İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini, AKP Adayı Binali Yıldırım'ın önünde tamamlayan CHP adayı Ekrem İmamoğlu, yaklaşık 3 aylık seçim kampanyası sürecinde tüm Türkiye'nin tanıdığı isim oldu ve şimdi siyasette CHP siyasetinin "parlayan yıldızı" olarak anılmaya başlandı.
İmamoğlu, 1970 Trabzon doğumlu. İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun olan İmamoğlu, muhafazakar/sağ kökenli bir aileden geliyor.
Babası, Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi'nin (ANAP) Trabzon il kurucularından olan İmamoğlu'nun siyasetle tanışması da ANAP'ta oldu.
Muhafazakar bir aileden gelmesine karşın, kendi anlatımıyla "üniversite yıllarında sosyal demokrat değerleri" benimsiyordu.
İmamoğlu, 2008'de aktif siyaset yapma kararı aldığında adres olarak CHP'yi seçti. 2009 seçimlerinde de bu partiden Beylikdüzü belediye başkan aday adayı oldu. Aday gösterilmese de birkaç ay sonra parti ilçe başkanlığına seçildi. 2014 yerel seçimlerinde partisinin adayı olarak girdiği seçimlerde, Beylikdüzü Belediyesi'ni AKP'den alarak başkan seçildi.
Beylikdüzü'ndeki başarılı belediye başkanlığı, İmamoğlu'nu CHP'nin İstanbul adaylığına taşıdı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 13 Aralık'ta 2018'de İmamoğlu ve ailesini ziyaret ederek kahvaltıda buluştu.
Kılıçdaroğlu'nun adaylık teklifi de esprili bir havada gerçekleşti ve baba Hasan İmamoğlu'na, "Oğlunuzu istemeye geldik" diyerek izin istedi.
Kılıçdaroğlu'nun gelininin Trabzon'lu olmasına göndermede bulunan Hasan İmamoğlu, "Zaten Akçaabat'tan bir kız aldınız. Biz de oğlan veririz, olur" sözleriyle oğlunun adaylığına onay verince, iki taraf el sıkıştı.
İmamoğlu yaklaşık 3 aylık İstanbul büyükşehir adaylığı döneminde, Türkiye'de seçim süreci boyunca hissedilen "kutuplaştırıcı" dili kullanmamaya özen gösterdi.
Sokak sokak gezmesi, kendisine oy vermeyeceğini söyleyen AKP seçmenine "canın sağolsun" diyerek teşekkür etmesiyle tanındı. AKP ve MHP sözcülerinin hedef haline getirdiği HDP seçmeni konusunda çekingen bir tavır sergilememesi de Kürt oylarının kendisine yönelmesini sağladı.
İmamoğlu'nun adaylığının partisi tarafından ilan edilmesinden sonra aldığı ilk karar, daha önce İstanbul'da belediye başkanlığı yapan isimleri ziyaret etmek oldu.
Bu kapsamda, "metal yorgunluğu" gerekçesiyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebi doğrultusunda yaklaşık 1,5 yıl önce görevini bırakmak zorunda kalan İstanbul'un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1989'da SHP'den belediye başkanı seçilen Nurettin Sözen ve ANAP'tan seçilen Bedrettin Dalan'ı ziyaret etti.
İmamoğlu "önceki başkan ziyareti" kapsamına 1994'te Refah Partisi'nden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ı da aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu talebe yanıtı, "Kapım herkese açık ama bay Kemal'den izin alabilecek mi? Bay Kemal'den izin alırsa seve seve karşılarım" oldu ve kısa süre sonra da randevu verdi. CHP içinde kimi çevreler bu ziyareti eleştirse de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmenin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini belirtip "Ayrım yapmamak gerekiyor. Her partiden belediye başkanlığı yapanlar vardı, onların görüşlerini almaya gitti. Erdoğan'a da bu çerçevede gidildi" sözleriyle görüşmeyi onayladı.
İmamoğlu, rakibi Binali Yıldırım'a karşı da sert kutuplaştırıcı dil kullanmaktan kaçındı. Adaylığı ilk açıklandığında TBMM Başkanlığı'nı sürdüreceği mesajı veren Yıldırım'ın bu tutumunu "Sayın Binali Yıldırım benim rakibim değil. Hala TBMM Başkanı Sayın Yıldırım" sözleriyle eleştirirken, şu tavsiyede de bulundu:
"Sayın Meclis Başkanı'nın takdiridir. Yasal konular var, anayasanın maddeleri var, kime ne hak tanıyor ne tanımıyor, işin o yönünü ben bilemem. Sayın Meclis Başkanı kendi titri ve makamıyla İstanbul sokaklarında zorlanabilir. Kalabalık bir heyetle gezmek durumunda kalabilir. Benim tavsiyem, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gezmesi yönündedir. Ben öyle geziyorum. Daha kolay diyalog kuruyorum. İstanbullular da bundan memnun."
Muhafazakar bir aileden geldiğini her fırsatta dile getiren İmamoğlu'nun adaylığının ilan edilmesinden sonra yaptığı ilk iş, başörtülü annesiyle video görüntüsünü sosyal medyada paylaşarak, muhafazakar kesimlere "ben de sizin gibi bir aileden geliyorum" mesajı vermek oldu.
İmamoğlu'nun Yeni Zelanda'da iki camiye yönelik saldırıda yaşamını yitirenler için Eyüp Sultan'da düzenlenen mevlide katıldı. İmamoğlu'nun, burada yaşamını yitirenler için Kuran-ı Kerim'den Yasin suresini okuması dikkat çekici bulunmuştu.
Ekrem İmamoğlu'nun 3 ay gibi kısa sürede yürüttüğü pozitif dil ve kampanya ile İstanbul'u Binali Yıldırım gibi deneyimli bir isim karşısında kazanması, partisi CHP içindeki konumunu da güçlendirdi.
CHP, gerek yerel yönetimler, gerekse cumhurbaşkanlığı seçimleri ve parti içindeki liderlik yarışlarında yeni isimler çıkaramamakla eleştiriliyordu.
Birçok yorumcuya göre İmamoğlu, yerel seçim sürecindeki performansı, farklı kesimlere hitap edebilmesi, gençlik avantajlarıyla parti içindeki konumunu güçlendirmesi ile ileriye dönük parti içindeki liderlik yarışlarında yeni isim olarak gündeme gelebilir.