankası’ndan Kıdemli Ekonomist Marc Stocker, İsviçre Merkez Bankası’ndan Kıdemli Ekonomist Pınar Yeşin, İş Yatırım Uluslararası Sermaye Piyasaları Müdürü Şant Manukyan, EAF Direktörü ve Koç Üniversitesi öğretim üyesi Selva Demiralp ve EAF ve Koç Üniversitesinden araştırmacı Gökhan Şahin Güneş katıldı.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bu yeni küresel ortam ve olağanüstü politikalardan elbette etkilendiğini belirten Kaleağası, “Türkiye’nin mali disiplini, bütçe açığının Maastricht Kriterleri çerçevesinde kalmaya devam etmesi ve iyi denetlenen güçlü bir bankacılık sistemine sahip olması, gelişmiş ülkelerde negatif faiz nedeniyle yüksek getiri sağlayamayan uluslararası yatırımcıların Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere ilgisini canlı tutuyor.” dedi.
Bu politikaların kurda ve piyasalarda yarattığı dalgalanmaları, özel sektörün borçluluğunu, dolayısıyla riskliliğini arttırdığını belirten Kaleağası, küresel düşük talep ortamından da olumsuz etkilenen yatırımlar ve ihracatın büyümeye eskisi kadar katkı vermiyor olması nedeniyle Türkiye ekonomisinin, potansiyelinin altında büyüdüğünü söyledi.
Negatif faiz uygulayan merkez bankalarının amaçlarından birinin, iç talebi canlandırarak büyüme oranında artış sağlamak ve enflasyonu artırmak olduğunu söyleyen Kaleağası, “Ülkemizde yüksek enflasyon hala önemli bir problem. Büyüme ise zaten ağırlıklı olarak iç talep ile sağlanıyor. Zaman zaman dünyada faizler bu kadar düşük hatta negatif iken neden Türkiye’de yüksek sorusunun sorulduğunu duyuyoruz. Bu soruya yanıt ararken ve para politikalarını karşılaştırırken ekonomik yapılarındaki farkların gözden kaçırılmaması gerekiyor” dedi.
Bir ülkenin kalkınmasının para politikası ile sağlanabilmesinin mümkün olmadığının unutulmaması gerektiğini söyleyen Kaleağası, “TÜSİAD olarak yapısal reformların önemini her fırsatta dile getiriyoruz. Kısa vadeli büyümeyi destekleyici politikalar yeterli değil. Uzun vadede Türkiye’yi bir üst gelir grubuna taşıyacak, 21. yy ekonomisinin ihtiyaçlarına cevap veren, dijital dönüşümü sağlayacak reformları hızlandırmak zorundayız. Dijital ekonomiye geçişten kopuk olarak faiz politikalarıyla ilgili ekonomik büyüme tartışıyor olmak takdir edersiniz ki akılcı bir yaklaşım olmamaktadır.”
İş dünyasının ihtiyacının, kurumların bağımsızlığı ile hukukun üstünlüğünün perçinlendiği ve yapısal reformlar ile rekabet gücünü artırmış, eğitim reformu ile nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamış, dijital dünyayla entegre olmuş bir ekonomiye olduğunu belirten Kaleağası, Avrupa Birliği ile ilişkilerimizdeki rolü tekrardan daha enerjik daha aktif hale getirmezsek tüm bu denklem bozulacağını söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz