Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşması'nın (ECOTA) tercihli ticaret sistemi olduğunu hatırlatarak, "ECOTA için son aşamalara artık gelmiş durumdayız. 1 Ocak 2013 tarihi itibarıyla bunun yürürlüğe girmesini hedefliyoruz" dedi.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret ve Sanayi Odası (EİT TSO) 17. Yürütme Kurulu ve 12. Genel Kurul toplantısı Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katılımıyla TOBB'da gerçekleştirildi. Kalkınma Bakanı Yılmaz, toplantının açılıyında yaptığı konuşmada, bugünkü dünyada ülkeler arası ilişkilerin sadece devletler arası ilişkilerle yürümediğini belirterek, toplumdan topluma, iş dünyasından iş dünyasına ilişkilerle yürüdüğünü söyledi. Sadece bürokratlar olarak bu ilişkileri yürütmeye çalışıldığında resmin eksik kaldığını bildiren Yılmaz, gerçekleştirilen iş birliklerinin ülkeler arası işbirlikleri açısından son derece önemli olduğunu ifade etti. Yılmaz, özel sektörün farklı bir bakış açısının, daha çok sonuç odaklı, pragmatik olduğunu belirterek, herkesin buna ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, "Bizim bölgemizde de insanların daha rahat hareket etmesi lazım. Malların, sermayenin, bilginin, teknolojinin, fikirlerin daha rahat hareket etmesi lazım. Bunu da yapacak olan aslında özel sektördür. Bizim de kamu olarak buna genel çerçeveyi sunmamız gerekiyor" dedi. Bu çerçevede şu anda vize kolaylıklarının tartışıldığını ve bunun bir an önce sonuçlandırılması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, önümüzdeki dönemde asıl hedeflenmesi gerekenin isteyen herkesin serbest dolaşabildiği bir bölge oluşturmak olduğunu söyledi. Yılmaz, önümüzdeki dönemde vize kolaylığının sağlanması gerektiğine işaret ederek, özel sektörün daha rahat yatırım yapabilmesi, değişik ülkeler arasında iş birlikleri yapılabilmesi için özel sektöre daha çok güvence verilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, "Türkiye'deki ekonomik başarımızda da şunu net bir şekilde görüyoruz. Özel sektöre güven verdiğiniz, istikrar sağladığınız, hukuk ortamını iyi şekillendirdiğiniz zaman gelişme ve kalkınma oluyor" şeklinde konuştu.
"ECO BÖLGESİ SERMAYE OLARAK ZENGİN BİR BÖLGE"
Yılmaz, konuşmasında şunları kaydetti: "Aslında ECO bölgesi sermaye olarak zengin bir bölge. Enerji kaynakları oldukça üst düzeyde bir bölge ama içinde bir dengesizlik de söz konusu. Sermayesi çok fazla olan ülkeler var, daha az olan ülkeler var. İşte bu tamamlayıcı bir mantık içinde bu yatırımları gerçekleştirmemiz hepimizin ortak menfaatine olacaktır. Burada doğrudan yatırımları artırmamız gerektiği gibi kamu ve özel sektör iş birliği dediğimiz (PPP) modelini de mutlaka yaygınlaştırmalıyız. Türkiye olarak bunu geniş bir şekilde uyguluyoruz. Ulaştırmadan, sağlığa, gümrüklere kadar birçok alanda bu modeli uyguluyoruz."
Yatırımların yanı sıra Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşması'nın (ECOTA) da çok önemli olduğunu belirten Yılmaz, "Kendi içimizdeki ticaret yüzde 7'ler civarında. Bu gerçekten son derece düşük bir rakam ama bir taraftan da ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu gösteriyor" dedi.
ECOTA'nın tercihli ticaret sistemi olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Son aşamalara artık gelmiş durumdayız. 1 Ocak 2013 tarihi itibarıyla bunun yürürlüğe girmesini hedefliyoruz. Bu konuda özellikle Oda Başkanlarımızdan şu istirham ediyorum; Kendi hükümetlerinize baskı yapın, bürokrasinize baskı yapın. Bu engelleri kaldırma yönünde her biriniz kendi ülkenizde aktif bir şekilde aktif bir şekilde bu süreci takip edin. Çünkü, bu süreç sizin önünüzü açacak. Sizin imkanlarınızı artıracak" şeklinde konuştu.
"ECOTA'YI YETERSİZ BULUYORUZ"
ECOTA'yı yetersiz bulduklarına dikkati çeken Yılmaz, esas itibarıyla serbest ticaretin hedeflenmesi gerektiğini ifade etti. Tercihli ticaretin bile henüz tam olarak başlatılamadığını belirten Yılmaz, ECOTA'nın hayata geçmesiyle serbest ticaret yönünde de önemli mesafeler alınmasını sağlayacağını söyledi. Yılmaz, "Mutlaka bütün engellerin kaldırıldığı, ticaretin serbest bir şekilde yapıldığı bir bölge olması lazım" dedi. Şu anda 5 tane ülkenin ECOTA'ya taraf olduğunu vurgulayan Yılmaz, bütün üyeleri kapsaması yönünde hep birlikte çaba sarf edilmesi gerektiğini bildirdi. Yılmaz, 5 ülkenin harekete geçmesiyle bunun faydalarının görüleceğini ve diğer ülkelerin de mutlaka bu sisteme geleceğini belirterek, Türkiye olarak geçmişte bu tartışmaların çok yaşandığını ifade etti. Yılmaz, serbest ticaretin rekabeti, kaliteyi artırdığını, tüketicilerin daha düşük fiyatlarla mal ve hizmet almasını sağladığını, üreticilerin de daha kaliteli ürünü daha düşük maliyetle üretmesini sağladığını dile getirdi.
ECO'nun en başarılı olduğu alanlardan birisinin de bankacılık olduğunu belirten Yılmaz, "Şu anda 465 milyon dolar ödenmiş sermayesi olan bir ECO-Bankımız var. Çalışmalarını başarılı bir şekilde yürütüyor" dedi. ECO-Bank'ın sermayesinin mutlaka daha üst düzeye çıkarılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, özel sektörün ECO-Bank'la daha fazla ilgilenmesi gerektiğini ifade etti. Bölge içi ticarette son dönemde bir kıpırdanma, olumlu bir eğilim görüldüğünü belirten Yılmaz, "Azerbaycan ECO ile ticaretini 2011'de yüzde 38 yükseltmeyi başarmış" dedi.
TOBB BAŞKANI RİFAT HİSARCIKLIOĞLU
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise, bugünün dünyasında kalkınmanın başlangıç yolunun işbirliğinden geçtiğini belirterek, zenginleşme yolunda sihirli sözcüğün 'işbirliği' olduğunu ifade etti. Dünya ekonomilerinin müthiş bir değişim geçirdiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Küresel ekonominin ağırlık merkezi, doğuya kayıyor. Yani fırsat ayağımıza geliyor. Avrupa'yı 2. Dünya savaşı yıkımından çıkartan formül, işbirliğiydi. 2 dünya savaşına yol açan coğrafyada, savaşın yerini ticaret ve refah aldı. Şimdi bunu başarma sırası bizde. Başarmanın anahtarı birlikte düşünüp, birlikte hareket etmekte" dedi.
Dünya nüfusunun yüzde 6'sını barındıran ECO bölgesinin dünya ticaretinden aldığı payın yüzde 2 civarında olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, bölgenin toplam ticaretinin 2011 yılında yaklaşık 850 milyar dolar olduğunu ifade etti. Bu rakamın içinde bölge içi ticaretin payı sadece yüzde 7 olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, istatistiklerin ticaretin artırılması için alınan önlemlerin yeterli olmadığını gösterdiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, "AB ülkeleri ticaretinin yüzde 70'ini birbirleriyle yapıyorlar. Çünkü hem insan hareketinde, hem de mal hareketinde vizeleri, kotaları kaldırmışlar. ECO ülkeleri olarak bizse ticaretimizin yüzde 10'unu bile birbirimizle yapmıyoruz. Çünkü ticaretin önüne engeller koyuyoruz. Gelişmiş ülkelerin tersine, komşular olarak birbirimizle ticaret yapmıyoruz" şeklinde konuştu.
Bölge içi ticareti geliştirmeden kalkınmanın, refahın ve zenginliğin elde edilemeyeceğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, bir türlü hayata geçirilemeyen Tercihli Ticaret Anlaşması ECOTA'nın, taviz listelerini veren ülkeler arasında 1 Ocak 2013 itibariyle yürürlüğe girecek olmasının umut verici bir gelişme olduğunu ancak, yeterli olmadığını ifade etti. Hisarcıklıoğlu, "Ne yazık ki, tüm üyelerin ortak bir iradeyle ticaretin önündeki engelleri kaldıracak ECOTA'ya taraf olmasını sağlayamıyoruz. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ı da bir an önce Anlaşm'nın tarafı olmaya çağırıyorum. Bizim kültürümüzde çok güzel bir söz var, 'istişare eden yanılmaz' der. ECO'nun varlık nedeni de budur. Üye ülkeler arasındaki istişareyi, işbirliğini güçlendirmektir" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz