Çocuğun ilk yaşlarından itibaren ekran karşısında yemek yedirmeye çalışmak, aslında çocuğun geleceği için atılan kötü adımlardan biri olarak görülüyor. İlk etapta dikkat bozukluğu olarak kendini göstermeye başlayan obezitenin, ekran karşısında yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerin tüketilmesine neden olduğu ve gelişme riskini arttırdığı ortaya konuldu. Kliniği’nden Uzm. Dyt. Mısra Beste Köleoğlu, ‘’Ekran başında yemek yiyen çocukların genellikle daha yüksek kalorili, şekerli, yağlı ve besin değeri düşük abur cubur yiyecekleri tercih ediyor. Bu durum insülin direnci, yüksek tansiyon ve dislipidemi gibi metabolik sendrom bileşenlerinin gelişme riskini artırırken çocukların gerekli vitamin ve mineralleri almalarını engelleyebileceğini ve beslenme yetersizliklerine yol açabiliyor’ dedi.
Yemek yerken dikkatin dağılmasının, yiyeceklerin yeterince çiğnenmeden yutulmasına neden olabileceğinin söyleyen Uzm. Dyt. Köleoğlu, bu durumun ise sindirim sisteminde strese yol açarak gaz, şişkinlik ve hazımsızlık gibi problemlere yol açabileceğini söyledi. Uzm. Dyt. Köleoğlu, ekrana maruz kalarak beslenen çocuklar ile kalmayanlar arasındaki farklılıkları şöyle açıkladı:
“Ekran karşısında yemek yiyen çocuklar genellikle daha az meyve, sebze ve tam tahıl tüketirler. Bunun yerine, yüksek şekerli ve yağlı atıştırmalıklar tercih ederler. Bu durum, genel beslenme kalitesini düşürür. Ekransız bir ortamda yemek yiyen çocuklar ise, yemeklerini daha yavaş ve dikkatli yerler. Bu durum, tokluk hissinin zamanında fark edilmesini sağlar ve aşırı yemeyi engeller.”
Ekran önünde yemek yemenin tokluk hissinin engellenmesine neden olabileceğine değinen Uzm. Dyt. Köleoğlu, “Araştırmalar, dikkatli bir şekilde yemek yemenin (mindful eating), tokluk hissini artırdığını ve aşırı yemeyi engellediğini göstermektedir” dedi. Ayrıca aşırı kilo sorunu tetikleyebileceğine değinirken, “Çocuklar ekran karşısında daha fazla abur cubur tüketme eğilimindedir ve bu da toplam kalori alımını artırır. Ayrıca, ekran başında geçirilen zaman, fiziksel aktiviteyi azaltarak enerji dengesizliğine neden olur. Uzun vadede, bu alışkanlıklar kilo alımını hızlandırabilir ve obezite riskini artırır” şeklinde açıkladı.
Ekransız bir yeme rutini oluşturmanın mümkün olduğunu ifade eden Uzm. Dyt. Köleoğlu, bunun çocuğun genel sağlık ve beslenme alışkanlıklarını da iyileştirebileceğini söyleyerek önerilerde bulundu:
“Ailece düzenli yemek yemek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılmasına yardımcı olur. Yemek zamanlarında ekranları kapatın ve aile bireylerinin birbirleriyle etkileşimde bulunduğu bir ortam oluşturun. Yemek yeme alanlarını ekranlardan uzak tutun. Yemek masasında televizyon, tablet veya telefon bulundurmayın. Bu, dikkatin yemeğe odaklanmasını sağlar. Çocuklara, yemek yerken yemeğin tadını çıkarmayı, yavaş yemeyi ve her lokmanın tadını almalarını öğretin. Bu, tokluk hissinin daha iyi anlaşılmasını sağlar ve aşırı yemeyi engeller. Çocukları, ekranın yemek yeme üzerindeki olumsuz etkileri konusunda bilgilendirin. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaları için onları eğitin.”
Ekran bağımlılığının abur cubur tüketimini de artırdığını ifade eden Uzm. Dyt. Köleoğlu, “Ekran başında geçirilen süre, özellikle reklamlar ve can sıkıntısı nedeniyle sağlıksız atıştırmalıklara yönelmeye neden olabilir. Çalışmalar, televizyon izlerken yiyecek reklamlarına maruz kalan çocukların, bu yiyecekleri tüketme eğiliminde olduklarını göstermektedir. Bu durum, toplam kalori alımını ve dolayısıyla obezite riskini artırır” dedi.
Ebeveynlerin çocuklarına sağlıklı beslenme ve ekran kullanımı konusunda örnek olması gerektiğinin vurgulayan Uzm. Dyt. Köleoğlu, “Ebeveynler kendi yeme alışkanlıklarına dikkat ederek çocuklarına model olmalıdırlar. Çocuklarınızın ekran başında geçirdikleri süreyi sınırlandırın ve yemek zamanlarında ekran kullanımını yasaklayın. Amerikan Pediatri Akademisi, çocukların günlük ekran süresini 1-2 saat ile sınırlamayı önermektedir. Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırarak, yemeklerin aile ile birlikte ve dikkatlice yenmesini teşvik edin. Çocuklara, yemek yerken dikkatli olmanın ve yemeklerin tadını çıkarmanın önemini öğretin” söyledi. (DHA)