Tuncay Özilhan ekonominin son durumu ve yapılması gerekenler konusunda yaptığı yazılı açıklamada, "Seçim ortamının ve dünya konjonktürünün etkisiyle rehabilitasyon ve reform sürecinde geriye düşme tehlikesinden dolayı endişe duyuyoruz. Ekonomide kırılganlık sürmektedir" diye konuştu.
Uygulanan ekonomik programın devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Özilhan, "Program siyasi olarak güçlü bir şekilde sahiplenilmeli, ekonomi yönetimi,güçlü koordinasyona imkan sağlayacak şekilde Ekonomi ve Maliye Bakanlığı adı altında tek elde toplanmalı. Seçim ertesinde enflasyon hedeflemesine geçilerek sene sonu itibariyle yüzde 20 enflasyon hedefine sadık kalınmalıdır. Bu çerçevede para politikası ve gelirler politikası enflasyon hedefini destekleyici olmalıdır" dedi.
Borç yükünün azaltılması ve ekonomideki rekabet gücünün arttırılması için kamu reformunun tüm alanlarda hızla tamamlanmasının gerektiğini savunan Tuncay Özilhan, "Bir yanda kamuda aşırı istihdamın azaltılması programına devam edilmeli ve kamuda etkinlik artışı sağlanmalı. Diğer yandan personel azaltmaları sonucu doğan mağduriyeti gidermek üzere sosyal politika araçları ile gerekli önlemler alınmalıdır" diye konuştu.
Tuncay Özilhan seçim sonrası ekonomik istikrarın tesisi için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
"Seçim sonrası özelleştirmenin hızlanarak tamamlanması gerekir. Devlet merkeziyetçi yapıdan uzaklaştırılmalı, yerel yönetimlere ağırlık verilmeli, ekonomik rasyonellere uygun bir örgütlenmeye geçilmelidir. Kamuda insan kaynakları liyakat çerçevesinde değerlendirilmeli, sivil toplumun karar mekanizmalarına katılması sağlanmalı, hesap verebilirlik ve şeffaflık ön plana alınmalı,yolsuzlukla aktif olarak mücadele edilmelidir. Vergi reformu, kamu maliyesi perspektiflerinin yanı sıra makro ekonomik açıdan da değerlendirilmelidir. Büyümenin tekrar canlandırılması ve ekonomin istihdam ve üretim artışı sağlar bir yapıya kavuşturulması için reel sektör ve finans sektörü üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Vergi oranları,vergi tabanındaki genişlemenin vergi gelirleri üzerindeki dengeleyici etkisi dikkate alınarak, arz yönlü olarak yeniden belirlenmelidir. Vergi idaresinin modernizasyonu tamamlanarak,elektronik imkanlar, bankacılık sistemi ve vergi kimlik numarası gibi önlemlerle vergi tabanı genişletilmeli. AB'ye adaylık sürecinde gelinen aşama uyarınca, Türkiye ekonomisinin AB ekonomisi ile uyumlulaştırılması çalışmalarına hız verilmelidir. Türkiye ekonomisinin büyümesinin giderek daha fazla özel sektör tabanlı olarak gerçekleştireceği dikkate alınarak, yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmaları hızla sonuçlandırılmalıdır. Bu konuda siyasi iradenin yanı sıra bürokraside bir zihniyet değişikliği gerçekleşmesi gereği göz ardı edilmemelidir. Üretimde istihdamı caydıracak, uluslararası rekabet açısından dezavantaj oluşturacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. Bilim Kurulu tarafından hazırlanan İş Kanunu Taslağı,İş Güvencesi Yasası yürürlüğe girmeden önce,işveren ve işçi kesimlerinin mutabakatıyla yasalaştırılmalıdır. Sürdürülebilir bir büyüme için,özel sektör yatırımlarını finanse edebilecek sağlıklı bir bankacılık sisteminde yeniden yapılanmanın tamamlandığı ve sistemik riskin kalmadığı açıkça ortaya konmalıdır. Krizin etkisiyle ortaya çıkan geri dönmeyen krediler sorunu, bankaların sermaye yapılarında ilerde bir bozulmaya yol açmayacak ve yeni kredi açılmasına imkan sağlayacak bir çerçevede çözülmeli, finansal yeniden yapılandırma programının iyi işlemesi için gereken mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. Bankacılık sisteminde, uluslararası normlara ulaşan düzenlemelerin paralelinde, sermaye piyasalarında da derinleşme sağlanmalı, reel sektörde de risk yönetimi ve uluslararası muhasebe standartları uygulamaları hayata geçirilmelidir."