İZMİR (İHA) - Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aynur Uysal, kadınların çoğunun şiddet olgusuyla aile içinde tanıştığını ve ekonomik sıkıntıların şiddeti artırdığını söyledi.
"Aile içi şiddet kurbanlarının demografik değerlendirilmesi" konulu çalışmasında şiddet konusuna değinen Yrd. Doç. Dr. Aynur Uysal, şiddet ve saldırganlığın özellikle gençlerde yoğun şekilde görüldüğünü söyledi. Şiddetin her türüne fiziksel güç avantajı nedeniyle erkeklerde daha çok rastlandığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Uysal, "Şiddet eylemi kentlerde kırsal kesime oranla daha fazla görülmekte, eğitim düzeyi düşük olan bölgelerde daha sık rastlanmaktadır. Bencil, agresif, ruhsal sorunlu ve davranış bozukluğu olanlar ile alkol, uyuşturucu ve uyarıcı ilaç bağımlılarında şiddet eylemi daha fazla görülmektedir. Yine sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerde, eğitim düzeyi düşük kişilerde şiddet eylemiyle daha çok karşılaşılmakta, toplumdaki ekonomik sıkıntılar, işsizlik, kentleşme, sanayileşme ve hızlı nüfus artışı şiddeti arttırmaktadır" dedi.
Eğitim düzeyi düşük, çalışmayan, yoksul ve kalabalık ailelerde yaşayan kadınların daha ağır şiddet tiplerine maruz kaldığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Uysal, şöyle devam etti:
"Kadınların çoğu şiddetle ailede tanışmaktadır. Şiddetle karşı karşıya kalan kadınlar bu olaydan uzaklaşmak için erken yaşta evlenme yolunu seçmektedir. İnsanların, barınma, iş ve para desteğinden yoksunluk, çocuklardan ayrı kalma korkusu, düşük benlik algısı ve daha iyi bir yaşamı hak ettiklerine dair kuşkuları bulunmaktadır. Kadınlar, kendilerini küçümsemekte ve başka şanslarının olmadığına inanmakta, suçluluk duygusu taşımaktadırlar."
Her 5 gebeden birinin aile içi şiddet kurbanı olduğunu açıklayan Yrd. Doç. Dr. Uysal, "İstismar nedeniyle başvuran çocukların yarısının annesi, intihar girişiminde bulunan her 3 kadından biri ve psikiyatri hastalarının yüzde 40-70'i yine aile içinde şiddete maruz kalmaktadır. Şiddet uygulayanlara tüm sosyoekonomik gruplarda ve tüm yaş gruplarında rastlanmaktadır. Bu kişiler duygusal olarak bağımlı, düşük özgüveni olan, terk edilmekten korkan, kıskanç ve diğer insanların sınırlarını anlamaktan yoksun kişilerdir. Bunlar gerçekte suçluluk hissetmemekte, şiddet içeren davranışın ailenin iyiliği için olduğuna inanmaktadır" diye konuştu.
Türkiye'de Acil Telefon Hattı'na gelen başvuruların yüzde 57'sini fiziksel şiddet, yüzde 46.9'unu cinsel şiddet, yüzde 8.6'sını ise tecavüz vakalarının oluşturduğunu açıklayan Yrd. Doç. Dr. Uysal, "Kadınlar hamilelik döneminde de şiddete maruz kalmaktadır. 21-25 yaş arasındaki gebelerde şiddet eyleminin görülme sıklığı daha fazla olup (yüzde 32), bunu 26-30 (yüzde 25.2) yaş arası kadınlar izlemektedir" dedi.